GÜNCEL
ABD başkanını seçiyor..
Amerikalı seçmenler Demokrat Parti adayı Hillary Clinton ile Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump arasında karar verecek.
ABD halkı, aylar süren seçim kampanyalarının ardından yeni başkanını seçmek için yarın sandık başına gidiyor.
Amerikalıların, ülkenin 45'inci başkanı olarak Demokrat Parti adayı eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ı mı yoksa Cumhuriyetçi Parti adayı iş adamıDonald Trump’ı mı seçeceği yarın belli olacak.
Halk, ABD Kongresinin 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi kanadının tamamı, 100 üyenin bulunduğu Senatonun üçte biri ve bazı valilikler için de oy kullanacak. Seçimler sonucunda ABD Kongresindeki sandalye dağılımları da yenilenecek.
Üç farklı saat dilimi olan ülkede, oy verme işlemlerinin başlayışı ve bitişi eyaletlerin yer aldığı dilime göre değişecek. Doğu yakasının saat dilimi esas alındığında, oy verme işlemleri saat 06.00’da başlayacak, sandık kapanması ise saat 19.00’da başlayıp eyaletlere göre gece yarısına kadar sürecek.
Ülkede 37 eyaletin yanı sıra başkent Washington'da 26 Ekim’den itibaren erken oy verme veya mazeretli oy verme işlemleri başlamış olmasına rağmen halkın çoğunluğu yarın oyunu kullanacak. Seçmenler oylarını, eyaletlerde kurulan seçim merkezlerinde verecek.
Erken oy verme sürecinde yaklaşık 40 milyon seçmenin, 8 Kasım’ı beklemeden oylarını kullandığı belirtiliyor. Ancak seçimlere katılımın çok yüksek olması beklenmiyor. Bu seçimlerde kayıtlı yaklaşık 230 milyon seçmen bulunurken, bunlardan 150 milyonunun oy kullanacağı tahmin ediliyor.
Daha önceki seçimlere de katılım oranının düşük olduğu ABD'de seçmenin en önemli oy kullanmama nedenlerinden biri adayları beğenmemesi.
En fazla oyu değil, seçici delegeleri kazanan başkan olacak
ABD seçim sistemine göre seçimde en fazla oyu almak başkan olmak için yetmeyebiliyor.
Ülkedeki seçim mantığı, her eyaletin, başkanı ayrı ayrı seçmesi üzerine kurulu. Federal yönetim yapısının bulunduğu ülkede halk, her eyalette partilerin başkan adayına bağlı olan "seçici" grubuna oy veriyor. Eyaleti kazanan başkan adayı, eyaletlerin nüfus yoğunluğuna göre belirlenen seçici delegelerin tamamını da kazanmış oluyor. Dolayısıyla seçici delegelerde çoğunluğu alan, ülkenin de başkanı oluyor.
Bu nedenle yarın gözler Hillary Clinton ile Donald Trump’ın halkın ne kadarının oyunu aldığında değil, hangi eyaletleri kazandığında olacak.
Başkanın seçilmek için 50 eyalet ve özel statüsü bulunan başkent Washington DC'deki 538 seçici oyun mutlak çoğunluğunu, yani 270'ini alması gerekiyor.
California, 55 kişi ile en çok seçici kurul üyesi barındıran eyalet. İkinci sırada 38 üyeyle Teksas geliyor.
Seçimlerde Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında gidip gelen "salıncak eyaletler" (swing states), başkan adaylarının kazanmak için çok çaba sarf ettiği yerler olarak biliniyor.
Bu yılki seçimlerde oy dağılımının en çok merak edildiği eyaletler arasında Ohio, Florida, Kuzey Carolina, Virginia ve Pensilvanya gösteriliyor.
Adaylar arasındaki çekişmeden dolayı “savaş alanı” olarak da nitelendirilen bu eyaletlerden Virginia’da Demokrat Clinton, anketlere göre yarışı önde götürüyor. Ohio, Florida, Kuzey Carolina ve Pensilvanya’da ise baş başa giden bir yarış görülüyor.
Florida, California ve Teksas gibi oy ağırlığı yüksek olan eyaletler seçimlerde belirleyici olurken, "kazanan hepsini alır" kuralı gereği salıncak eyaletlerin hangi adaya oy vereceği de başkanlık için önemli hale geliyor.Anketler Clinton diyor
Ülke genelinde yapılan anketler Demokratların yarışı önde tamamlayacağını gösteriyor.
