GÜNCEL
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Hiçbir saldırıyı karşılıksız bırakmayacağız"
25. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “DAEŞ, en büyük zayiatı Kilis’e yaptığı operasyonlarda vermiştir ve buna devam ederse onlar daha çok zayiat verecektir. Terör örgütlerinin ülkemize yönelik tacizlerinin gerisindeki niyetleri biz çok iyi biliyoruz. Şundan emin olunuz, başaramayacaklar. Türkiye hem tüm terör örgütleriyle mücadele edecek, hem de kendi politikalarını hayata geçirecek güce ve kararlılığa sahiptir. Bundan endişeniz olmasın” dedi.
Amasya, Ankara, Antalya, Denizli, Edirne, Eskişehir, Gümüşhane, Kars, Kastamonu, Kocaeli, Kütahya, Malatya, Mersin, Muş, Nevşehir ve Niğde’den gelen 400’ü aşkın köy ve mahalle muhtarı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde verilen öğle yemeğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak ağırlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, verilen öğle yemeği öncesinde muhtarlara hitaben bir konuşma yaptı.
“HAYATIMIZ BOYUNCA MİLLET İÇİN VE MİLLETLE BİRLİKTE SİYASET YAPTIK”
Muhtarlarla gerçekleştirdiği buluşmaların, hasret gidermeye ve memleket meselelerini görüşmeye imkân verdiğini; ancak bu toplantıların kimilerini rahatsız ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar, kendilerini ülkenin yegâne sahibi olarak görenler, bu durumu kabullenemiyor olsa da, bizim için bu buluşmalar çok değerlidir. Çünkü biz, hayatımız boyunca millet için ve milletle birlikte siyaset yaptık. Bugüne kadar, Allah’ın rızasını ve insanımızın gönlünü kazanmak dışında hiçbir mükâfat beklemeden çalıştık. Bundan sonra da aynı şekilde çalışmayı sürdüreceğiz. Hesabilik değil, hasbilik bizim en önemli vasfımız, sıfatımız olmalıdır diyorum. Makamlar, insanlara hizmet için bir araçtır. Muhtar da olsanız, belediye başkanı da olsanız, milletvekili de, bakan da, başbakan da, cumhurbaşkanı da olsanız kalbiniz ve zihniniz millete hizmet için çalışmalıdır ” diye konuştu.
“HEDEFLERİNİZİN NELER OLDUĞUNU UNUTMAYIN”
Hizmet için değil, makam için çalışanların baştan kaybettiğini, Türkiye’nin hizmet niyetiyle çalışan kadrolara sahip olduğu dönemlerde tarihî atılımlar yaptığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Buna karşılık, sadece kendi ideolojik saplantıları, kendi çıkarları için hizmet makamlarını işgal edenler, Türkiye’nin birikimini artırmak şöyle dursun, mevcudu da heba etmişlerdir. Milletimiz her iki örneği de gördüğü, yaşadığı için, karşısına çıkanların notunu hemen ve isabetle vermektedir. Mahallesinde ve köyünde yaşayanların gönlünü kazanamamış muhtarın durumuyla, milletinin desteğini elde edememiş Cumhurbaşkanının bir farkı yoktur. Her ikisinin de sonu hüsran olmaya mahkûmdur. Buna karşılık mahallelisinin, köyünün, köylüsün tam desteğini elde eden bir muhtarı nasıl kimse yıkamazsa, seçimle gelinen diğer hizmet makamındakilerin tamamı da aynı güce ve güvene sahiptir. Önemli olan, bulunduğunuz yere nasıl geldiğinizi, orada ne yapmanız gerektiğini ve hedeflerinizin neler olduğunu unutmamanızdır.”
