GÜNCEL
Ak Parti'de FETÖ mensubu var mı?
Başbakan Yardımcısı Canikli, Kanal 7'de katıldığı programda gündeme dair açıklamalarda bulundu. Canikli, AK Parti'deki FETÖ yapılanması iddialarına da cevap verdi.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Kanal 7'de Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi programına konu oldu. Canikli, programda FETÖ'nün dilekçe oyunundan AK Parti'deki 'FETÖ yapılanması' iddialarına kadar birçok konuya değindi.
'İLETİŞİMLERİ KOPTU'
FETÖ'nün artık karar alma ve uygulama kapasitesine sahip olmadığını dile getiren Canikli, örgüt üyelerinin kendi aralarındaki iletişimin de büyük oranda ortadan kaldırıldığını ifade etti.
Söz konusu gelişmelerin, yapının tümüyle çökertildiği anlamına gelmediğini belirten Canikli, "Süreç devam ediyor. Biz sadece ana yapının çökertildiğini söylüyoruz. Özellikle bu tür terör yapılanmalarında gizlilik esas olduğu için küçük ve tespit edilemeyen birimler halinde kalıntılar, kripto kişiler olabilir, ama bunu karamsarlığa meydan verilsin anlamında söylemiyorum. Kesinlikle böyle bir tehlike söz konusu değil." diye konuştu.
Operasyonlarda orta ve alt düzeydeki örgüt üyelerinin dışındakilere dokunulmadığı yönünde bir algı oluşturulmaya çalışıldığını kaydeden Canikli, "Bu kesinlikle doğru değil. Çok daha büyük oranda çatıyı çökerttik. Şu anda bütün yönetim kademesi ya gözaltında tutuklu ya da firar etmiş vaziyette. Dolayısıyla şu anda kripto üst seviyedekiler ve diğer kademedeki yöneticiler tespit ediliyor." ifadelerini kullandı.
TSK'DAKİ FETÖ YAPILANMASI
Canikli, örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki yapılanmasına yönelik çalışmalar hakkında da bilgi vererek, üst yönetim kademesinde, kontrol edilebilir hale getirilmesini sağlayacak düzeyde temizlik yapıldığını söyledi.
Örgütün genel olarak kurmay subaylar üzerine yatırım yaptığını dile getiren Canikli, "Önceki dönemde general olabilmek için mutlaka kurmaylık sıfatına haiz olmak gerekiyordu. Dolayısıyla bütün yatırımlarını kurmay subaylar üzerine yapmışlar. Diğer sınıf subaylarında herhangi bir çalışma yapmamışlar ya da ihmal etmişler." dedi.
FETÖ'nün sınıf subaylarla ilgilenmemesinin kendileri açısından avantaj oluşturduğunu kaydeden Canikli, bu durumun kendilerine hareket kabiliyeti sağladığını dile getirdi.
Canikli, örgütün askeri okullara giriş sürecini çok büyük oranda kontrol ettiğini belirterek, önceki yıllarda askeri okuldan mezun olanlardan aktif olarak örgüte üyeliği tespit edilenleri de temizlediklerini vurguladı.
Kanun hükmünde kararnamelerle sistemi, bu tür darbe girişimleri ve oluşumlara meydan vermeyecek hale getirdiklerini anlatan Canikli, bu kapsamda askeri harekat görevleri dışında kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığına bağlandığını hatırlattı. Canikli, personel alımı ve eğitimini ise Milli Savunma Bakanlığının üstleneceğini ifade etti.
TSK'nın artık savaş, muhabere ve askerlik gibi konulara kafa yoracağına dikkati çeken Canikli, "Bu herkesin kendi alanlarıyla ilgili güçlerin optimal kullanılması anlamına geliyor. Bu, TSK'nın gücünü inanılmaz şekilde artıracak." değerlendirmesinde bulundu.
'DİLEKÇELER TEK KALEMDEN ÇIKMIŞ GİBİ'
FETÖ soruşturmaları sırasında mağdur olduklarını iddia edenlere ilişkin de konuşan Canikli, bu konudaki çağrılarından önce bu anlamda başvuruda bulunanların azlığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adalet vurgusu ve illerde gerçekten mağdur olanların başvurularının en geniş şekilde incelenmesi talimatından sonra görevine son verilenlerin sayısından daha fazla müracaat sayısına ulaşıldığını belirten Canikli, şöyle devam etti:
"Çoğunlukla örgütün talimatı çerçevesinde bu müracaatlar yapılıyor. Sadece sayıdan anlamıyoruz. Dilekçelere baktığımız zaman hepsi tek kalemden çıkmış gibi, şablon başvurular. Cümleler, kelimeler hemen hemen aynı. Bu, müracaatların çoğunda kişi 'Ben FETÖ üyesi değilim' demiyor. Diyor ki 'Ben ByLock'u kullandım ama ByLock gizli, saklı değil. Böyle olsaydı yasaklanırdı.' Bu, 17-25 Aralık'tan sonra yani FETÖ'nün 'Bank Asya'da hesap açın, para yatırın' çağrısından sonra bu çağrıya uyarak para yatıranlar içinde geçerli. Onlar da 'Biz para yatırmadık' demiyorlar. Diyor ki 'Bank Asya resmi bir banka. Kurallara göre, ülkenin kanunlarına göre faaliyette bulunan bir banka. Biz de para yatırdık.' Genel müracaatların çok büyük bölümü bu şekilde. Aslında bu dilekçeler itiraf. 'Biz mensubu değiliz' demiyor. Sadece kendisine bir savunma mekanizması, bir kanal açmaya çalışıyorlar."