NBC News ile Wall Street Journal tarafından 3-5 Kasım'da yapılan ankete göre, Clinton yüzde 44 ile Trump’ın dört puan önünde. Liberteryan (Özgürlükçü) Parti adayı Gary Johnson yüzde 6, Yeşil Parti adayı Jill Stein ise yüzde 2 desteğe sahip.
Seçimlerde “kazanan hepsini alır” kuralı nedeniyle zaten Johnson ve Stein’e şans tanınmıyor.
Washington Post ile ABC News’in 1-4 Kasım arasında yaptığı ankette de Clinton, rakibinin önünde yer alıyor. Araştırmaya göre Clinton, yüzde 48 ile Trump’ın beş puan önünde bulunuyor.
Son gün Clinton 3, Trump 5 eyalet dolaşacak
Öte yandan başkan adayları seçim çalışmalarını son dakikaya kadar sürdürecek.
Hillary Clinton son güne Kuzey Carolina’da yapacağı etkinlikle başlayacak. Raleigh kentinde seçmenlere seslenecek olan Clinton, daha sonra Michigan eyaletine gidecek.
Clinton seçim arifesi gecesini ise çekişmeli eyaletlerden Pensilvanya’da geçirecek. Philadelphia kentindeki etkinliğinde Clinton’a ABD Başkanı Barack Obama ile eşi Michelle Obama da katılarak destek sunacak. Clinton’ı bu son programında eşi eski ABD Başkanı Bill Clinton ile kızı Chelsea Clinton da yalnız bırakmayacak.
Cumhuriyetçi aday Donald Trump ise son günde beş eyalette çalışmalarda bulunacak. Florida eyaletinde kararsız seçmenleri ikna etmek için uğraşacak olan Trump, daha sonra sırasıyla Kuzey Carolina, Pensilvanya, New Hampshire ve Michigan’daki etkinliklerde son mesajlarını verecek.
İkisi de sonuçları New York’ta takip edecek
Adaylar, seçim sonuçlarını memleketlerinden izleyecek. Clinton ve Trump, seçim kampanyalarının merkezleri olan New York şehrinde seçim sonuçlarının netleşmesini bekleyecek. İki aday da seçim sonunda, zafer veya yenilgi mesajlarını buradan verecek.
Neden salı günü yapılıyor?
ABD'de başkanlık seçimleri her dört yılda bir kasım ayının ilk salı gününde düzenleniyor. Seçimin salı günü yapılması geleneği 1800'lü yılların ortalarına kadar gidiyor.
O yıllarda California, Florida ve Teksas gibi bazı eyaletler henüz kurulmamışken ABD Kongresinin bir seçim günü belirlemesi gerekiyordu. Uzak bölgelerde tarımla uğraşan Amerikalıların, atla kent merkezlerine gidip oy kullanıp geri dönmeleri 3 günü bulabiliyordu.
Hafta sonu ise dini görevlerini yerine getirenler düşünüldüğünde salı ya da çarşamba günleri en uygun alternatiflerdi. Çarşamba günleri birçok kentte pazar kurulduğundan salıda karar kılındı.
Adaylar seçim öncesinde son kozlarını oynuyor
ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Donald Trump, cumartesi günkü seçim kampanyasını 3 eyalette sürdürdü. Son günlerde daha çok rakibiyle çekişmeli eyaletlerde seçim çalışmaları yürüten Trump, Florida ve Kuzey Carolina'da seçmenlerle buluştu.
Trump, öğleden önce Florida eyaletinin Tampa kentinde buluştuğu kalabalığa destekleri için teşekkür etti.
Demokrat Parti'li rakibi Hillary Clinton’ın, hip hop şarkıcısı Jay-Z ve eşi Beyonce gibi ünlü isimlerle sahneye çıkmasını eleştiren Trump, etkinliklere katılımı arttırmak için bedava konser bileti dağıtmaya ihtiyacı olmadığını vurguladı.
Trump, şunları söyledi:
"Alanları doldurmak için Jay-Z’ye ihtiyacımız yok. Biz bunu geleneksel yöntemlerle yapıyoruz. Alanları dolduruyoruz çünkü bizim söylediklerimizi siz beğeniyorsunuz ve Amerika'yı yeniden mükemmel yapmak istiyorsunuz. Hepsi bu."
