TÜRKİYE
Cumhurbaşkanı Erdoğan:''Yazıklar olsun!..''
Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti İl Başkanları Toplantısı’nda Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünü eleştirdi: Gittiğiniz yol Kandil’in, Pensilvanya’nın yoludur. Yaptığınız iş, bu ülkenin asla hayrına değil. Bu zihniyetin derdi, asla adalet, hukuk olamaz
02 Temmuz 2017, Pazar
Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti İl Başkanları Toplantısı’nda Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünü eleştirdi: ''Gittiğiniz yol Kandil’in, Pensilvanya’nın yoludur. Yaptığınız iş, bu ülkenin asla hayrına değil. Bu zihniyetin derdi asla adalet, hukuk olamaz.''
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen partisinin il başkanları toplantısına katıldı. AK Parti ile hukuki olarak ilişkisini sona erdirdiği 2014 Ağustos ayının ardından 3 yıl sonra ilk kez il başkanlarına seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatında değişim ve yenilenme müjdesi verdi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na da sert sözlerle yüklenen Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
RUHLARINI KİRAYA VERDİLER: 30 Mart 2014'te yapılan mahalli seçimlerin muhasebesini gerçekleştirdiğimiz en son genişletilmiş il başkanları toplantısında seçim sürecinde nasıl alçakça, kalleşçe saldırılara maruz kaldığımızı konuşmuştuk. Şu anda "Akılsız başın cezasını ayaklar çeker" misali kendini yollara vurup İstanbul'a giden CHP'nin başındaki zat, o dönemde bizim için "Seçimden sonra başbakan yurt dışına kaçacak" tezviratları yapıyordu. İşin doğrusu çok partili hayatımızda siyasetin bu denli seviyesiz hale getirildiği, siyasetçilerin akıllarını ve ruhlarını bu denli kiraya verdiği pek az seçim gördük.
RUHLARINI KİRAYA VERDİLER: 30 Mart 2014'te yapılan mahalli seçimlerin muhasebesini gerçekleştirdiğimiz en son genişletilmiş il başkanları toplantısında seçim sürecinde nasıl alçakça, kalleşçe saldırılara maruz kaldığımızı konuşmuştuk. Şu anda "Akılsız başın cezasını ayaklar çeker" misali kendini yollara vurup İstanbul'a giden CHP'nin başındaki zat, o dönemde bizim için "Seçimden sonra başbakan yurt dışına kaçacak" tezviratları yapıyordu. İşin doğrusu çok partili hayatımızda siyasetin bu denli seviyesiz hale getirildiği, siyasetçilerin akıllarını ve ruhlarını bu denli kiraya verdiği pek az seçim gördük.
AYAKÇILIĞINI YAPIYOR: Bugün FETÖ ihanet çetesine ve onların dümen suyuna girerek ülkesine iftira atanları korumak için yolları arşınlayanlar, o dönemde de aynı çetenin ayakçılığını yapıyordu. O dönemdeki haysiyet cellatlığına milletimizin itibar etmemesinin, tam tersine oynanan oyunu görerek güçlü bir şekilde arkamızda durmasından birilerinin hiç ders çıkarmadığı anlaşılıyor. FETÖ tetikçilerinin ellerine tutuşturdukları malzemeler, kayıtlar, tapeler üzerinden kendilerine ikbal devşirmeye çalışanlar hala aynı yerde debelenip duruyor. Biz ülkemiz için çalıştığımız ve "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" dediğimiz için 80 milyonun gönlünde kendimize müstesna bir yer edindik. Onlarsa yoldaşlığını yaptıkları ihanet çetesiyle ve bölücü örgütle birlikte Türkiye'nin aleyhinde çalışmaktan bir gün bile vazgeçmediler.
DERTLERİ ADALET OLAMAZ: Güya "adalet" diyen ama adaleti sağlamakla görevli ilk derece mahkemelerinden Anayasa Mahkemesi'ne kadar tüm kurumlara saldıran bir zihniyetin derdi asla adalet, hukuk olamaz. Bir defa bile şöyle gönül diliyle şehitlerimizi andıklarını, gazilerimize şifa dilediklerini duymadıklarımız, ne yazık ki teröristler ve onlara yardım edenler için adeta dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Hem FETÖ'nün hem PKK'nın önde gelen isimlerinin övgüyle bahsettiği bir genel başkanın yaptığı işlerin, ülkemizin ve milletimizin yararına olmadığını anlamak için başka bir ölçüye gerek yoktur. Avrupa'nın himayesindeki sözde gazetesinden size seslenen PKK yöneticisi, 'doğru adımları atıyorsunuz' diyorsa attığınız adım kesinlikle yanlıştır. Terör örgütleri olağanüstü halden rahatsızsa ve siz de uygulama gayesini bile bile buna karşı çıkıyorsanız gittiğiniz yol Kandil'in, Pensilvanya'nın yoludur. Uluslararası kuruluşların, mahkemelerin dahi eleştirmediği tarzda terör davalarına saldırıyorsanız, Türk adaletini itham ediyorsanız yaptığınız iş bu ülkenin hayrına asla değildir. İlla bir hak arayacaksanız gidin FETÖ davalarının, PKK, DHKP-C davalarının görüldüğü mahkemelere, şehitlerin, gazilerin, milletin hakkını arayın. Gidin tabutlarına omuz verdiğiniz eli kanlı canilerin yetim ve öksüz bıraktığı çocukların hakkını arayın.
