AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, son grup toplantısından bugüne kadar yoğun ve önemli gelişmeler yaşandığına dikkati çekti.
PKK terör örgütünün 3 gün önce Şanlıurfa'nın Viranşehir'de alçakça bir saldırı gerçekleştirdiğini ve 11 yaşındaki Ahmet Oktay Günak ile mahalle bekçisi İbrahim Kete'nin hayatını kaybettiğini hatırlatan Yıldırım, bugün de El- Bab'ta Fırat Kalkanı Harekatı'nda Astsubay Yunus İşcan’ın şehit olduğunu, iki askerin de yaralandığını dile getirerek, şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
DEAŞ terör örgütünün büyük bir tehdit oluşturduğunun altını çizen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"DEAŞ terör örgütü bölge için ne kadar tehdit ise Asya için, Avrupa için, Amerika için de aynı şekilde tehdittir. İsmi ne olursa olsun bütün terör örgütlerinin hedefi insandır. Bugün bizim kapımızı çalan tehdit, unutulmasın ki yarın bunların sırtını sıvazlayanların da kapısını zorlayacaktır. Maalesef son dönemde bazı ülkelerden terörü ve şiddeti destekleyen ırkçı ve ayrımcı söylemler yükseliyor. İsrail Meclisinin ezan kısıtlaması, Avrupa'da yükselen islam karşıtı söylemler çok ama çok tehlikeli bir gelişmedir. Bu söylemlerin hepsi nefret suçlarını beslemekte, evrensel insani değerleri bir bir yok etmektedir. Birlikte yaşama kültürünü yok etmektedir. Terör örgütlerini beslemektedir. Buradan bütün ülkelere bir çağrıda bulunuyorum; Birlikte, barış içerisinde yaşayacağımız bir başka dünya yok. Bindiğimiz dalı kesmeyelim. Bu ırkçılık, ayrımcılık hastalığına kapılmadan, dünyanın ve insanlığın huzuru için elimizi biraz daha taşın altına koyalım."
"Ülkemizin eriştiği müspet noktayı gururla gördük"
Başbakan Yıldırım, AK Parti Merkez Yürütme Kurulunu toplayarak hem gündemdeki gelişmeleri hem de halk oylaması süreci için yol haritasını belirlediklerini söyledi.
İstanbul'da gerçekleştirilen Dünya Turizm Forumu'na değinen Yıldırım, "40'dan fazla ülkeden üst düzey katılımın sağlandığı forumda bir kez daha ülkemizin eriştiği müspet noktayı gururla gördük. Dünyanın tüm renklerinin, tüm farklı kültürlerinin aynı çatı altında, İstanbul'da küresel turizmi konuştuğuna şahit oldum. Bu tür küresel ölçekli, saygın toplantıların Türkiye'de yapılması bir rastlantı değildir. Bu Türkiye'nin her alanda olduğu gibi turizmde de göstermiş olduğu gelişmenin, gayretin ve başarının bir meyvesidir." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'nin yükselişini hiç ama hiçbir güç engelleyemez engelleyemeyecek"
Geçen hafta bazı bakanlarla Malta'yı ziyaret ettiğini anımsatan Yıldırım, uğradıkları her durakta milletin 15 Temmuz'da yazdığı "Milli İrade Destanı"nın konuşulduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Şimdi bu destanı taçlandırmak vakti geliyor. Milli iradeyi tanklar, uçaklar, darbeci teröristler karşısında aslanlar gibi müdafaa ettik, artık sandığa gideceğiz. Milli iradeyi garanti altında, daha etkin kılacağız. Sözde demokrasi değil etkili temsil için evet. 15 Temmuz'da 248 şehidimizin kanına giren hain darbeci teröristler bir daha cesaret bulmasın diye, Kandil'e selam duranlara millete selam durmayı öğretmek için Pensilvanya'nın karşısında hazır ola geçenlere sadece milletin karşısında hazır ola geçeceğini öğretmek için, evet.