Daha sonra rakibiyle büyük çekişme yaşadığı Kuzey Carolina eyaletine geçerek, Wilmington şehrinde seçmenlere hitap eden Trump, "Hillary Clinton, tüm bu ünlüleri ve başarısız olmuş siyasetçileri kampanyası için kullanıyor. Bense tek başımayım, ailem var." dedi.
Trump, ilerleyen saatlerde Batı yakasındaki Nevada eyaletinde seçim çalışmalarını sürdürecek.
Geçmiş dönemdeki seçimlerde Cumhuriyetçiler ile Demokratların birbirlerine üstünlük kurduğu eyalette, kamuoyu yoklamalarında Trump'ın, Clinton'a yüzde 6 üstünlük sağladığı yorumları yapılıyor.
Trump'ın eşi Melania yine sahnede
Trump’ın eşi Melania Trump da Kuzey Carolina'daki etkinlikte kısa konuşma yaptı.
Eşinin iyi bir koca, baba ve büyükbaba olduğunu dile getiren Melania Trump, "Donald, bu ülkeye çok önem veriyor. İstifini bozmadan oturup Amerikalıların işlerini kaybetmelerine ve halkın gitgide güvensiz olmasına daha fazla göz yumamazdı. Fırsat verildiği takdirde Donald, Amerika'yı yeniden mükemmel hale getirecek." ifadelerini kullandı.
Melania Trump, Cumhuriyetçi Parti’nin temmuz ayındaki genel kurulunda yaptığı seçim konuşmasında ABD Başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama’nın 2008’deki konuşma metnini kopyalamakla suçlanmış, "hırsızlık" iddialarının ardından uzun bir süre konuşma yapmamıştı. Melania Trump, o tarihten sonraki sessizliğini ilk kez perşembe günü eşinin Philadelphia'daki seçim etkinliğine katılarak bozmuştu.
Trump güvenlik gerekçesi ile kürsüden uzaklaştırıldı
ABD'de Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı Donald Trump, Nevada eyaletindeki seçim mitinginde gizli servis ajanları tarafından güvenlik gerekçesiyle kürsüden uzaklaştırıldı.
Başkanlık seçimine iki gün kala kampanyalarını sürdüren başkan adayları Hillary Clinton ve Trump, kararsız seçmenleri ikna etmek için "salıncak" (seçimlerde Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında gidip gelen) eyaletlere yöneldiler.
Nevada eyaletinin Reno kentinde son mitinglerinden birini düzenleyen Trump, konuşmasına başladıktan kısa süre sonra güvenlik gerekçesiyle sahneden ayrılmak zorunda kaldı.
Trump'ı korumakla görevli iki gizli servis ajanı, mitingde kürsünün yakınında sebebi henüz belirlenemeyen arbede yaşanmasının ardından başkan adayını kolundan tutarak, hızlıca kürsüden uzaklaştırdı.
Polisin, kalabalığın içindeki kişiyi miting alanından uzaklaştırmasının ardından Trump, sahneye tekrar döndü.
"Bu işin kolay olmayacağını söylemiştik ama kimse bizi durduramayacak." diyen Trump, gizli servis ajanlarına yeterince takdir edilmediklerini belirterek teşekkürlerini iletti.
Clinton'a yağmurlu hava engeli
Demokrat Parti'nin başkan adayı Hillary Clinton da cumartesi gününü Florida eyaletinde geçiriyor.
Cuma akşamı Ohio eyaletinde hip hop şarkıcısı Jay-Z ve eşi Beyonce’la destekçilerinin karşısına çıkan Clinton, yağmurun azizliğine uğradı. Pembroke Pines’daki etkinliğini aniden bastıran yağmur nedeniyle kısa kesmek zorunda kalan Clinton, kürsüde sadece 8 dakika konuşabildi.
Yağmur altında bekleyen kalabalığı öven Clinton, "Donald Trump’ın yanlışlarını size anlatmam gerekmiyor ancak şunu bilmenizi istiyorum. Ben, benimle aynı fikirde olan, benimle aynı düşünmeyen, bana oy verecek ve vermeyecek olan herkesin başkanı olmak istiyorum. Geleceğimiz, ülkemiz, çocuklarımız ve torunlarımız için oy kullanalım. Tanrı sizi korusun." diyerek sahneden indi.
