Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Ülkelerin Kalkınmasında Kadınların Rolü adlı konferansta konuştu.

İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkelerin Kalkınmasında Kadınların Rolü adlı konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı'ya yönelik eleştirilerini sürdürdü.

Batı'nın samimi ve dürüst olmadığını belirten Erdoğan, "Ben Türkiye'li bir Müslüman olarak, Suriye'de, Irak'ta Afganstan'da, Somali'de, Yemen'de yaşananlardan hicap duyuyorum. Ama bir taraftan da hırsım ve kinim artıyor. Ümran bebeğin resmini kalkıp da ekranlara getirmek iş değil, onları o hale getirenler kim? Önce bunun hesabını verelim. Botların içinde 70-100 kişi. O botları şişlerle batıran batı zihniyetini acaba biz ne zaman batıracağız?" diye konuştu.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Bölgemizde ve dünyanın her köşesinde dökülen kanlara, yitirilen canlara, uygulanan zulümlere, yaşanan mağduriyetlere baktığımızda sıkıntıyı hep Müslümanların çektiğini görüyoruz. Daha acısı, dökülen Müslüman kanlarının büyük bölümünün faillerinin de yine Müslümanlar olmasıdır. Müslümanların yaşadıkları coğrafyaların imkanları ve zenginlikleri başkaları tarafından kullanılıyor ama yitirilen canlar hep bizden oluyor. Bu çarpıklığın daha fazla devam etmesine izin vermemeliyiz.

DAHA NE KADAR ACI ÇEKMEMİZ LAZIM?

Şu soruların cevaplarını hep beraber aramak durumundayız. Bugün Suriye'de, Irak'ta Filistin'de, Libya'da çıkan sıkıntılara Müslümanlar neden kendileri bir çözüm bulamıyor.

Etnik ve mezhebi ayrışmalara dayalı çalışmalar, soruyorum daha ne kadar sürecek? Bunlar karşısında daha ne kadar duyarsız kalacağız. Müslümanların erkekleri katledilir, kadınları, çocukları, yaşlıları her türlü zillete maruz bırakılırken İslam dünyası tek bir anını dahi nasıl huzurlu geçirebilir? Dışarıdan aranan kurtarıcıların zaten sorunların sebepleri olduğunu görmek için daha ne kadar acı çekmemiz gerekiyor? Coğrafyamızda 1 asırdır oynana bu kirli oyuna daha ne kadar tahammül edeceğiz?

GÖRDÜKÇE HIRSIM, KİNİM ARTIYOR

Ben tüm sıfatlarımdan hariç bir şekilde Türkiye'li bir Müslüman olarak, Suriye'de, Irak'ta Afganstan'da, Somali'de, Yemen'de yaşananlardan hicap duyuyorum. Ama bir taraftan da hırsım ve kinim artıyor. Dergilerinin kapaklarına Aylan bebeğin resmini koyarak onlardan bir şey koparmaya çalışanları gördükçe kinim artıyor. Ümran bebeğin resmini kalkıp da ekranlara getirmek iş değil, onları o hale getirenler kim? Önce bunun hesabını verelim. Botların içinde 70-100 kişi. O botları şişlerle batıran batı zihniyetini acaba biz ne zaman batıracağız?

O HALDE BATI NEDEN ÖNDE DEME HAKKIMIZ YOK

Kadını tamami ile her şeyden uzak tutalım. İlimden, irfandan uzak tutalım, sosyal hayatın içinde bulundurmayalım, sadece evde bulunsun yeter anlayışı ile güçlü bir milleti oluşturamazsınız.Ondan sonra batı neden bu kadar önde deme hakkımız yok. Dönem Başkanlığımızda yeni genel sekreterimizle beraber Müslümanların yüzünü güldürecek çabalar içerisinde olmayı sürdüreceğiz.