YAZIKLAR OLSUN: Gül diken gül derecek, rüzgar eken de fırtına biçecektir. Onun için darbecileri bırakıp darbeye maruz kalanları suçlayanlara yazıklar olsun. Teröristleri bırakıp terörle mücadele edenlerin üzerine gidenlere yazıklar olsun. Ülkesini bırakıp ülkesine saldıranların argümanlarına sarılanlara yazıklar olsun. Kendi milletvekillerinin dünyanın her yerinde vatana ihanet suçu kapsamında kabul edilen eylemine sahip çıkanlar, aslında taammüden aynı suça ortak olmaktadırlar.
SUÇLARINI BASTIRIYORLAR: Konunun ne basın özgürlüğüyle ne düşünce ve ifade özgürlüğüyle ne milletvekili dokunulmazlığıyla ilgisinin olmadığını en iyi bu gürültüyü çıkaranlar biliyordur. Bir başka terör örgütüyle irtibatları sebebiyle kamudan ihraç edilen ve yine örgütün emriyle cezaevinde güya açlık grevi başlatanlara yine bunlar sahip çıkıyor. Bu da enterasan. Esasen bunların hiçbirinin derdi demokrasi ve özgürlükleri savunmak değil kendi suçlarını bastırmaktır. Milletimize hakikatleri anlatmadığımız her yerde, meydanın yalanlara, yanlışlara, iftiralara kalması kaçınılmazdır. Bunun için hep birlikte gece gündüz çalışmak, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayarak tüm vatandaşlarımıza gerçekleri anlatmak mecburiyetindeyiz.
"MHP'nin milletine muhabbetinden şüphe yok"
"MHP'nin özellikle ülkeye ve millete olan muhabbetlerinden şüphe duymuyoruz. MHP'nin, kritik konularda gösterdiği olumlu ve sağ duyulu duruşa bakıldığında, CHP'nin ve aynı çizgideki çevrelerin konumu çok daha açık bir biçimde görülüyor. Meselenin memleketinin bekası meselesi olduğunu görerek, ülkesinin yanında yer alan herkese teşekkürlerimizi iletiyorum. CHP'nin terör örgütleriyle ve onları ülkemizin üzerine kışkırtan güçlerle birlikte hareket etme noktasına geldiğini görmek durumundayız."
'Kesinlikle izin vermeyeceğiz'
"İki hafta sonra 15 Temmuz'un yıl dönümü. Artık böylesine tarihi olayların bile sıradanlaşması, kanıksanması tehlikesiyle yüz yüzeyiz. 15 Temmuz'un unutulmasına, bu ihanetin üzerinin örtülmesine, bu hainlerin yaptıkları alçaklığın hesabının sorulmasının önüne geçilmesine izin vermeyeceğiz. O gece canları pahasına ülkelerine sahip çıkan şehitlerimizin ve gazilerimizin üzerimizdeki vebalini hiç aklımızdan çıkarmayacağız. Birileri hava meydanından kaçar, birileri de şehadete yürür. İşte fark bu."
'Milli gün olarak kutlayacağız'
"15 Temmuz'u milletimizin istiklalinin ve istikbalinin, bayrağımızın, ezanlarımızın, demokrasimizin kurtuluş tarihi, şehitlerimizi ve gazilerimizi anma vesilesi bir milli gün olarak kutlayacağız. Meclis'te, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki etkinliklere katılacağız."