Clinton, kampanyasına ilerleyen saatlede Pennsylvania’da devam edecek, sahneye pop şarkıcısı Kate Perry ile çıkacak.
Yarın 3 eyalette seçim kampanyası yapacak olan Clinton, Florida, Ohio, ardından da New Hampshire eyaletine geçerek çalışmalarına devam edecek. ABD Başkanı Barack Obama da Florida'nın Orlando kentine giderek Clinton için oy isteyecek.
Donald Trump ise yarınki seçim çalışmalarını Iowa eyaletinde sürdürecek.
Küresel piyasalar ABD başkanlık seçimine odaklandı
ABD'de yarın gerçekleştirilecek başkanlık seçimine ilişkin anketlerde adayların oy oranlarının birbirine çok yakın olması, geçen hafta boyunca yatırımcıların risk iştahını azaltırken, pay piyasalarının düşüş trendinde hareket etmesine neden oldu.
Cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verisinin beklentilerin altında kalmasına karşın istihdam piyasasında genel görünümün pozitif tarafta kalmaya devam etmesi verinin piyasalar üzerindeki etkisini hafifletti. Buna karşın başkanlık seçimine ilişkin belirsizlikle satış ağırlık seyrini devam ettiren New York borsasında Dow Jones ve Nasdaq endeksi yüzde 0,24, S&P 500 endeksi yüzde 0,17 değer kaybetti.
Geçen hafta boyunca gündemi meşgul eden konulardan biri olan Amerikan Federal Araştırma Bürosu'nun (FBI) Demokrat Parti başkan adayı Hillary Clinton'a ilişkin incelemesi, dün gelen haberle gündemin alt sıralarına geriledi. FBI, dünkü açıklamasında, Clinton’ın e-postalarında yeni herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığını bildirdi.
Avrupa tarafında, geçen haftanın tamamında pay piyasalarında görülen yüzde 4'ün üzerindeki değer kayıplarına karşın avro/dolar paritesinin yükseliş eğilimi dikkati çekti. Parite, etkili olan yükseliş eğilimini cuma günü de sürdürerek haftayı 1,1139'dan tamamlaması sonrası, yeni haftaya düşüşle, 1,1110 seviyelerinden başladı.
Bugün Asya'da ABD başkanlık seçimine ilişkin beklentilerin, FBI'nın açıklamasının da etkisiyle Clinton lehine yoğunlaşması pay piyasalarının haftaya alış ağırlıklı başlamasını sağladı. Dolar endeksi yüzde 0,5 yükselirken, altının onsu yüzde 1 değer kaybetti. Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,6, Çin'de Şanghay endeksi yüzde 0,3 yükseldi.
BİST 100 endeksinden haftaya pozitif başlangıç bekleniyor
Yurt içinde ise cuma günü, küresel piyasalarda azalan risk iştahına paralel yükselen döviz kurları ve faizler, BIST 100 endeksinin yüzde 3,15 değer kaybetmesine neden olmuştu. Cuma günü piyasalar kapandıktan sonra açıklanan Standard & Poor's'un Türkiye değerlendirmesi ve ABD seçimine ilişkin iyimserliğin artmasıyla dolar/TL'nin 3,17'lerden 3,15 seviyelerine gerilediği görülürken, BIST 100 endeksinin de yeni haftaya pozitif bir başlangıç yapması bekleniyor.
S&P, cuma günü Türkiye'nin not görünümünü "negatif"ten "durağan"a yükseltti, "BB" seviyesindeki kredi notunu teyit etti. Yapılan açıklamada, "Görünümde yapılan revizyon, politika yapıcıların önemli reformları uygulamaya yönelik adımlarına devam edeceğine yönelik görüşümüzü yansıtıyor." ifadesine yer verildi.
Analistler, yarınki ABD başkanlık seçimine ilişkin beklentilerin küresel piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacağını, yurt içinde yarın açıklanacak sanayi üretim verisinin izleneceğini bildirdi. BIST 100 endeksinin 74.000 ve 73.400 seviyelerinin destek, 76.000 seviyesinin direnç konumunda olduğunu belirten analistler, dolar/TL'nin seyrinin de yatırımcıların odak noktasında olacağını kaydetti.
