TÜRKİYE
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''O olmasaydı, ne dünya ne de biz olurduk''
*Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cemal Reşit Rey Konser Salonu Fuayesi'nde Uluslararası Hilye-i Şerif Yarışması Ödül Töreninde konuştu.
*Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, "Rabbimizin "Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" dediği bir peygamber için biz faniler ne söylesek, ne yazsak hepsi eksik kalır. O olmasaydı ne dünya ne de biz olacaktır. O bakımdan bu hassasiyet çok önemli. Öyleyse onun yolunda attığımız her adım bizim için şereflerin en büyüğü, en yücesidir" dedi.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Peygamber Efendimiz'e olan özlemimizi en güzel hilyeler anlatıyor. Bu aşk bu sevda kıyamete kadar sönmeyecek inşallah" dedi.
Uluslararası Hilye-i Şerif Yarışması Ödül Töreni ve Uluslararası Hüsn-i Hat ve Hilye-i Şerif Sempozyumunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ecdadımızın hat ve hilye gibi dallarda gösterdiği özel gayret, Peygamber Efendimize olan sevgimizin derinliğinden ve samimiyetinden kaynaklanıyor” dedi.
Cemal Reşit Rey Konser Salonunda düzenlenen sempozyum ve ödül töreninde Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı da hazır bulundu.
“EFENDİMİZE OLAN ÖZLEMİMİZİ EN GÜZEL HİLYELER ANLATIYOR”
Programda yaptığı konuşmasına, yarışma ve sempozyumun hayırlı olması temennisini, düzenleyen ve katkısı olanlara teşekkürlerini, yarışmada dereceye giren hattatlara tebriklerini ifade ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamber Efendimizin güzel cismini, ahlakını, davranışlarını anlatan hilyeler, medeniyet coğrafyamızın en nadide eserleridir. Kur’an-ı Kerimde pek çok yerde Rabbimizin övgüsüne mazhar olan Peygamber Efendimize olan muhabbetimizi, sevgimizi, aşkımızı hilyeler aracılığıyla ifade ediyoruz. Ashabının bile görmeye, konuşmaya, birlikte olmaya doyamadığı Peygamber Efendimize olan özlemimizi en güzel hilyeler anlatıyor” diye konuştu.
İlk hilyeyi yazan Hz. Ali’den bugüne, Hz. Peygamber’e olan hasreti ortaya koyan pek çok sanat ve gönül insanının olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hilyeler sadece yazılmakla kalınmadı, asırlar boyunca tekrar ve tekrar şiirlere, hatlara, nakışlara döküldü. Onlardan alınan ilhamla ciltler dolusu eser vücuda getirildi. Gül remziyle ifade edilen bu aşk, bu sevda kıyamete kadar hiç sönmeyecek” ifadelerini kullandı.
“MÜSLÜMANLAR OLARAK KURTULUŞUMUZ, İSLAM’LA ARAMIZDAKİ RABITAYI GÜÇLENDİRMEKTEN GEÇİYOR”
Müslümanların, kendi aralarındaki çatışmalar ve dış güçlerin saldırıları sonucu zulme uğradığı, kayıplar verip acı çektiği bir dönemde, Hz. Peygamber’e olan özlemin daha çok anlam kazandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Müslümanlar olarak maruz kaldığımız tüm sıkıntıların, O’na ve tebliğcisi olduğu dine yeterince sahip çıkamamış olmamızdan kaynaklandığını çok iyi biliyoruz. Müslümanlar olarak yaşadığımız zilletten kurtuluşumuz, dinimiz İslam’la aramızdaki rabıtayı güçlendirmemizden geçiyor. Bu süreç, Peygamber Efendimizin bize bıraktığı mirasa sahip çıkabildiğimiz, hayatını ve mesajlarını anlayıp yaşayabildiğimiz ölçüde hızlanacaktır. Sadece Peygamber Efendimizin Veda Hutbesindeki tavsiyelerini hakkıyla yerine getirmek dahi, Müslümanları kurtuluşa götürmeye yeter.”
Hz. Peygamber’in emanetlerine sahip çıkmak için, önce gönüllerin ona açılması gerektiğini ve hilyelerin bu fırsatı sunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun cemalini ve amelini vücudumuzun ve ruhumuzun her zerresine nakşettikçe, dinimize olan muhabbetimizin de artacağına inanıyorum. ‘Muhabbetten Muhammed oldu hasıl / Muhammed’siz muhabbetten ne hasıl.’ Hiç şüphesiz, Rabbimizin ‘Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım’ dediği bir Peygamber için biz faniler ne söylesek, ne anlatsak, ne yazsak, ne çizsek eksik kalır. Evet, şayet o olmasaydı, ne dünya, ne biz olacaktık” şeklinde konuştu.
“PEYGAMBERİMİZİN YOLUNDA ATTIĞIMIZ HER ADIM, BİZİM İÇİN ŞEREFLERİN EN BÜYÜĞÜDÜR”
“Öyleyse, onun yolunda attığımız her adım bizim için şereflerin en büyüğüdür, en yücesidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tür etkinlikler vesilesiyle, tüm dallarıyla sanatın ruhumuzu okşayan, kalbimizi kâh sükûnete erdiren, kâh coşturan etkisinin en hayırlı, en güzel tezahürlerine şahitlik etmekten biz de memnuniyet duyuyoruz. Ecdadımızın hat ve hilye gibi dallarda gösterdiği özel gayret, Peygamber Efendimize olan sevgimizin derinliğinden ve samimiyetinden kaynaklanıyor. İslam’ı, sadece lafzıyla değil, ruhuyla anlamanın ancak Peygamber Efendimize gönül bağıyla bağlanmaktan geçtiğini keşfeden ecdadımızdan Allah razı olsun diyoruz. Kur’an-ı Kerim’i en güzel şekilde yazıp çoğaltarak, insanların hem akıllarına, hem kalplerine hitap eden bir geleneğin mirasçısı olmak, bize çok önemli sorumluluklar yüklüyor.”
Bu sanat dallarının ihya edilmesi ve geliştirilmesi mecburiyetinde olunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda hat ve tezhip gibi, hepsi aynı amaca hizmet eden sanatlara olan ilginin artmış olmasından duyduğu memnuniyeti aktardı ve “Ülkemizin her köşesinde, belediyelerimizden halk eğitim merkezlerimize, sivil toplum kuruluşlarımızdan ekol sahibi üstatlarımıza kadar pek çok kanal vasıtasıyla bu sanat dalları adeta yeniden keşfediliyor” dedi.
“BİN KİŞİ HEDEFE YÜRÜR, MENZİLE BELKİ TEK BİR KİŞİ VARIR”
Geleneksel sanatlar alanında görülen nicelikteki artışla birlikte, nitelikte de bir yükselişin gözlendiğine işaret ederek, “Esasen kabiliyetler de böyle ortaya çıkar. Bin kişi hedefe yürür, menzile belki tek bir kişi varır ama o da asırlara sâri etkiler bırakır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim bu yolda yürüyen herkesin yardımcısı olsun. Rabbim bu işi kendisine dert edinmiş, misyon edinmiş, tüm mesaisini ve imkanlarını bu uğurda seferber etmiş kardeşlerimizin gönüllerini, ufuklarını açsın” temennilerinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, Uluslararası Hilye-i Şerif Yarışması ile Hat-Hilye Sempozyum ve Sergisinin hayırlara vesile olması temennisiyle tamamladı.