TÜRKİYE
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Elinde silah olan ile döviz, faiz olanın hedefi aynı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Külliyede 34. Muhtarlar buluşmasında konuştu.
Erdoğan muhalefetin meclisteki tutumunu eleştirirken ekonomideki döviz saldırısına ilişkin de çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Antalya, Aydın, Denizli, Kocaeli, Kütahya, Muğla, Nevşehir, Rize, Sakarya, Sinop ve Tokat’tan gelen 400’ü aşkın köy ve mahalle muhtarı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde verilen öğle yemeğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak ağırlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğle yemeği öncesinde muhtarlara hitaben bir konuşma yaptı.
“HİÇBİR HAKSIZLIĞA BOYUN EĞMEDEN BUGÜNLERE GELDİK”
Toplantılarda, muhtarların ifade ettikleri hususların, kendisi için yol gösterici olduğunu belirten ve “Bizim için tek ölçü Hakk’ın ve halkın bize çizdiği sınırlardır, bize gösterdiği istikamettir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ın rızasını esas almayan hiçbir faaliyetin, hiçbir projenin, hiçbir reformun milletimizin gönlünü kazanması da mümkün değildir. Biz öyle, çevremizde ve dünyada pek çok örnekleri olduğu gibi, nevzuhur bir millet değiliz. Tam tersine biz, köklü bir devlet geleneğine, kadim bir medeniyet mirasına, geniş ve güçlü bir kültür altyapısına sahip bir milletiz. Bu bakımdan, milletimizin tercihleri rastgele değildir, arkasında işte böyle büyük bir birikim, böyle büyük bir irfan, böyle büyük bir feraset vardır. Onun için, 40 yıllık siyasi hayatımda gözüm hep milletimde oldu” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, millî irade ve demokrasi sözleri ile hak ve özgürlükler meselesinin, birileri için sadece laftan ibaret olabileceğini; ancak kendisinin tüm ömrünü bu kavramlara ve bunların hayata geçirilmesine adadığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimseye zağarlık yapmadan, hiçbir haksızlığa boyun eğmeden, istiklal ve istikbal aşkımızdan taviz vermeden bugünlere geldik. İnşallah ömrümüzün sonuna kadar da bu şekilde devam edeceğiz” diye ekledi.
“TERÖR ÖRGÜTLERİ BİRER MAŞADAN İBARET”
Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı sıkıntılara, maruz kaldığı saldırılara ve üzerinde oynanmaya çalışılan oyunlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrasında olduğu gibi, yeni bir dünya kurulmaya ve Türkiye’ye bir rol biçilmeye çalışıldığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aradan geçen uzun zamana rağmen, bugün görüyoruz ki, ülkemizle ve milletimizle ilgili kötü niyetler hâlâ sürüyor, hâlâ her fırsatta eski hesaplar önümüze konmaya çalışılıyor. Kimi zaman terör, kimi zaman kardeş kavgası, kimi zaman ekonomik kriz, kimi zaman siyasi kaos, kimi zaman da darbe görünümüyle ortaya çıkan bu hesaplaşma, bugün de sürüyor. Özellikle son 3 yıldır yaşadığımız hadiseler, bu hesaplaşmanın birer tezahüründen başka bir şey değildir” dedi.
Saldırıları boşa çıkarılan terör örgütlerinin, sadece birer maşadan ibaret olduğunu, asıl mücadelenin, onların arkasındaki güçlerle verildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, maşaların kırılmadığı takdirde mücadelenin kazanılamayacağını, bu yüzden bölücü örgütü kıpırdayamaz hâle getirmek için gereken tüm tedbirleri aldıklarını ve almaya devam ettiklerini söyledi.
“GELDİĞİMİZ NOKTADA, KARTLARIN AÇIK OYNANMASINI UMUYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütü, FETÖ ve DEAŞ gibi örgütlerin üzerine gittikçe, bu örgütlerin dışarıya verdikleri farklı görüntünün ortadan kalktığını ve hepsinin de aynı ahtapotun birer kolu olduğunun ortaya çıktığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Yıllarca bize bu örgütleri, birlikte çalıştıkları, iş birliği yaptıkları meşru yapılar olarak göstermeye çalışanların bile, ortaya dökülen hakikatler karşısında, artık söyleyecek sözleri kalmadı. Geldiğimiz noktada, artık hiç değilse kartların açık oynanmasını umuyoruz. Kimsenin PYD için ‘bunların PKK’yla ilgisi yok’ diyecek hâli kalmadı. Çünkü bizzat NATO destekli yayınlarda bu ilişki, bu bağ tüm delilleriyle ortaya kondu. Kimsenin ‘bizim tek önceliğimiz ve amacımız DEAŞ’la mücadeledir” diyecek durumu da kalmadı. Çünkü Türkiye’nin El Bab operasyonu karşısında sergilenen tavır, böyle bir hassasiyetin olmadığını gösterdi. Aynı şekilde artık kimsenin FETÖ’yü savunacak, bu örgütün mensuplarını masum sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak gösterecek imkânı da kalmadı. Bu örgütün, Türkiye’de yaşanan darbe girişimindeki rolüne tereddütle yaklaşanlar, Rusya Federasyonu Büyükelçisine yapılan suikastın ardından herhâlde ikna olmuşlardır diye düşünüyorum.”