ABD başkanı karmaşık seçim sistemiyle belirlenecek
Birçok ülkenin seçim sistemiyle karşılaştırıldığında ABD'nin yeni lideri 8 Kasım'da karmaşık bir sürecin sonunda iş başına gelecek. ABD'nin yeni başkanı doğrudan halk oyuyla değil, halkın seçeceği seçiciler kurulu tarafından belirlenecek.
ABD'de salı günü sandık başına gidecekler, doğrudan başkan adayını seçmek yerine seçiciler kurulunu belirlemek üzere oy kullanacak. Bu sistem, dünyanın birçok ülkesinde uygulanan doğrudan demokrasi yerine "dolaylı demokrasi" olması açısından dikkati çekiyor.
ABD Başkanı Barack Obama'nın halefini belirlemek için yaklaşık bir yıldır ülke seçim atmosferinde. Ülkede öncelikle partilerin adaylarının kim olacağını tespit etme süreci başladı. Aday adayı olmak isteyenler bu kararlarını yaklaşık bir yıl önce açıklamaya başladı.
Partilerin aday adaylarının belli olmasının ardından başkanlık seçimlerinin ilk aşaması kabul edilen "başkanlık ön seçimleri" yapıldı. Ön seçimler şubatta başlayıp haziran ayında sona erdi. Bu seçimlerde partililer, aday adayları arasından adayı belirlemek için oy kullandı.
Cumhuriyetçi Parti ile Demokrat Parti, resmi başkan adaylarının kim olacağına temmuz ayında yaptıkları genel kurullarda resmiyet kazandırdı. Cumhuriyetçi Partinin 18 adayı arasından Donald Trump, Demokrat Partinin 6 adayı arasından Hillary Clinton sıyrıldı.
Daha sonra Trump ve Clinton, genel kurullarda 4 yıl boyunca birlikte çalışacakları başkan yardımcısı adaylarını kamuoyuna duyurdu. Donald Trump, kendisine yardımcı olarak Indiana Valisi Mike Pence'i, Demokratların adayı eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da yol arkadaşı olarak Virginia Senatörü Tim Kaine'i seçti.
Genel kurulların sona ermesinin ardından adaylar seçim kampanyası sürecine girdi. İki aday ve yardımcıları, ülkeyi karış karış gezerek seçmenlerine hitap etti ve oy toplamaya çalıştı.
Trump ve Clinton, sadece televizyon münazaralarında bir araya geldi. İki aday, eylül ile ekim aylarında yaklaşık 10'ar gün arayla üç kez televizyonda kozlarını paylaştı. Başkan yardımcısı adayları Pence ile Kaine ise sadece bir kez açık oturumda karşılaştı.
ABD halkı sandık başına 8 Kasım'da gidecek olsa da ülke dışında yaşayan ve geçerli mazereti bulunanlar için eylül ayından itibaren posta yoluyla veya belirli merkezlere giderek erken oy kullanma işlemi başladı.
Seçim gününe kadar yaklaşık 50 milyon kişinin oyunu önceden kullanması bekleniyor.
Başkanı seçici kurul belirliyor
ABD başkanı, dünyanın birçok demokratik ülkesindeki uygulamanın aksine doğrudan halk oyuyla seçilmiyor.
Amerikalılar sanılanın tersine, başkan ve yardımcısı için doğrudan oy kullanmıyor. Halk, her eyalette partilerin başkan adayına bağlı olan "seçici" grubuna oy veriyor. Seçicilerin sayısı bir eyaletteki kongre delegasyonunun, yani eyaletteki temsilci ve senatörlerin sayısına tekabül ediyor.
Başkanın seçilmek için 50 eyalet ve özel statüsü bulunan başkent Washington DC'deki 538 seçici oyun mutlak çoğunluğunu, yani 270'ini alması gerekiyor.
Seçici kurul üyeleri, eyaletlerin nüfus yoğunluğuna göre belirleniyor. California, 55 kişi ile en çok seçici kurul üyesi barındıran eyalet. İkinci sırada 38 üyeyle Teksas geliyor.