Siz bakmayın 'hayır türküsü' ile milletin içini karartan felaket tellalarına. Ne diyor bu tellaller, 'Efendim ülke bölünecek.' Bu referanduma 'evet' deyince ülke bölünecek olsa önce Kandil koşa koşa 'evet' der. Onların amacı Türkiye'yi bölmek değil mi zaten? Böyle fırsat gelmiş ayaklarına, teperler mi? 15 Temmuz gecesi Türkiye'yi bölmek isteyen FETÖ terör örgütü 'hayır' kampanyası yapıyor. Pensilvanya'daki fitne yuvasından 'hayır' oyu talimatı çıkıyor. Bunlar memleketin yararına olacak hiçbir şeye 'evet' derler mi? Demezler, o yüzden hayır diyorlar."
Başbakan Yıldırım, 2017'ye hızlı girdiklerini, 2016'da yaşanan acı tecrübeleri unutmadan, yaşanan her bir olaydan ders çıkartarak yollarına devam ettiklerini dile getirerek, "Türkiye'nin geleceğini karartmaya yönelik hesap yapanlar kaybetmeye mahkum. Türkiye'nin yükselişini hiç ama hiçbir güç engelleyemez, engelleyemeyecek. Türkiye adımlarını çok sağlam atıyor. Her şeye rağmen istikrarı koruyor. Bundan zerre kadar şüpheniz olmasın." diye konuştu.
"Mart'da 20 bin 127 öğretmenin atamasını yapmaya karar verdik"
Öğretmen adayları için de bir müjdelerinin olduğunu belirten Yıldırım, 20 bin 127 öğretmenin atamasını yapmaya karar verdiklerini, buna ilişkin işlemlerin Mart ayında başlayacağını aktardı.
"Hepsi aynı derecede terör batağına batmış katiller sürüsüdür"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısında, Türkiye'nin bölgesiyle ilişkilerini, geniş çerçevede de uluslararası ilişkilerini ele aldıklarını söyledi.
Toplantıda Fırat Kalkanı Harakatı'nın da konuşulduğunu hatırlatan Yıldırım, "Daha ötesini, Mümbiç ve Rakka'yı konuştuk. Şu bilinmelidir ki Türkiye'nin etrafını terör örgütlerinin egemenlik alanı olarak parsellemelerine asla izin vermeyeceğiz. Terör örgütünün adı ne olursa olsun, hiç fark etmez, ister dayı olsun ister yeğen olsun, ister kuzen olsun, ister kardeş olsun, bunların topunun bu ülkeye tehdit olmayacak şekilde kökünü kazıyacağız." ifadesini kullandı.
Başbakan Yıldırım, "Terör örgütleri arasında ayrım yapanların şunu iyi bilmesi lazım: Bizim için PKK eşit YPG eşit PYD, DEAŞ eşit FETÖ. Hepsi aynı derecede terör batağına batmış katiller sürüsüdür. Türkiye'nin ulusal güvenliği ve çıkarları için bunların hepsiyle amansız mücadelemiz devam edecek." dedi.
"Şartlar ne olursa olsun Feto gelecek hesap verecek"
Devleti, FETÖ denen illetten temizleme konusunda da aralıksız çalıştıklarını vurgulayan Yıldırım, "FETÖ elebaşına gelince, ABD'li yetkililerle iade konusunda görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni yönetimin bu konuda daha anlayışlı ve duyarlı olacağını görüyoruz. Şartlar ne olursa olsun Feto gelecek hesap verecek." diye konuştu.
Terör örgütü PKK'ya da kış aylarında darbe vurulduğunu aktaran Yıldırım, "Artık bu terör örgütleri içeride ve dışarıda başını kaldıramaz hale geldi. Yeter mi? Yetmez. Bölücü terör örgütleri tamamen yok oluncaya kadar bu mücadele kararlılıkla sürecek." ifadesini kullandı.