DERTLERİ ADALET OLAMAZ: Güya "adalet" diyen ama adaleti sağlamakla görevli ilk derece mahkemelerinden Anayasa Mahkemesi'ne kadar tüm kurumlara saldıran bir zihniyetin derdi asla adalet, hukuk olamaz. Bir defa bile şöyle gönül diliyle şehitlerimizi andıklarını, gazilerimize şifa dilediklerini duymadıklarımız, ne yazık ki teröristler ve onlara yardım edenler için adeta dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Hem FETÖ'nün hem PKK'nın önde gelen isimlerinin övgüyle bahsettiği bir genel başkanın yaptığı işlerin, ülkemizin ve milletimizin yararına olmadığını anlamak için başka bir ölçüye gerek yoktur. Avrupa'nın himayesindeki sözde gazetesinden size seslenen PKK yöneticisi, 'doğru adımları atıyorsunuz' diyorsa attığınız adım kesinlikle yanlıştır. Terör örgütleri olağanüstü halden rahatsızsa ve siz de uygulama gayesini bile bile buna karşı çıkıyorsanız gittiğiniz yol Kandil'in, Pensilvanya'nın yoludur. Uluslararası kuruluşların, mahkemelerin dahi eleştirmediği tarzda terör davalarına saldırıyorsanız, Türk adaletini itham ediyorsanız yaptığınız iş bu ülkenin hayrına asla değildir. İlla bir hak arayacaksanız gidin FETÖ davalarının, PKK, DHKP-C davalarının görüldüğü mahkemelere, şehitlerin, gazilerin, milletin hakkını arayın. Gidin tabutlarına omuz verdiğiniz eli kanlı canilerin yetim ve öksüz bıraktığı çocukların hakkını arayın.
YAZIKLAR OLSUN: Gül diken gül derecek, rüzgar eken de fırtına biçecektir. Onun için darbecileri bırakıp darbeye maruz kalanları suçlayanlara yazıklar olsun. Teröristleri bırakıp terörle mücadele edenlerin üzerine gidenlere yazıklar olsun. Ülkesini bırakıp ülkesine saldıranların argümanlarına sarılanlara yazıklar olsun. Kendi milletvekillerinin dünyanın her yerinde vatana ihanet suçu kapsamında kabul edilen eylemine sahip çıkanlar, aslında taammüden aynı suça ortak olmaktadırlar.
SUÇLARINI BASTIRIYORLAR: Konunun ne basın özgürlüğüyle ne düşünce ve ifade özgürlüğüyle ne milletvekili dokunulmazlığıyla ilgisinin olmadığını en iyi bu gürültüyü çıkaranlar biliyordur. Bir başka terör örgütüyle irtibatları sebebiyle kamudan ihraç edilen ve yine örgütün emriyle cezaevinde güya açlık grevi başlatanlara yine bunlar sahip çıkıyor. Bu da enterasan. Esasen bunların hiçbirinin derdi demokrasi ve özgürlükleri savunmak değil kendi suçlarını bastırmaktır. Milletimize hakikatleri anlatmadığımız her yerde, meydanın yalanlara, yanlışlara, iftiralara kalması kaçınılmazdır. Bunun için hep birlikte gece gündüz çalışmak, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayarak tüm vatandaşlarımıza gerçekleri anlatmak mecburiyetindeyiz.
"MHP'nin milletine muhabbetinden şüphe yok"
"MHP'nin özellikle ülkeye ve millete olan muhabbetlerinden şüphe duymuyoruz. MHP'nin, kritik konularda gösterdiği olumlu ve sağ duyulu duruşa bakıldığında, CHP'nin ve aynı çizgideki çevrelerin konumu çok daha açık bir biçimde görülüyor. Meselenin memleketinin bekası meselesi olduğunu görerek, ülkesinin yanında yer alan herkese teşekkürlerimizi iletiyorum. CHP'nin terör örgütleriyle ve onları ülkemizin üzerine kışkırtan güçlerle birlikte hareket etme noktasına geldiğini görmek durumundayız."
'Kesinlikle izin vermeyeceğiz'
"İki hafta sonra 15 Temmuz'un yıl dönümü. Artık böylesine tarihi olayların bile sıradanlaşması, kanıksanması tehlikesiyle yüz yüzeyiz. 15 Temmuz'un unutulmasına, bu ihanetin üzerinin örtülmesine, bu hainlerin yaptıkları alçaklığın hesabının sorulmasının önüne geçilmesine izin vermeyeceğiz. O gece canları pahasına ülkelerine sahip çıkan şehitlerimizin ve gazilerimizin üzerimizdeki vebalini hiç aklımızdan çıkarmayacağız. Birileri hava meydanından kaçar, birileri de şehadete yürür. İşte fark bu."
'Milli gün olarak kutlayacağız'
"15 Temmuz'u milletimizin istiklalinin ve istikbalinin, bayrağımızın, ezanlarımızın, demokrasimizin kurtuluş tarihi, şehitlerimizi ve gazilerimizi anma vesilesi bir milli gün olarak kutlayacağız. Meclis'te, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki etkinliklere katılacağız."