SAVUNMA SANAYİNDE YAPILAN ATILIMLAR
Geçtiğimiz Cumartesi günü katıldığı Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi Anadolu’nun inşasına başlanması törenine atıfta bulunarak, Türkiye’nin ilk uçak gemisi olacak bu gemiye, aslında yarım asır önce sahip olunması gerekirken inşasına ancak bugün başlanabildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlığı döneminde, savunma sanayi sektörü ve bu alandaki araştırma-geliştirme çalışmalarını kişisel himayesi altına aldığını hatırlattı ve ekledi: “Geriye dönüp baktığımda, bu alana ayırdığımız kaynakla aslında, en karlı, en verimli yatırımı yaptığımızı memnuniyetle müşahede ediyorum. Çünkü bizim dışarıdan sadece belirli bir süre kullanmak üzere alacağımız ürünlerin fiyatına, bunları istediğimiz kadar üretecek tesislere, imkânlara sahip olduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda hizmet veren yerli ATAK helikopterini, seri üretimine başlanan ALTAY tankını, 2’si seyir halinde olan ve 3’üncüsü inşa edilen MİLGEM savaş gemilerini, inşasına başlanan Amfibi Hücum Gemisini, testleri tamamlanıp seri üretime geçmeye hazırlanan HÜRKUŞ uçağını, askerlere dağıtımına başlanan millî piyade tüfeğini, yerli roket, füze ve insansız silahlı ve silahsız hava araçlarını, savunma sanayiinde yapılan bu çalışmalara örnek olarak gösterdi ve “Bu alanda yapılan o kadar çok çalışma, yürütülen proje var ki, üzerinde konuşmaya kalksak, değil saatler, günler yetmez. Tüm bu gayretlerimiz sayesinde, bugün savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı yüzde 80’den yüzde 40 seviyesine indirdik. Hedef bunu adeta sıfırlamak… Çünkü bağımlılıktan kurtulduğunuz anda caydırıcı olursunuz. Eğer bağımlılığınız devam ederse, birileri sizi sürekli tehdit eder. İnşallah bunları başaracağız” dedi.
“KENDİ İŞİMİZİ KENDİMİZ YAPTIĞIMIZ YERLERDE BAŞARILI OLDUK”
Türkiye’nin, kendi sorunlarını kendi çözmek zorunda olduğunu, hangi işinin çözümünü başkalarına havale ettiyse, o işin kendisine ayak bağı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kut’ül Amare Zaferi’ni örnek göstererek, “Osmanlı ordusu, Balkan hezimetinin ardından, tamamen kendi iradesiyle hızla yeniden toparlanıp teşkilatlanmasını, teçhizatını tahkim etmiştir. Şayet böyle olmasaydı, Birinci Dünya Savaşı’ndaki zaferlerimizin hiçbirini kazanamazdık. Çanakkale Savaşı da, Kutül Amare Kuşatması da, Kanal Seferi ve Gazze Savunması da, ardından gelen Kurtuluş Savaşı’mız da, bu silkinişin, bu yeniden dirilişin eseridir” ifadelerini kullandı.
“İşte biz de kendi işimizi kendimiz yaptığımız yerlerde başarılı olduk, meseleyi başkalarına havale ettiğimiz konularda da geri kaldık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şöyle dedi: “Evet, biz tarihimizden ibret alıyor ve eksiklerimizi tamamlamaya çalışıyoruz. Bunun için terörle mücadelemizi, teknolojisiyle, istihbaratıyla, stratejisiyle kendimiz yürütüyoruz. Bölgemizdeki sorunların çözümünde kendi inisiyatiflerimizi ortaya koyuyoruz. Ekonomide, IMF reçetelerini bir kenara bırakıp kendi kalkınma modelimizi uygulamaya geçirdik. Şu anda bizim IMF ile sıkıntımız var mı? Yok.”
“İNANCIMIZA VE TARİHİMİZE SALDIRARAK, HAYAT DAMARLARIMIZI KESMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Türkiye’nin bugün ortaya koyduğu vakur duruşun arkasında güçlü bir tarihî birikim bulunduğuna, milletin ve ülkenin omurgasını teşkil eden değerlere saldırıp da iflah olan kimsenin olmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunus’un ilahisini, Hacı Bektaş’ın selamını, Süleyman Çelebi’nin mevlidini, Itri’nin tekbirini, Mehmet Akif’in özlemini, Necip Fazıl’ın öfkesini kalbiyle hissetmeyenlerin, bu toprakları da, onun üzerinde yaşayan insanları anlamayacağını kaydetti ve “Canlı bomba olup masum insanların hayatlarına kastedenler de, patlayıcı dolu çukurlarıyla mahallelerimizi harap edenler de, Meclisi terörize eden de bu kutlu pınardan nasibini alamamış olanlardır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin; inançlarından ve geçmişinden kopartılıp kişiliksiz bir ülke haline getirmek istendiğini fakat başarılamadığını, milletin meşrep ve köken farklılığı üzerinden birbiriyle çatıştırılmaya çalışıldığını fakat istenen neticenin elde edilemediğini, ülkenin geri kalmışlıkla, fakirlikle, bağımlılıkla terbiye edilmeye çalışıldığını ama sonuç alınamadığını dile getirdi.
