TÜRKİYE
Başbakan Yıldırım: ABD bu kepazeliğe son versin..
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda ABD ile ilgili önemli uyarılarda bulunarak, "ABD'nin yeni yönetimden beklentimiz artık bu kepazeliğe bir son vermesidir. " dedi.
İşte Başbakan Yıldırım'ın o açıklamaları:
Suriye ile 211 km'lik sınırımız var. Burada malesef yıllardır yaşanan iç savaş nedeniyle ülkemizi rahatsız eden bir durum ile karşı karşıyayız. 3 milyon mülteciyi misafir ediyoruz. Bugün Fırat Kalkanı'nın 133. günündeyiz. Operasyonlarda bugüne kadar 1270 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirildi.
ABD BU KEPAZELİĞE SON VERSİN
Dünya DEAŞ diyor. Onlar mücadele etmiyor. DEAŞ ile mücadele eden sadece Türkiye'dir. Amerika'nın da diğerlerinin de bir şey yaptığı yok. Yaptıkları PYD'ye silah vermek. Yeni yönetimden beklentimiz artık bu kepazeliğe bir son vermesidir. Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi? Gün dostun düşmanın ortaya çıkma günüdür. Biz yıllardır NATO ile beraberiz, stratejik ortağımız. Bu ortaklığın bir terör örgütü tarafından gölgelenmesine izin vermemeleri gerekiyor. FETO orada, PKK'nın uzantıları yanınıza yanaşmış. Ne yapıyorsunuz kardeşim, bir karar verin. Türkiye yeni ABD yönetiminden bunu bekliyor. Ümid ediyorum ki ABD terör örgütleriyle deği, Türkiye gibi bölgede barışı güveni tesis etmek için elini taşın altına koyan Türkiye ile iş birliği yapacaktır. Bu yanlıştan dönecektir, dönerse döner dönmezse kendi bilir, biz işimizi yaparız.
Reina saldırısının amacının çok açık ve net olduğuna dikkat çeken Başbakan, "İstanbul'da gerçekleştirilen terör saldırısı, seçilen mekan ve zaman dikkate alındığında ne amaçlandığı açıktır. Kışkırtmaya yönelik bir süreç başlatılmaya çalışılıyor. Caniler ve onları azmettirenler toplumsal huzurumuzu bozmaya çalışıyorlar. Onlar biliyor ki yüzyılladır Ortaköy'de farklı inançtan insanlar birarada yaşamaktadır. 7'den 70'e uyanık olmak zorundayız. Sosyal medya üzerinden yapılan terörün amacına hizmet eden kışkırtıcı paylaşımlar ülkemize zarar veriyor. Özellkle kardeşlerimize önemli bir uyarım var. Sosyal medya, sorumsuz medya değildir. Paylaşımlarınız başınıza bela olabilir, nitekim olmaya da başlamıştır. Kin ve nefret söylemi ve toplumdaki kargaşayı teşvik etmek gibi faaliyetler hukuk devletinde suçtur" dedi.
Başbakan Yıldırım, OHAL'in üç ay uzatılmasına ilişkin kararın Meclis'te bu hafta görüşüleceğini açıkladı.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Bu katilleri aramıza salanlar, bu alçakça eylemleri ile farklı yaşam tarzı üzerinden, inançlar üzerinden ayrışacağımızı bekliyorlarsa boşuna hevesleniyorlar. Türkiye bir hukuk devletidir, bu ülkede bütün hayat tarzları, bütün inançlar, bütün düşünceler, devletin güvencesindedir." ifadelerini kullandı.