HEDEF EL BAB'A KADAR İLERLEMEK

3 milyon mülteciyi ülkesinde barındıran bir ülke olarak daha fazla sorumluluk üstlenmeye hazırız. Şu anda Irak'ta ki gelişmelerde neler olabilir meçhul. Biz hazırlıklarımızı yapıyoruz. Birileri bize akıl veriyor. Irak'la Suriye ile bu kadar ilgilenmeyin diyorlar. Suriye'ye 950 km sınırı olan biziz. Bombalar atıldığı zaman bizi vuruyor biz nasıl buna duyarsız kalabiliriz. Sabır sabır sabır... En son Gaziantep'te 56 vatandaşımızı şehit ettiler. Dedik biz artık Suriye'ye gireceğiz. Cerablus DAEŞ tarafından işgal edilmişti. Oradan DAEŞ'i attık. Hedef El -Bab'a kadar ilerlemek. Orayı terörden arındırılmış bölge haline getirmek istiyoruz

TERÖR DEVLETİ OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORLAR

Öyle bir operasyon yapıyorlar ki; PYD ve PKK'yı bu bölgeye yerleştirmek istiyorlar. Suriye ve Türkiye arasında bir terör devleti oluşturmak istiyorlar. Kusura bakmayın Türkiye buna müsade etmeyecek dedik harekete geçtik. Suriye Suriyelilerindir dedik. Bunlar ne yaptı biliyor musunuz. Bunlar önce buraya DAEŞ'i yerleştirdiler, sonrasında onu çıkarıp YPG ve PYD'yi yerleştirdiler.

KATİL ESED'İ SAVUNMAK BİR MÜSLÜMAN'IN HADDİNE Mİ?

Arap Birliği'nin dik durması lazım. Niye dik durmuyorlar? Yani katil Esed'i savunmak samimi bir Müslüman'ın tavrı olabilir mi? Katil Esed'i savunmak bir Müslümanın haddine midir. 600 bini aşkın Müslüman'ı öldürüyorlar. KMüslüman ülkeleri bir olursak Suriye'deki sorunu biz kendimiz çözeriz. Bir ara dedim Batı bu insanları almıyor. Yoksa biz kapıları açsak da bunlar Batı'ya mı geçsek dedim. Bunlar tutuştu. Milli geliriniz bizden fazla, neden rahatsız oluyorsunuz. İnsan Hakları Beyannamesi yok mu? Gereğini yapın. Tek sorumlu Türkiye ve Lübnan mı? Ah Ah bizim kendimize gelmemiz lazım.

EŞİNE AZ RASTLANIR BİR KAHRAMANLIKLA...

15 Temmuz'da bir şer örgütü ülkemizde darbe yapmaya teşebbüs etti. 17-25 Aralık'ta bir darbe girişimi daha yapmaya çalışmışlardır. Türk milleti tarihte eşine az rastlanır bir kahramanlıkla bu İhanet girişimini engelledi. Benim milletimin elinde silahı yoktu. Sadece bayrakları vardı. Vatanım için ben tankların arasına girmeye namzetim dedi. Milletimle iftihar ediyorum. Bizim nene hatunlarımız var. 15 Temmuz'da kadınlarımız o günleri hatırladılar ve bize de hatırlattılar.

KADINLARIN KALKINMA HEDEFLERİNE KATKISI

Kadınların ülkelerimizin kalkınma hedeflerine katkı vermelerini istiyorsak önce onların haklardan ve fırsatlardan etkin biçimde faydalanmalarını temin etmeliyiz. Kadınların istihdam ve karar alma mekanizmalarına tam katılımları sağlanmadan ülkelerine, kendilerinden umulan katkıyı vermelerini beklemek gerçekçi değildir. Anne ve çocuk sağlığı, kızların eğitim-öğretimi ve kadına karşı şiddetin önlenmesi konularının şahsım, eşim ve ülkem için özel öneme sahip meseleler olduğunu bilmenizi istiyorum.