Bu yöntemlerin karması yeni bir oyun olan terörün devreye sokulduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnancımıza, tarihimize saldırarak hayat damarlarımızı kesmeye çalışıyorlar. Ekonomimizi hedef alarak bizi tedip etmenin hesabını yapıyorlar. Bölgemizdeki tüm insani sorunları tek başına ülkemize ciro ederek bizi ağır bir imtihana tabi tutuyorlar. Ama emin olun yine başaramayacaklar” sözlerine yer verdi.
TERÖRLE MÜCADELE OPERASYONLARI
Güvenlik güçlerinin, silahları ve bombalarıyla birlikte teröristleri açtıkları çukurlara gömerek mahalle ve ilçelerde sükûnu sağladıklarını, çalışmaların 1 il ve 11 ilçede yoğun bir şekilde devam ettiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet, zaman zaman canlı bombaların patladığı oluyor. Ama aynı dönemde bu teşebbüslerin 50 tanesi, 100 tanesi de engelleniyor. Kendi ülkelerine, kendi milletlerine zarar vermek için, iplerini başkalarının ellerine teslim edenlerin foyaları birer birer ortaya dökülüyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılıklarında en küçük bir eksilme, en küçük bir gerilemenin söz konusu olmadığı vurgusunda bulunarak, “2002 yılı Türkiye’sine bakan birinin, bugünkü Türkiye’yi hayal dahi etmesi mümkün değildi. Bugün 2023 hedeflerimize ulaşma konusunda çok daha fazla ümitvar olmamızı sağlayacak bir yerde bulunuyoruz, bunu da özellikle bilmenizi istiyorum. Bunun için yeni anayasa ve başkanlık sistemi başta olmak üzere milletimizin beklentisi olan çalışmaları bir an önce hayata geçirmeliyiz. Büyük altyapı projelerimizi kararlılıkla ve takvimine uygun şekilde sürdürmeliyiz” şeklinde konuştu.
“İNŞALLAH HEP BİRLİKTE YENİ TÜRKİYE’NİN İNŞASI SÜRECİNDEYİZ”
“Yalan ve fitne çarkı durmaksızın dönse de, Türkiye aksakallı dedelerimizin, ak saçlı ninelerimizin gözyaşları eşliğindeki duaları sayesinde dimdik ayakta durmaya devam edecektir, hiç endişeniz olmasın” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz önce Allah’a, sonra milletimize güveniyoruz. Sırtını terör örgütüne yaslayanların, sırtını şu veya bu devlete dayayanların asla anlamadıkları ve anlayamayacakları bir şey varsa, o da milletimizin zorluklar karşısında neler yapabileceğidir. Birinci Dünya Savaşında bunu anlayamayanlar 3-4 milyonluk ordularıyla bizi boğmaya çalıştılar, son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna vesile oldular. Şimdi de inşallah hep birlikte yeni Türkiye’nin inşası sürecindeyiz. Önümüzü kesmek için kurdukları tuzaklar inşallah önümüze yeni ve daha büyük yollar çıkartacaktır. Allah bes, baki heves.”
Konuşmasının sonunda muhtarlara hitaben, “Sizler muhtarsınız, mahallenizin, köyünüzün adeta cumhurbaşkanısınız. Durmak yok, yola devam, çok çalışacağız. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız, kardeş olacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini; muhtarlardan mahalle ve köylerindeki vatandaşlara sevgi, saygı ve muhabbetlerini iletmelerini isteyerek tamamladı.