TÜRKİYE
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dünyaya insanlık dersi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin New York kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 71. Genel Kurul'da konuşma yaptı.
Erdoğan, 16. sırada konuşma yaparken mülteci krizi ve Suriye'de yaşanan gelişmelere dair önemli ifadeler kullandı.
Uluslararası kamuoyunun Filistinli çocuklara borcu olduğunu söyleyen Erdoğan, İsrail ile ilişkilerin geliştirilmesinin bu konuya yardımı olacağına dikkat çekti.
Erdoğan ayrıca tüm dünya ülkelerinin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tehditi altında olduğunu belirtirken 15 Temmuz'da yaşananları anlattı.
Erdoğan'ın konuşmasının satır başları:
Bu parlak tablobnun utanç verici yüzü var. Suriye'de, Irak'ta terörün kıskacında inleyen birçok ülkede yüzbinlerce kadın çocuk ve genç öldürülmeye devam ediliyor. Ölüm ve zulümden kaçan mülteciler Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muamelelerle karşı karşıya kalıyor.
DEAŞ, El Nusra, YPG ve PKK gibi terör unsurları bölgedeki eylemlerini sürdürüyor.
ZAMAN SORUNLARIN ÜZERİNE GİTME ZAMANIDIR
Dünyanın birçok ülkesinde insanlar açlık ve sefaletle boğuşuyor. Utanç verici bir tablosur. Daha da acısı bu krizlerin çoğu kolayca çözülebilecek mahiyette. Gelecek nesillerin huzuru, refahı ve güvenliği bugünden atacağımız adımlara bağlı. Zaman sorunların üzerine kararlılıkla gitmek zamanıdır.
Günümüzde terör örgütleri çeşitli şeylere başvuruyor. 15 Temmuz gecesi kısa adı FETÖ olan Fetulalhçı Terör Örgütü'nün başlattığı darbe girişimine maruz kaldık 241 vatandaşıımızı şehit ettiler. Parlamento binamız, Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz bu terör örgütü tarafından savaş uçaklarıyla bombalandı.
MİLLETİMLE İFTİHAR EDİYORUM
Tanklar insanları ezip geçti. Helikopterlerden sivillerin üzerine ateş açıldı. Bu darbe girişimi milletimizin demokrasisine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Milletimle iftihar ediyorum. Ve 29 gün gece sabahlara kadar demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum.
Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak, bedenini tankların önüne siper eden milletimle iftihar ediyorum. Karşınızda bulunuyorsam milletimizin cesur ve asil duruşu sayesindedir
FETÖ İLE MÜCADELE ETMEZSENİZ YARIN GEÇ OLABİLİR
Bugün temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehditi altındadır. Türkiye'nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin sapkınlık içerisindedir.
Devlet kurumlarına sızmak, toplumu etkilemek ve ekonomik kaynaklara hakim olma hedefindeler. FETÖ'ye süratle önlem alınması çağrısında bulunuyorum. FETÖ ile mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir.
Bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan Türkiye gibi ifadelerin kesinlikle ülkemizle ilgisinin bulunmadığını belirtmek isterim.
NİYE TÜRKİYE'YE GELDİNİZ DEMİYORUZ
Suriye'de 12 milyon insan yerini yurdunu kaybetti. 2 milyon 700 bini benim ülkemde. Evimizde misafir ediyoruz. Niye Türkiye'ye geldiniz demiyoruz. Kapılarımızı kapatmadık, zira bombalardan kaçan uçakların attığı bombalardan kaçan bu insanlara karşı bizler insani ve vicdani görevimizi yaptık, devam edeceğiz.
Dünya, Batı almayabilir, ama biz alacağız. Çünkü insanız. Öyleyse bu felaket karşısında kapılarımızı açmak durumundayız.4
SURİYE HALKI TÜKENİYOR
Suriye halkı katil ve terörist bir iktidarın pençesinde tükeniyor. Bu süreçte uluslararası toplum insani değerler sınavında sınıfta kaldı. Şu ana kadar bizim faturalı olarak yaptığımız harcama 12 buçuk milyar dolardır.
AB VERDİĞİ SÖZLERİ TUTAMADI
STK'lar, belediyelerin yaptığı harcamalar bir o kadar. Toplamda 25 milyar dolar harcama yapıldı. Peki dünyadan size ne geldi? Çatısı altında bulunduğumuz BM'den gelen destek 525 milyon dolar. Başka herhangi bir şey yok. Avrupa Birliği de verdiği sözleri tutamadı.
UNICEG'e 178 milyon dolar gönderdiler, o kadar. Fakat Türkiye'ye gelen yardım söz konusu değildir.
3 MİLYON MÜLTECİYE KUCAK AÇTIK
Meselenin başından beri tüm insanlıuğın sorunu olduğu inancıyla, bölgesel ve küresel güçlerle işbirliği yapmaya özen gösterdik. Akrabamız ve komşumuz Suriyelilerin bu kıyametine sessiz kalmadık, kalmayacağız. 3 milyon mülteciye bizler hiçbir etnik mezhep veya din ayrımı gözetmeksizin kucak açtık.
BU GENEL KURUL ÇOK ÖNEMLİ
Türkiye'deki bu çadır kentlerde konteyner kentlerde misafir ettiğimiz insanlarla ilgili desteğimiz sürecek. AB olmak üzere bize katkı sözü verenler sözlerini yerine getirmediler. Aynı şekilde BM de verilen sözlerini yerine getirsin. Bu genel kurul bu sesi tüm dünyaya duyurma bakımından da çok önemlidir.
SURİYE TOPRAKLARINDA GÖZÜMÜZ YOK, SURİYE SURİYELİLERİNDİR
Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasına en fazla önem veren ülke Türkiye'dir. Suriye'nin topraklarında gözümüz yoktur. Bütün mesele Suriye, Suriyelilierindir.
