Kanada özüne dönmeli

Hafta içinde Kanada’nın yeni Başbakanı Justin Trudeau kabineyi açıkladı. Dünyada geniş yankı uyandıran hükümet kabinesi 15 kadın ve 15 erkekten oluşuyor, içlerinde göçmen, engelli, Sih, Müslüman, astronot bakanlar var. Bu tabloyu görünce içimi bir huzursuzluk kapladı ve Kanada adına endişelendim. Justin Trudeau popülizmin şehvetiyle sevdiğimiz bir ülke olan dost ve kardeş Kanada’yı bir felakete sürüklüyor olabilirdi. Oturup ona açık bir mektup yazmaya karar verdim.

“Sevgili Justin,

Öncelikle sizi tebrik ediyorum, yarı çıplak fotoğraflarınızla vücudunuzu siyasete alet ederek de olsa, bir adonise oyunu satan kadınlar sayesinde seçimi kazandınız ve iktidar oldunuz. Bu seçim Kanada için hayati öneme sahipti, tıpkı daha önceki 137 seçim gibi. Ve Kanada, tarihinin en zorlu dönemeçlerinden birindeydi, tıpkı daha önceki 3500 yıl boyunca olduğu gibi. Ve siz bu seçimden başbakan çıktınız.

Ne var ki kabineye aldığınız bakanların tipolojisi beni dehşete düşürdü. Merak ettiğim şu: Böyle bir kabineye nasıl güveniyorsunuz? Ben bir Sih, bir Afgan, bir Wei Wai Kaili ile aynı asansöre bile binsem korkarım. Huyunu bilmezsin, suyunu bilmezsin. Bir Sih, bir Afgan ve bir yerli ile kabine olmaz Justin, ne olur biliyor musun, fıkra olur. Ve bu fıkranın sonu hiç iyi bitmiyor Justin. 

Birkaç isme yakından bakalım:

Savunma Bakanı Harjit Sajjan:

Kendisi biliyorsunuz Sih. 4 yaşında Hindistan’dan göçmüşler. Değişik bir inançları var, saç sakal kesmek yasak. Şimdi böylesine önemli bir koltuğa kökü dışarıda bir bakanın atanması ne kadar doğru. Mesela bu arkadaşımızın babası bu ülke için savaştı mı? Hayır. En fazla birkaç kilo baharat için birileriyle ağız dalaşına girmiştir o kadar. Ayrıca Savunma Bakanlığına bu adamı koyarsanız çok çabuk saldırı yersiniz. Ben bir ülkenin başında olsam ilk size saldırırım. Kesinlikle emniyet telkin etmiyor. Delici bakışlarıyla dosta güven düşmana korku veren asil bir Kanadalı yerine bi yerden müzik sesi gelse o an dans edebilecekmiş gibi duran bir Hintli korkarım pek doğru tercih değil.

Adalet Bakanı Jody Wilson-Raybould:

Kendisi biliyorsunuz yerli. Gerçekten yerli ama. Wei Wai Kai kabilesinden. Kanada’yı o karanlık döneme döndürmek isteyebilecek birisi. Bu bizim Hititli birini bakan yapmamız gibi bir şey. Biz bunu asla yapmadık, yapmayız da. Bir Hititliye asla güvenemem. Çorum’un başkent olmasına hazır değilim. 

Ulaştırma Bakanı Marc Garneau: 

Kendisi biliyorsunuz astronot. Astronottan ulaştırma bakanı olur mu? Dünyaya şekil yapacağız diye kendinizi ne hallere soktunuz Justin. Nasıl karar verdiniz buna?



“Arkadaşlar aramızda en çok yolculuk yapan kim?”
“Ben Hindistan’dan Kanada’ya gittim.”
“Bi dur Allahını seversen Rajjit. Her bakanlığa atlıyosun. Sen savunma bakanısın zaten.”

“Hocam Marc arkadaşımız uzaya gitti.”

“Tamam, ulaştırma bakanı o olsun.”

Böyle ciddiyetsiz bakan seçimi olur mu? Hayatında kaç kere belediye otobüsüne bindi ki bu adam? Daha diğerlerini saymadım. Hepsi tuhaf tuhaf tipler. Kabine mi karnaval mı belli değil. Ne aynı sudan içmişler, ne de aynı yoldan geçmişler. 

Sevgili Justin,

Kanada’nın ulusal güvenliği ve bütünlüğü artık tehdit altındadır. Tek dil, tek din, tek millet anlayışını yerle bir ettiniz. Milli birlik ve beraberliğe hiç mi ihtiyaç duymuyorsunuz?

Bizi örnek alabilirsiniz. Bakın biz de ülkedeki pek çok etnik, dini, sosyal azınlığa bakan olma fırsatı verdik. Tabi Türk ve Müslüman olmaya karar vermeleri kaydıyla. Bunda büyütülecek bir şey yok. Konsere girerken bilet almak gibi düşünün. Bu kabineye izin verirseniz, her biri farklı telden çalan, birlik ve bütünlük duygusundan yoksun bu tipler Kanada’yı içten çökertecektir. Bunu bir dost uyarısı olarak alın. Ve şunu unutmayın:

Kanada Kanadalılarındır.

Sevgiler”

Kaynak:Yeni Yüz Yıl Gazetesi