TÜRKİYE
Cumhurbaşkanı Erdoğan: PKK'yı yendik
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çözüm sürecinde ateşkes döneminin sona ermesiyle birlikte, ilan edilen özerklik ve hendek siyasetiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Terörde çok kayıplar verdik. Önce demokratik açılım dedik olmadı, milli birlik ve kardeşlik dedik olmadı, en sonunda çözüm süreci dedik yine istismar edildi. Artık bunların hepsini buzdolabına kaldırdık. Şimdi operasyonlar dönemi" dedi.
Erdoğan, PKK'nın yeni eylem stratejisinde başarısız olduğunu belirterek, “Çukur siyasetiyle netice alacağını sananlar hüsrana uğramışlardır. Tüm güvenlik güçlerimiz fedakârca mücadeleyle terör örgütünü bir kez daha evelallah yenmiştir” dedi. Beştepe'deki 24. Muhtarlar Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, özetle şu mesajları verdi:
BİTTİK, BATTIK DİYORLAR
“Terörde çok kayıplar verdik. Önce demokratik açılım dedik olmadı, milli birlik ve kardeşlik dedik olmadı, en sonunda çözüm süreci dedik yine istismar edildi. Artık bunların hepsini buzdolabına kaldırdık. Şimdi operasyonlar dönemi. Bu iş bitecek. Sonuna kadar tüm güvenlik güçlerimizle üzerine üzerine gidiyoruz, gideceğiz. Eğer bunu başaramazsak yazıklar olsun. Güneydoğu Bölgesi'ndeki çeşitli ilçelerde bir süredir ciddi yaşanan bu terör olayları terör örgütünün şehir merkezlerinde uygulamaya çalıştığı yeni eylem stratejisi, hamdolsun başarısız olmuştur. Şimdi artık iflastalar, çöktüler, bittik, battık diyorlar. Nereye kaçacağız diyorlar, telsiz dinlemeleri bunlar.
KANDİL'İN UMURUNDA MI
Tüm güvenlik güçlerimiz gerçekten fedakârca mücadeleyle terör örgütünü bir kez daha evelallah yenmiştir. Kendi kendilerine özerkçilik oynayanlar kaybetmiştir. Çukur siyasetiyle netice alacağını sananlar hüsrana uğramışlardır. Milletimizin mahremini çiğnereyerek onun gönlüne gireceğini düşünenler sadece insanımızın nefretini kazanmıştır. İnsanlara hayatı adeta zindan ederek onlara hükmedebileceğini zannedenlerin hesabı ters tepmiştir. Şehitlerimiz, namusları bildikleri vatanları, milletlerini müdafaa uğrunda hayatlarını kaybetti.
ÇÖZÜM, ZERRESİ KALMAYINCA
Peki terörist sıfatı ile hayatlarını kaybeden Kürt gençleri ne uğurunda öldü? Pek çoğunun mezarı dahi olmayacak bu gençlerin ölümü Kandil'deki terör baronlarının umrunda mı acaba? Kandil'deki terör baronlarını ülkemizdeki terör eylemleri için yönlendirenler bakımından bu ölümlerin sadece birer taktikten, istitastikten öte anlamı var mı? Onların bağı kandır, kan. Çözüm arıyorsanız işte size çözüm; terör örgütünün en küçük bir izi, zerresi dahi kalmadan bu topraklardan söküp attığınızda çözümü gerçekleştireceğiz. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlü şekilde tesis ettiğimizde gerçek çözümü bulmuş olacağız. O zaman önümüzde duracak hiçbir engel yoktur. Ne Avrupa Birliği Parlamentosu'nun rapor diye yayınladığı hezeyanlar, ne de Irak'ta, Suriye'de Libya'da ve bölgemizdeki diğer sorunlu yerlerde akbaba gibi dolaşanlar Türkiye'yi durdurabilir.
MUTLAKA DOKUNULURSUNUZ
Dokunulmazlık meselesini hepiniz biliyorsunuz. Unvanı milletvekili ama kendisi arabasında teröristlere silah taşıyor, evini teröristlerin karargâhı haline getirmiş, kürsüden terör örgütünü savunuyor, onun ağzıyla konuşuyor, onun sembollerini taşıyor. Böyle bir dokunulmazlık olur mu? Milletvekili dokunulmazlığının amacı bellidir. Kürsüden ifade ettiğiniz düşünceler konusunda dokunulmazsınız. Ama siz bu imkânı tutup da terör örgütünü desteklemek, militanı gibi davranmak için kullanırsanız eninde sonunda dokunulursunuz. TBMM'de bu konuda sağlanan uzlaşmayı ben takdirle karşılıyorum.
HDP, DÜŞMANLIK ÜZERİNE
HDP, bırakın Türkiye partisi olmayı, benim Kürt kardeşlerimin temsilini, bu coğrafyanın tüm insanlarına ve değerlerine düşmanlık etmek üzere kurulmuş bir parti görünümündedir. Bayraktan, ezandan, camiden, İstiklal Marşı'ndan, vatandaşlarımızın sakalından, kıyafetinden rahatsız olan bir parti bu toprakların partisi olamaz. Bütün bunlar karşısında sabretme dönemini artık geride bıraktık. İnşallah dokunulmazlık meselesi bunun ilk adımı olacak. Arkasından bu tür ihanet şebekelerinin kökünü kazımak için ne gerekiyorsa hepsi de birer birer yapılacak.”
O RAPOR PROVOKATİF
“Avrupa Birliği'nin raporunun 17. maddesinde güya çevreci hassasiyetler bahanesiyle Türkiye'nin mega projelerinden kaygı duyulduğu ifade ediliyor. Size bu kaygı bir yerlerden tanıdık geldi mi? Bana geldi. Bu talep bizim önümüze Gezi olayları sırasında da getirilmişti. 17-25 Aralık darbe girişiminin hedeflerinden biri de Türkiye'nin mega projelerini gerçekleştiren işadamlarıydı. Batı ülkelerinin finans kurumları mega projelerimize kredi sağlamamak için her türlü cambazlığı yapmışlardı. Şimdi de aynı şifreyle Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye İlerleme Raporu'nda ve kararında karşılaşıyoruz. Güneydoğu'da yaşanan olaylarla ilgili yine benzer yalan yanlış ifadeler. Tabii raporu yazanın akıl danesi HDP'liler olduğu için şaşırtıcı değil. Bunlar cibilliyetinin gereğini yapıyor. Hele bir de raporun 1915 olayları faslı var ki tam evlere şenlik. Adeta ülkemizin ve milletimizin ne kadar hasmı varsa bir araya gelip kafalarındakileri ve gönüllerindekileri rapora derc etmişler. Böyle bir raporun önümüze getirilmesi tam anlamıyla provokatif bir davranıştır.”