GÜVENLİ BÖLGE OLUŞTURMA ÇAĞRISINDA BULUNUYORUZ
Suriye muhalefetine verdiğimiz destekle başlayan Fırat Kalkanı Harekatı, umutsuzluğun hakim olduğu bölgede dengenin yeniden tesisi bakımından kritik yerde buunur. Güvenli bir bölge oluşturma çağrısında bulunuyoruz. 911 km sınırımız var. Ve Türkiye tehdit altındadır.
24 AĞUSTOS'A KADAR SABRETTİK
Sabrettik ancak 24 Ağustos'ta Gaziantep'te bir düğün merasiminde 14 yaşındaki çocuğu canlı bomba yapmak suretiyle kalabalığın içerisinde göndererek patlattılar. O ana kadar duran Türkiye artık duramazdı ve ılımlı muhaliflerle birlikte bizler bu olaya müdahale ettik. Cerablus'tan DEAŞ'ı derdest ettik. Rai'de de aynı şekilde.
Böylece Cerabluslu Cerablus'a, Rai'li Rai'ye yerleşmiş oldu. Terör koridoru olmaktan çıktı bölge, barış koridoru halinde geldi.
DAHA NE KADAR MÜSAMAĞA GÖSTERİLECEK?
Ateşkes ortadan kalktı ve BM'nin konvoyuna rejim tarafından saldırı yapıldı. Suriye rejimi BM gözetimindeki yardımların acil insani yardıma ihtiyacı olan Halep halkına ulaşmasına izin vermiyor. Rejimin insanları açlığa mahkum ederek 'ya teslim ol, ya öl' politikasına daha ne kadar müsamağa gösterilecek?
Irak'ın en büyük gücünü oluşturan etnik ve mezhebi çeşitliğiliği muhafaza edecek siyasi durumun oluşturulamayacağı görülüyor. Bölgede yeni sorunlara yol açabilecek 1 milyondan fazla insanın sığınmacı durumuna düşeceği insani krizin çıkması kaçınılmazdır.
GAZZE'YE FAALİYETLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ
Harem-i şerifin kutsiyetine İsrail tarafından saygı gösterilmesi, ihlallere bir son verilmesi gerekiyor. İsrail ile normalleşen ilişkilierimizi, barış sürecinin kolaylaştırılması, Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için değerlendirmeye çalışacağız. Gazze'ye faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Dünyada en az gelişmiş ülkelere destek konusunda ilk 3 sırasında ABD, Türkiye ve İngiltere var. Gayri safi milli hasılaya göre en fazla biz yardım ettik. En fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olarak, elinden gelen tüm gayreti gösteren ülkeyiz. Suriyeli mülteciler konusunda geçen yıl BM oturumunda ilk kez ele alındı.
G20'nin gündemine göç ve terörizm konularının alınması ülkemizin girişimleri neticesinde gerçekleşti. Ege denizindeki ölümlerin önünü almak amacıyla 2015 Ekim ayında günlük 7 bin olan düzensiz göç olayının son aylarda 50'ye düşmesini sağladık.
Türkiye'nin AB mutabakatında taahhütlerini başarıyla yerine getirdiğini gösteriyor. AB'nin verildiği sözlerin adeta unutulduğunu, karşımıza sürekli suni mazeretlerin çıkarıldığını görmenin üzüntüsü içerisindeyiz"
DÜNYAYI 5 ÜLKENİN AĞZINA MAHKUM EDEMEZSİNİZ
Dünya 5'ten büyüktür gerçeğini her fırsatta uluslararası kamuoyuna hatırlatıyoruz. 1. Dünya Savaşı şartları içerisnde yapılmış BM konseyini aynı şeyi yaşamamız mümkün değil. 5 ülkenin ağzına dünyayı mahkum edemezsiniz. Ama dünya şimdi bu 5 ülkeye mahkum edildi. Böyle bir BM Güvenlik Konseyi olamaz.
Tüm dünyanın temsil edilmediği BM Güvenlik Konseyi, adaleti tesis edemez. Düşünebiliyor musunuz 3 tane ülke Avrupa'dan, 1 ülke Asya'dan, bir ülke ABD. Dünyanın diğer ülkeleri ne olacak? Bunları bir kenara koyuyoruz. 20 ülke mi BM Güvenlik Konseyi'nde olacak, bunlar daimi olsun.
Ve hepsi de dünyayı temsil etmek üzere tüm dünya ülkeleri burada yerini alsın. Adalet ancak böyle tesis edilir.
Siyasetçi omurgalı olacak, inandığı doğruları söyleyecek. Eğer demokrasi diyorsak ancak bu şekilde sağlayabiliriz. Irkçılık ve İslam karşıtlığı milyonlarca vatandaşı olan Türkiye için önemli bir konudur.
10 yıl önce dönemin İspanya Başbakanı ile bu tehditlere karşı kalıcı çözümler amaçlıyordu. 2010'da Finlandiya ile BM çatısı altında barış için arabuluculuk girşimine ilginin artmasından da memnuniyet duyuyoruz. Birlikte oluşturduğumuz 2030 Birlikte Kalkınma hedefi hepimiz için iddialı şeyler içeriyor.
Türkiye olarak 2011 yılında yaptığımız en az gelişmiş üllkelere yılda 200 milyon dolar verme iddiamızın üzerine çıktık. 71. Genel Kurul'un yaşanan acıları dindirmek ve dünyamızı değiştirmek için bir başlangıç olmasını diliyorum. BM üyesi tüm ülke ve halkları, ülkemin en kalbi duyguları ile selamlıyorum, kalın sağlıcakla.