"Türkiye'nin istikrarlı gelişimini sağlayacak ne varsa hayır dediler"
Hayır demeyi adet edinenlerin Marmaray'a, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne, 3. havalimanına, Avrasya Tüneli'ne, Çanakkale Köprüsüne, bölünmüş yollara "hayır" dediğini hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin istikrarlı gelişimini sağlayacak ne varsa hayır dediler. Şimdi de Türkiye'nin demokratik dönüşümünü engellemek için kampanya başlattılar. Buradan açık bir şekilde Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum; Kılıçdaroğlu halkoylaması için bir ilham peşinde. Nerede bulmuş bu ilhamı? Şili'de. Adamlar bir film yapmış CHP de ondan medet ummuş. Tamam anladık uzun yıllar halka güvenmediniz, seçkin takıldınız amma hani değişiyordunuz, hani artık halkı esas alacaktınız? Şili'ye kadar uzanacağınıza Şile'ye gitseydiniz, bu ülkenin köylerine, kasabalarına gitseydiniz. Gidip de bir kahvehanede otursaydınız bizim bilgilerden daha çoğunu size orada öğretirlerdi. Şili'ye boşu boşuna niye gittiniz? Ama kafa takılmış, farklı. Kafa bu ülkeye yabancı. Kafa bu halkın aklına, irfanına, idrakına güvenmiyor. Akıl dendiğinde adamın aklına uzak diyarlar geliyor. Sayın Kılıçdaroğlu senin bu derdin, bu kafayla derman bulamaz. Nereye gidersen git. Artık kimse yıllardır çöreklendiği kamu kaynaklarıyla, meslek odalarıyla siyasete ayar veremeyecek. Artık hiç kimse dünya standartlarını aşan yatırımlara hayır deyip topluma 'geri kalıyoruz' masalı anlatamayacak."
"Muasır medeniyetler seviyesini yakalamaya çalışıyoruz"
Başbakan Yıldırım, gençlere de seslenerek yeni anayasa düzenlemesiyle gençlere temsil yetkisinin geldiğini bildirdi.
Yıldırım, "Tek vatan için, tek millet için, tek devlet için, tek bayrak için; evet, evet, evet. Biz Abdülhamit Han'dan aldığımız ilhamla, onun hayali olan projeleri gerçekleştiriyoruz. Marmaray'ı, Avrasya Tüneli'ni yapıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vizyonuyla muasır medeniyetler seviyesini yakalamaya çalışıyoruz." dedi.
"Milletin adamları" olarak nitelendirdiği merhum Özal'ın, Türkeş'in, Yazıcıoğlu'nun, Menderes'in, Erbakan'ın ve Demirel'in "özlem duyduğu, gerçekleştiremediği cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini hayata geçirmek istediklerini" vurgulayan Yıldırım, "Rejim meselesi diyerek meydanlarda konuşacaklar kendini boşa yormasın, rejimin adı belli; Cumhuriyet. Milletiyle, üniter yapısıyla, 780 bin kilometrekare vatan toprağıyla bölünmez bir ve beraber Cumhuriyet." ifadesini kullandı.
"Tutturmuşlar 'Cumhurbaşkanı partili olur mu?'. Olur bal gibi olur"
Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir de tutturmuşlar, 'Cumhurbaşkanı partili olur mu?'. Olur, bal gibi olur. Kurucu Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, buradan kendisine selam gönderiyoruz. Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanı olmadan önce neydi? Hem AK Parti'nin Genel Başkanı idi hem de Başbakan idi. Başbakan olarak Türkiye'yi yeni baştan kim imar etti? Erdoğan ve arkadaşları. Doğudan batıya, kuzeyden güneye her vatandaş hizmetle buluşmadı mı? Üniversiteler yapılmadı mı? Oralara bu milletin evlatları gitmedi mi? Hastaneler açılmadı mı? Açıldı. Tüm vatandaşlarımız yararlandı. Bölünmüş yolları tüm insanımız kullandı. Havaalanları inşa edildi. Bütün memleket hava taşımacılığını en iyi şekilde kullanmaya başladı, havayolu halkın yolu oldu. Hızlı tren hayali gerçeğe döndü. Şehir hastaneleri ile sağlıkta devrim yaptık.
Allah aşkına bu millete bu hizmetlerden faydalanırken partisi mi soruldu? Bizim siyaset anlayışımızda hizmet ederken seçmen ayırımı yapmak asla yoktur. Bizim için geçerli tek kural, hizmette siyasette olmaz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, meşru yönetim erkleri arasındaki koalisyonu güçlendiriyor. Bunlar, 'Cumhurbaşkanı partili olmaz' diyor. Başbakan partili, CHP'li belediye başkanları seçildikten sonra partisini bırakıyor mu? Onlar da partili."