GÜNCEL
Başbakan Yıldırım: Cumhurbaşkanımız 'defolun' dedi!
Başbakan Binali Yıldırım, Anayasa değişikliğini referanduma sunacaklarını belirtirken önemli açıklamalarda bulundu...
Başbakan Binali Yıldırım, Anayasa değişikliği ve Başkanlık konusunda açıklamalarda bulunurken, dershanelerin kapatılma döneminde Cemaat'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanına geldiği olayı anlattı.
Hürriyet'in haberine göre; Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin Anayasa değişikliği teklifini Meclis'e getireceğini açıklarken “İster 330'la geçsin ister 367'yle, çıkan sonucu millete götüreceğiz” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye 15 Temmuz'dan sonraki tavrı nedeniyle teşekkür eden,başkanlık sistemi açıklamaları için de “Cesaret verici” diyen Yıldırım, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda özetle şunları söyledi:
PKK'YA MEMLEKETİ DAR EDECEĞİZ
“PKK yol arkadaşlarımızı kalleşçe katletti. Hem de çoluk çocuğunun önünde yaptılar. Sizlerin huzurunda söz veriyorum ki dökülen her damla kanın hesabını tek tek soracağım. Terör örgütü PKK ile birlikte olan ve onların siyasi uzantılarının maskelerini de mutlaka düşüreceğiz. Gece gündüz enselerindeyiz. O hainlere kaçacak delik bırakmayacağız, memleketi onlara dar edeceğiz.
CUMHURBAŞKANIMIZ ‘DEFOLUN' DEDİ
Ana muhalefet partisi ‘Ben mağdur edebiyatına bakmam. Bunların haklarını savunmaya devam edeceğim' diyor. Et kardeşim, FETÖ'cülerle senin muhabbetin iyiyse, bana ne. ‘Bunlar taa 2003'te vardı. Siz o zaman niye görmediniz' diyor. Terör örgütü ile diğer işleri birbirine karıştırmayın. Bunların ilk belirgin ortaya çıkmaları 17 Aralık'tır. Ondan sonra Gezi olayları ve dershaneleri kapatacağız deyince kafa tuttular. ‘Dershaneleri kapatırsanız sizin için iyi olmaz.' Aynen böyle dediler. Ne olacak kardeşim? ‘Görürsünüz.' Cumhurbaşkanımız o zaman başbakan; ‘Hadi dışarı, defolun gidin bildiğinizi arkanıza koymayın' dedi. Biz tavrımızı ortaya koyduk.
Yerel seçimlerde kol kola girdiniz. 17 Aralık'tan önce CHP heyet gönderdi Amerika'ya oturdular, nasıl işbirliği yaparız bunu konuştular. 4 Aralık, 17 Aralık'tan önce, bunu da ayıplamıyorum. 17 Aralık'tan sonra bunlarla hareket edeceksin, 15 Temmuz'u da yaşayacaksın. Yani pes... Yol yakınken Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu yanlıştan dönmesini istiyorum. CHP'nin mağduriyet edebiyatı söyleminin ne kadar sıkıntılı olduğu açık. Bu söylem FETÖ'nün yeni bir oyunudur. CHP'nin buna alet olması üzüntü vericidir
ADIMLARI DERHAL ATACAĞIZ
15 Temmuz'dan bu yana bütün olaylarda hükümetimizin mücadelesinde sağduyulu davranışı ile milletten, devletten, bayraktan yana tavır koyan MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye teşekkür ediyorum. Sayın Bahçeli'nin bu konudaki yol açıcı beyanatları, cesaret vericidir. Biz uzun süreden beri buna hazırız ve adımlarımızı da derhal atacağız. Kararı da ya Meclis ya da millet verecek. Bahçeli'nin çağrısını aynen kabul ediyoruz ve diyoruz ki kısa sürede Meclis'e yeni anayasa teklifimizi getireceğiz. Anlaşılan 60 madde başta olmak üzere, diğer eksik maddeleri de AK Parti grubu hazırlayıp Meclis'e getirecek ve onaya sunacak. Meclis ister 367 ile ister 330 ile kabul etsin, iki halde de son onayı millete götüreceğiz. Böylece artık yıllardır devam eden bu sistem tartışmasını, bu kör dövüşü sona erdireceğiz.”
ERDOĞAN YANITI: ARAMIZA KİMSE GİREMEZ
BU muhabbeti (Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile olan ilişkileri) kimse zedeleyemez. Cumhurbaşkanımızla aramıza hiç kimse giremez. Cumhurbaşkanımız partimizin kurucusudur. Halkın büyük bir oranla seçtiği, cumhurun başıdır. Türkiye sevdalısıdır, tabii ki Cumhurbaşkanımız'la en uyumlu şekilde çalışacağız. Bizi uyumsuz gibi göstermeye çalışanların her zaman hayal kırıklığına uğramaları kaçınılmaz olacaktır.
DENETİMLİ SERBESTLİK İÇİNDEYİM
BU işin (başbakanlık, bakanlık gibi makamlar) fiyakası falan yok arkadaşlar. Bir göreve gelirsiniz bakan derler, başbakan derler fiyakası 2 saat sürer. 2 saat sonra torunların arasında büyük bir mücadelede kendinizi bulursunuz. Ben bakan olduğumda çocuklarım bana, ‘Baba sen bakan oldun ama biz mutlu değiliz. Hayatımız kısıtlandı. Sen bakan değilken daha rahat hareket ediyorduk' dediler. Şimdi Başbakanlık görevini üstlendim kendimi denetimli serbestlikte görüyorum. Kapıdan ayağını attığın an her taraftan bir kafa uzanıyor. Şöyle rahat yürüyeyim, balıkçıdan balık alayım, milletle konuşayım, nerede? Hangi görevi yaparsak yapalım normal insan nasıl davranıyorsa, ne ihtiyacı varsa, bizim de onu yapmamız lazım. Dert insanı yollara düşürür. Biz milletin derdiyle hem dert olduk ve bu dertlere deva bulmak için yollara koyulduk.