Yaşanan sürecin, ‘acımasız bir güç mücadelesi’ olarak değerlendiren ve bu mücadelenin birinci şartının, ayakta kalmak olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Düştüğünüz anda, çevremizde pek çok örneğini gördüğümüz şekilde, iç çatışmalarla, kardeş kavgasıyla, bize kendi kendimizi imha ettireceklerinden şüpheniz olmasın. Bu gerçeği gördüğümüz için biz, bir yandan terör örgütleriyle mücadele ederken, diğer yandan Suriye ve Irak’taki operasyonlarımızı sürdürüyor, aynı zamanda birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı güçlendirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
“ÜLKEYE İHANET EDENLERİN, BU ÜLKEDE YERİ YOK”
Bu ülkeye ihanet edenlerin, bu ülkede yerlerinin olmadığını ve olmayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer bu ülkenin bir evladıysan, bu ülkenin bir vatandaşıysan, vatandaşlık görevinin, vatandaşlık bilincinin içinde huzurumuzu bozmadan bu ülkede yersin, içersin, yatarsın, eyvallah. Her türlü hakkın da var. Bu ülkede cumhurbaşkanlığı makamına varıncaya kadar bu payeye ulaşmadılar mı, ulaştılar. Ama illa terörist olmak gerekmiyor ki. Kürt olup da cumhurbaşkanı olan büyüklerimiz oldu bu ülkede. En üst devlet makamlarında yer alan değişik etnik unsurlardan vatandaşlarım var benim. Bunları bu ülkede hep yaşadık. Silahlı Kuvvetlerimizin içinde en üst makamlarda olanları gördük, bildik yaşadık. Kimseye bu yollar kapalı değil” değerlendirmesinde bulundu.
“HERKES, SANDIĞA VE MİLLETİN İRADESİNE SAYGI DUYACAK”
Konuşmasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde anayasa değişikliği ile ilgili genel oturumda yaşananlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Eğer egemenlik kayıtsız şartsız milletin ise, Meclis’in çalışma şekli, üslubu bellidir. Gelirsin söyleyeceklerini o kürsüde söylersin, ondan sonra da yerine oturursun. O kürsü yıkmak için oraya konmadı, o kürsü sadece söyleyecek sözü olanlar için oraya kondu. Öbür taraftan terör örgütleriyle parlamentonun önüne gelip bir siyasi partinin mensuplarıyla orada eylem yapmaları da çok farklı bir şey… Bunlar iyi niyet göstergesi değildir. ‘Ne yapacağımızı göreceksiniz’ demek suretiyle demokrasi mücadelesini verenlere tehdit savurmak, bu anlayışta olanları bir yere ulaştıramaz. Parlamentoda çalışmaları engellemek, çalışmaların sürecini uzatmak, bunlar hiçbir şey kazandırmıyor. Ne yaparsanız yapın, ne ederseniz edin, 15 gün değil de bir ay; ben inanıyorum ki parlamentodan bu çıkıp milletin önüne gidecektir. Eğer millete saygınız varsa, eğer milletin iradesine inanıyorsanız, eğer Gazi Mustafa Kemal’in ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesine inanıyorsanız, o zaman bir an önce bırakın müzakereler bitsin ve milletin önüne gitsin. Millet ne karar veriyorsa biz de buna hep birlikte eyvallah diyelim. Ama görüyorum ki bunlar milletten rahatsız.”
Anayasa değişikliği ile ilgili ‘tek adamcılık’ eleştirilerine de değinerek, “Eğer olayı buraya götürmek istiyorsan bunun kaynağında siz varsınız, sizin iradeniz var var” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkede Cumhuriyet Halk Partisi’nin il başkanlarının valilik ve belediye başkanlığı yaptığı dönemleri biliriz biz. Tek adamcılık ise bu. Eğer daha da gerilere giderseniz asıl tek adamcılığı orada görürsünüz. Defterleri o kadar açmak istemiyorum; ama zamanı gelirse o defterleri de açarız. Bu ülke neler gördü, neler… Bunlar tereciye tere satmaya çalışıyorlar, kusura bakmasınlar. Artık bu ülkede bu tür gelenleri bu tür aldatmacaları yutacak bir millet yok. Herkes, yerini haddini bilecek ve sandığa saygı duyacak, milletin iradesine saygı duyacak. Millet ne derse o olacak, bunu bilecek” görüşlerine yer verdi.