En fazla oy başkanlık garantisi değil
ABD seçim sistemine göre seçimde en fazla oyu almak başkan olmak için yetmeyebiliyor. Bunun son örneği, 2000 yılı başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti adayı George W. Bush ile Demokrat Parti adayı Al Gore arasında yaşandı. Bush, Gore'a göre 500 binden daha az oy almasına rağmen seçiciler kurulunda 266'ya karşı 271 üye üstünlüğü sağladığı için başkan seçildi. ABD tarihinde oyların çoğunluğunu alamadan başkanlık seçimi kazanan çok sayıda kişi var.
Adayların her birinin 269 seçici delegede kalma olasılığı da bulunuyor. Böyle bir senaryoda, başkanı Temsilciler Meclisi, başkan yardımcısını Senato belirliyor. Bir başka deyişle Temsilciler Meclisinde çoğunluğu elde eden parti başkanı, Senatoda egemen olan parti ise başkan yardımcısını belirliyor. Temsilciler Meclisinde çoğunluğu Cumhuriyetçilerin koruduğu, Senato'da ise Demokratların çoğunluğu ele geçirme ihtimali düşünüldüğünde yeni ABD başkanının Cumhuriyetçi aday Donald Trump, Başkan Yardımcısının Demokrat Partili Tim Kaine olduğu çift partili bir yönetim oluşabilir.
Seçiciler kimlerden oluşuyor?
Seçici kurul için adaylar, parti kurultaylarında belirleniyor. Eyaletlerin kendi uygulamalarına bağlı olarak bu kişilerin isimleri oy pusulalarında yer alabiliyor ya da almayabiliyor.
Dolayısıyla ABD halkı, aslında başkanlık seçiminde seçici kurul üyelerini seçiyor, seçici kurul da otomatik olarak başkanı belirliyor.
Bu gereklilik Demokratlar ve Cumhuriyetçiler dışında kalan üçüncü bir parti adayının başkanlık yarışındaki işini "imkansız" kılıyor. Bunun nedeni eyaletlerin seçici oylarının "kazanan hepsini alır" sistemine göre dağıtılması.
Bu sistemde bir eyaletteki oyların çoğunu alan aday, tüm seçici kurul delegelerini almaya hak kazanıyor. Örneğin, en çok delegesi olan California'da oyların çoğunu kazanmak 55 delegenin tamamını kazanmak demek. Ancak Vermont ya da Wyoming gibi sadece 3 seçici kurul delegesi bulunan eyaletlerde oyların çoğunu almak, sadece bu 3 delegeyi garantilemek anlamına geliyor. Bu yüzden adaylar California, Florida, Teksas ve Illinois gibi çok delege veren eyaletlerdeki seçimleri kazanmaya yoğunlaşıyor.
"Salıncak eyaletler" seçimin kaderinde etkili
Kimi eyaletlerde bir aday ya da parti baskın konumdayken kimilerinde adaylar seçilmeyi garanti edemiyorlar. Seçimlerde Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında gidip gelen "salıncak eyaletler" (swing states), başkan adaylarının kazanmak için çok çaba sarf ettiği yerler olarak biliniyor.
Bu yılki seçimlerde oy dağılımının en çok merak edildiği eyaletler arasında Ohio, Florida ve Virginia gösteriliyor. Florida, California ve Teksas gibi oy ağırlığı yüksek olan eyaletler seçimlerde belirleyici olurken, "kazanan hepsini alır" kuralı gereği salıncak eyaletlerin hangi adaya oy vereceği de başkanlık için önemli hale geliyor.
ABD seçimleri niçin salı günü yapılıyor?
ABD'de başkanlık genel seçimleri her dört yılda bir kasım ayının ilk salı gününde yapılıyor. Seçimin salı günü yapılması geleneği 1800'lü yılların ortalarına kadar gidiyor.
O yıllarda California, Florida ve Teksas gibi bazı eyaletler henüz kurulmamışken ABD Kongresinin bir seçim günü belirlemesi gerekiyordu. Uzak bölgelerde tarımla uğraşan Amerikalıların, atla kent merkezlerine gidip oy kullanıp geri dönmeleri 3 günü bulabiliyordu.
Hafta sonu ise dini görevlerini yerine getirenler düşünüldüğünde salı ya da çarşamba günleri en uygun alternatiflerdi. Çarşamba günleri birçok kentte pazar kurulduğundan salıda karar kılındı.