"1270 DEAŞ'LI ÖLDÜRÜLDÜ"
"Fırat Kalkanı'nın 133'üncü günündeyiz." diyen Başbakan Yıldırım, "Operasyonlarda bugüne kadar 1270 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirildi; yakalananlarla birlikte sayı 1561. Şimdi dünya, 'DEAŞ' diyor; DEAŞ yatıyor, DEAŞ kalkıyor... Onlar yalandan mücadele ediyor, lafını yapıyor. Mücadeleyi yapan sadece Türkiye. Amerika da bir halt ettiği yok, diğerlerinin de bir şey yaptığı yok. Laftan başka bir şey yok." şeklinde konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
Uluslararası toplumdan tek beklentimiz, teröre karşı ikircikli tavırdan vazgeçelim. Yurt içinde ve dışında terör örgütleriyle mücadelemiz sürecek. Bugün sadece bir terör örgütü değil, Türkiye 40 yıldır PKK ile mücadele ederken bugün DEAŞ, FETÖ, PYD, DHKP-C gibi örgütlerle aynı anda mücadele ediyor. Bunun bilinmesi lazım. Bunun sebebi, emperyal hayallerin, komşularımız üzerindeki hesaplarıdır. Suriye'deki otorite boşluğundan dolayı en büyük zararı gören Türkiye'dir. Türkiye bugün terörü kensdi topraklarında değil, neredelerse orada bulup yok etme gücüne sahiptir. Fırat Kalkanı ile de bunu göstermektir. Bu katilleri aramıza salanlar, bu alçakça eylemleri ile farklı yaşam tarzı üzerinden, inançlar üzerinden ayrışacağımızı bekliyorlarsa boşuna hevesleniyorlar. Türkiye bir hukuk devletidir, bu ülkede bütün hayat tarzları, bütün inançlar, bütün düşünceler, devletin güvencesindedir.
REİNA SALDIRISININ AMACI ÇOK AÇIK
Reina saldırısının amacı çok açıktır. İstanbul'da gerçekleştirilen terör saldırısı, seçilen mekan ve zaman dikkate alındığında ne amaçlandığı açıktır. Kışkırtmaya yönelik bir süreç başlatılmaya çalışılıyor. Terörün hayat biçimi üzerinde ayrıştırmaya yönelik olduğu açıktır. Caniler ve onları azmettirenler toplumsal huzurumuzu bozmaya çalışıyorlar. Onlar biliyor ki yüzyılladır Ortaköy'de farklı inançtan insanlar birarada yaşamaktadır. 7'den 70'e uyanık olmak zorundayız. Sosyal medya üzerinden yapılan terörün amacına hizmet eden kışkırtıcı paylaşımlar ülkemize zarar veriyor. Özellkle kardeşlerimize önemli bir uyarım var. Sosyal medya, sorumsuz medya değildr. Paylaşımlarınız başınıza bela olabilir, nitekim olmaya da başlamıştır. Kin ve nefret söylemi ve toplumdaki kargaşayı teşvik etmek gibi faaliyetler hukuk devletinde suçtur. Yargı harekete geçmiş ve gerekli hukuki işlemler başlatılmıştır. Vatandaşlarımızın terör örgütünün oyununa alet olmamalarını rica ediyorum. Bu tür sinsice hamleleri sezip teröre karşı, milli seferberlik bilinciyle karşısında duracağız.
NE YAPARLARSA YAPSINLAR HİZMET KERVANI YÜRÜMEYE DEVAM EDECEK
15 Temmuz'da oyunu, vatanını, milletini, bayrağını seven milyonlarca vatandaşımız bozdu.Alçak terör örgütü milletin silahı ile millete ateş açtı. Milletin oyu ile başa gelen Cumhurbaşkanını ve hükümeti devirmek istedi ama başarılı olamadı. Ne yaparlarsa yapsınlar, hizmet kervanı yürümeye devam edecek. Terörün tırmandırılmasının arkasındaki sebep terörle mücadelede gösterdiğimiz kararlılığa karşı teröristlerin arkasındaki güçlerin duyduğu rahatsızlıktır. İşe ilişkilerimizi düzeltmekle başladık. Rusya ile ilişkilerimizi düzelttik. İsraille ilişkilerimizi belli bir noktaya getirdik. Suriye'de ateşkesin sağlanmasını başardık. Bununla da kalmadık BM tarafından kabulünü de sağladık. Halep'te yaşanan katliama tek müdahale eden ülke Türkiye'dir. İnsanları ateş çemberinin içinden çıkardık. Bu millet kendine yakışanı yaptı. Cumhurbaşkanımız Irak Cumhurbaşkanı ile görüştü. Bu haftada ziyaret edeceğiz. Komşu ülkelerle barış içinde yaşamak, hem komşularımızın geleceği hem de ülkemizin huzuru için olmazsa olmazdır. Bunun için her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz. İnsanlarımız geleceğe umutla bakmak istiyor. Bunun için bizden daha fazla gayret istiyor.