KILIÇDAROĞLU'NA CEVAP
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "1 milyon civarında mağdur insan olduğu" yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Canikli, mağduriyetin söz konusu olmadığının altını çizdi.
Ülkenin birlik ve bütünlüğünü tehdit edecek kadar gözü dönmüş, ilkesiz, kuralsız, ahlaksız bir örgütle mücadele ettiklerini ifade eden Canikli, "15 Temmuz başarıya ulaşmış olsaydı, tek parça bir devlet söz konusu değildi." dedi.
Canikli, darbeden birkaç gün sonrasından dışarıda binlerce bölücü terör örgütü mensubunun Türkiye'ye girme hazırlığı yaptığına ilişkin istihbarata sahip olduklarını belirterek, "Böyle bir durumdan bahsediyoruz ama ona rağmen adaletsizlik olmasın, en az seviyede minimize edelim, yaş ile kuruyu ayıklayalım hassasiyeti içinde hareket ediyoruz ama maalesef Sayın Kılıçdaroğlu, adeta terör örgütünün ekmeğine sürecek, onlara moral olacak şekilde bazı açıklamalar yapıyor. Bunlar doğru açıklamalar değil. Kesinlikle gerçeği yansıtmıyor." değerlendirmesinde bulundu.
AK PARTİ'DE FETÖ İDDİALARI
AK Parti bünyesinde de örgütle irtibatlı kişiler bulunduğu iddialarına ilişkin de konuşan Canikli, teorik olarak toplumun her kademesinde bu tür kişilerin olabileceğini söyledi.
Bu iddiaların AK Parti'yi karıştırmak için söylendiğini ifade eden Canikli, "Dolayısıyla, bu bütün siyasi partiler için de geçerli. Bu çerçevede, teorik olarak bu yapı her yerde... Oranı azdır, çoktur o ayrı konu. Bu, AK Parti için de geçerli. Zaten bugüne kadar hiç kimse biz de FETÖ mensubu yoktur demedi, deme imkanı da yok." ifadelerini kullandı.
Canikli, darbe girişiminin en büyük hedeflerinden birinin AK Parti olduğunu belirterek, böyle bir saldırı ile karşı karşıya kalmış bir yapının örgütle mücadelede zafiyet göstermesinin mümkün olmadığını söyledi.
Tespit ettikçe kim olursa olsun gereğini yaptıklarını kaydeden Canikli, "Şu kadar bakan var, şu kadar milletvekili var. Bu iddialarda bulunanlar ellerindeki bilgi, belgeleri bizimle paylaşsınlar biz de gereğini yapalım. Yapmazsak o zaman konuşsunlar. Şu ana kadar isim zikretme, delil yok." diye konuştu.
DARBE SONRASI EKONOMİK DURUM
Darbe girişiminin ekonomiye etkilerine ilişkin de görüşlerini paylaşan Canikli, gelişmiş ülkede böyle bir olay yaşandığı takdirde o ülkede yaşayan bütün vatandaşların bankalardan paralarını çekmeye yöneleceğini, ekonomik aktiviteleri en aza indireceğini ve talebin düşeceğini söyledi.
Türkiye'nin, ekonominin olumsuz etkilenmesi anlamında bir ülkenin yüz yüze gelebileceği en kötü hadiseleri yaşadığına dikkati çeken Canikli, "Ülkenin bir bölümünde terörle topyekun mücadele ediliyor. FETÖ'nün kalkışması, gezi hadiseleri. Bir ülkenin en önemli simgesel kurumları bombalanıyor. Başka hiçbir ülkenin ekonomisi buna dayanamazdı." değerlendirmesinde bulundu,
Canikli, 15 Temmuz gecesi Türk milletinin meydanlarda gösterdiği kahramanlığı, yatırımcıların piyasalarda ortaya koyduğunun altını çizerek, "18 Temmuz Pazartesi günü bir günde 2,5 milyar dolar bozdurarak birilerinin, özellikle yabancıların muhtemel döviz çıkışının ortaya çıkaracağı komplikasyonları dengelemek amacıyla dövizlerini bozdurdular." dedi.