CNNTürk Televizyonu'nda dün akşam yayınlanan 'Tarafsız Bölge'nin konukları arasında, Emniyet'teki FETÖ yapılanmasına dair devletteki ilk raporu hazırlayan ve bu rapor nedeniyle tasfiyeye edilen eski Ankara Emniyet Müdürlerinden Cevdet Saral, emekli emniyet müdürü Mutlu Çelik ve Fetullah'ın Copları kitabının yazarı Zübeyir Kındıra vardı.
SAĞLIK NEDENİYLE DİYE KAÇTI
1999 yılında Gülen yapılanmasına yönelik İstihbarat Daire Başkanlığı’nda detaylı bir rapor hazırlayan Saral, raporun son bölümünde ise bu yapının faaliyetleri, ülke için oluşturabileceği tehditler bir bir sıralanmıştı. Hazırlanan bu raporun Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesinden sadece 3 gün sonra Gülen, 21 Mart 1999’da sağlık sorunlarını gerekçe göstererek soluğu ABD'de almıştı.
RAPORDAN SADECE 3 GÜN SONRA
Raporu yazmadan önce önce 3 kişilik bir ekiple başlarına neler gelebileceğine dair bir toplantı yaptıklarını, buna rağmen devleti uyarmak için bu çalışmayı yapmaya karar verdiklerini belirten dönemin Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, "Raporun ikinci bölümünü müfettişlere ve İstihbarat Daire Başkanlığı’na 18 Mart'ta gönderdik, 21 Mart’ta da Fethullah Gülen’i yurt dışına kaçırdılar" dedi.
CIA KEFİL OLDU
Soluğu Pensilvanya'da alan Gülen'in ABD kalabilmesi için kefil olanlar arasında Amerikan Dış İstihbarat Teşkilatı'nda (CIA) görev yaptığı dönemde Türkiye’de de bulunan Graham Fuller, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, CIA eski direktörlerinden George Fidas da vardı.
HİMMET DİYE TOPLANAN PARALAR ORAYA KAÇIRILDI
ABD'de kalmayı garantileyen ve derin bir soluk alan Gülen, sonrasında faaliyetlerini yoğunlaştırmış ve dünyaya açılmaya başladı. Avcunun içinde "hizmete" dünden razı bir kişi ve yapı bulan ABD'nin, uzun soluklu bir ilişki kurduğu anlaşılıyor. 1998'de Vatikan'da Papa 2. John Paul'le görüşebilen Gülen, ‘İslam’ın modern, ılımlı yüzü’ başlıklı yazılarla pazarlanmaya başlandı. El Kaide ve IŞİD ben başkayım mesajları vermeye başladı. Türkiye'de himmet adı altında toplanan, birçok firma ve kişiden ise zorla alınan paralar, ABD'de Gülen'e yakın dernek, vakıf ve üniversitelerdeki “Dinler Arası Diyalog” kürsülerine aktarıldı.
'YA GÜLEN YA BİZ'
Ankara, MİT operasyonu, 17/25 Aralık yargı darbesinin arkasında Gülen organizasyonun olduğu iddiasıyla son 2 yıldır ABD'den iadesini talep ediyor. Washington ise resmi belge ve delil istiyor. İki ülke arasında esen serin hava, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası sert rüzgarlara dönüştü. Türkiye, resti çekti "ya Gülen ya da biz" dedi. İki ülke ilişkilerinde büyük hasar gören ilişkilerin iade gerçekleşmeden tamirinin oldukça güç olduğu anlaşılıyor.
'HUKUK İZİN VERİRSE' VERECEKLERMİŞ
Gerek darbe girişimine kalkışan ve yakalanan generallerin gerekse sivil bazı unsurların verdiği ifadeler, darbe talimatının Pensilvanya'dan verildiğini gözler önüne seriyor. Yaklaşık 80 klasör belge de zaten ABD'ye gönderildi. İade süreciyle ilgili olarak Türkiye'ye gelen heyetin ardından ABD'nin iki numaralı ismi Joe Biden da Ankara'ya geldi.
Ayağının tozuyla yaptığı "Nasıl ki El Kaide lideri Usame Bin Ladin Afganistan'dan 11 Eylül'de bizi vurduysa, Gülen de sizi vurdu" dediği aktarıldı. Hemen ardından "Eğer hukuk izin veriyorsa gereği yapılır" demeyi ihmal etmedi.
'KEŞKE BAŞKA BİR ÜLKEDE OLSA'YMIŞ
FETÖ'cülerin bombaladığı Meclis binasını gezerken "Keşke Fetullah Gülen başka bir ülkede olsaydı" diyen ve delil isteyen Biden'ı şunlar keser mi acaba! darbe gecesi havalanan jetlere yakıt ikmali İncirlik Hava Üssü’nden kalkan uçaklardan yapılmıştı. Bu sebeple üs geçici olarak kullanıma kapatılmış, elektrikleri kesilmişti.
BIDEN'A DELİL LAZIMSA...
Burada görevli olan Tuğgeneral Bekir Ercan Van tutuklanmadan hemen önce İncirlik’teki ABD’li komutana gidip iltica talebinde bulunmuştu. ABD'nin "görmedim, duymadım, bilmiyorum" tavrı ilişkileri iyiden iyi gerdi. Tutuklanan generallerin ‘Cemaat üyesi oldukları' itirafı, Gülen'in darbenin planlayıcısı olduğunu inkâr edilemez bir noktaya getirdi.
En çarpıcı ifade İzmir’de tutuklanan bir generalden geldi. Gizli tanık olarak verdiği ifadesinde darbe planının Fetullah Gülen tarafından onaylandığını, Hava Kuvvetleri imamı olduğu sonradan anlaşılan Adil ÖKsüz tarafından kendilerine tebliğ edildiğini söyledi.
Bu yapının içerisinde yıllarca bulunmuş olan Nurettin Veren, eski emniyet imamı olan Kemalettin Özdemir, Latif Erdoğan gibi isimlerin ifadeleri de köşeye sıkıştırdı.
Darbe girişiminin sabahında Akıncı Üssü çevresinde yakalanan ve Hava Kuvvetleri imamı olduğu anlaşılan Adil Öksüz'ün, 2002'den bu yana 109 kez ABD'ye gittiği ortaya çıkmıştı.
Darbe öncesi Öksüz'ün, imamlar ve generallerle toplantılar yaptığı, darbe planlarını anlattığı ifadelere yansıdı. Tutuklu general, bu planların 15 Temmuz'dan 2 gün önce ABD'ye götürüldüğünü ve Fethullah Gülen tarafından onaylandığını söylediler.
CERABLUS OPERASYONU
Öteden beri Suriye'de Türkiye'ye verdiği sözleri tutmayan ABD, tam da Biden'ın ziyareti öncesi 'Fırat Kalkanı' operasyonu ile karşılandı. Sabaha karşı önce bordo bereliler ardından da tanklar, Suriye sınırını geçip Cerablus'a doğru hareket etti. İlk gelen bilgilere göre 50'ye yakın DAEŞ militanı öldürüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bu operasyon DAEŞ ve PYD gibi terör örgütlerine yönelik" açıklaması, PYD'yi kara gücü olarak gören ABD'de soğuk duş etkisi yaptı.
Şimdi bütün bunlar ve daha fazlası Ankara'da Vali Yardımcısı tarafından karşılanan Joe Biden'ın önüne konuldu. Karar Okyanus ötesine kalmış...