MALİ DİSİPLİNDEN VAZGEÇMEK YOK
Kredi verirken asla mali disiplinden vazgeçmeyeceğiz, asla borçlanma yapmayacağız. Asgari ücretteki mağduriyetleri de gideriyoruz. İş verenlerimizi de artan asgari ücretten dolayı gelen ilave yüklerini bu yılda karşılamaya devam edeceğiz. Bu da onların yükünü hafifletmiş olacak. Bunların hepsini üst üste koyduğunuz zaman 10 milyarlık ek ilave kaynağı aktarıyoruz demek.Lafla peynir gemisi yürümüyor. Bütün yatırmlarımızı yaparken bir yandan da terörle mücadele ediyoruz.
FIRAT KALKANI
Suriye ile 211 km'lik sınırımız var. Burada malesef yıllardır yaşanan iç savaş nedeniyle ülkemizi rahatsız eden bir durum ile karşı karşıyayız. 3 milyon mülteciyi misafir ediyoruz. Fırat Kalkanı'nın 133'üncü günündeyiz. Operasyonlarda bugüne kadar 1270 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirildi; yakalananlarla birlikte sayı 1561. Şimdi dünya, 'DEAŞ' diyor; DEAŞ yatıyor, DEAŞ kalkıyor... Onlar yalandan mücadele ediyor, lafını yapıyor. Mücadeleyi yapan sadece Türkiye. Amerika da bir halt ettiği yok, diğerlerinin de bir şey yaptığı yok. Laftan başka bir şey yok. Amerika'nın da diğerlerinin de bir şey yaptığı yok. Yaptıkları PYD'ye silah vermek. Yeni yönetimden beklentimiz artık bu kepazeliğe bir son vermesidir. Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi? Gün dostun düşmanın ortaya çıkma günüdür. Biz yıllardır NATO ile beraberiz, stratejik ortağımız. Bu ortaklığın bir terör örgütü tarafından gölgelenmesine izin vermemeleri gerekiyor. FETO orada, PKK'nın uzantıları yanınıza yanaşmış. Ne yapıyorsunuz kardeşim, bir karar verin. Türkiye yeni ABD yönetiminden bunu bekliyor. Ümid ediyorum ki ABD terör örgütleriyle deği, Türkiye gibi bölgede barışı güveni tesis etmek için elini taşın altına koyan Türkiye ile iş birliği yapacaktır. Bu yanlıştan dönecektir, dönerse döner dönmezse kendi bilir, biz işimizi yaparız.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
10 Aralık'ta teklifimizi sunmuştuk. 9 gün boyunca da komisyonda 18 maddelik değişiklik teklifi üzerinde konuşuldu. Ancak yeterince konuşulmadığı yönünde eleştiriler var. 3 saate yakın konuşan milletvekilleri var. Zaten 50 senedir konuşuyorsunuz. Devir laf üzerine laf değil, taş üzerine taş koyma devri. Anayasa görüşmelerinde Ak Parti grubu, hakikaten çok demokratik bir duruş sergiledi. Büyük bir gayretle, teklifin olgunlaşmasına katkı sağladı. CHP ise her zaman yaptığını yaptı. HDP ile beraber değişikliğin rejim değişikliği olduğunda ısrar edip durdu. Kendisine sistem değişikliği olduğunu anlattım, dilimde tüy bitti anlamadı. Artık vazgeçtim. Kemal beyin düşündüğünde (rejim değişikliği) haklı olduğuna karar verdim. Evet rejim değişiyor, vesayet rejimi değişiyor. Bu değişiklik vesayetin bundan sonra hiçbir şekilde yüce mecliste adı esamesi okunmayacak. Vesayet darbe alışkanlığından geliyor. 1960'dan beri, milli iradenin hakkı sınırlandı. İşte bu değişiklikle milli hakimiyeti tamamen etkin hale getiriyoruz. O anlamda doğru bir rejim değişikliği var o da vesayet değişimidir.
"OHAL UZAYACAK"
Bu hafta içinde Afganistan'daki görev gücümüzün süresinin uzatılması ile ilgili bir tezkere ve OHAL'in 3 ay uzatılmasına yönelik bir kararı da Meclisimiz görüşecek.