Abdurrahman Dilipak
Yahudileri daha yakından tanımak
Dün kaldığımız yerden devam edelim..
Yahudilerde kendi aralarında çok farklı grubların olduğunu söylemiştik. Mavi Marmara’ya katılan Yahudiler de var radikal bir şekilde “Vatan” fikrine karşı çıkan, dolayısı ile “İsrail devleti”ne karşı çıkan da..
Yahudiler artık giderek sekülerleşiyor ve Yahudi kadınlar da, erkekler de Yahudi olmayanlarla evlilik yapabiliyorlar..
Reformist Yahudiler artık kendi Reformist Sinagoglarını da oluşturdular. Yeniden Yapılanmacı Yahudiler bizdeki Tarihselciler’e benziyor. Onlara göre Yahudi Hukuku’nun halihazır şekli ile töreye riayet edilmesini gerektirmez. Reformistlerle Yeniden yapılanmacılar da kendi aralarında birçok noktada ortak bir zemin bulamamaktadırlar. Yeniden yapılanmacılar hangi geleneğe kimin uyması gerektiğine kişinin kendisinin karar vermesi gerektiğine riayet edileceğine vurgu yapar.
Yahudiler, bilim, teknoloji, tarih, prehistorya ve arkeolojiden teolojik bazı kabullerine zarar verdiği için rahatsızdırlar..
Kuzey Amerika’da ortaya çıkan Yahudi Yenilenmesi, 1960 sonrası Hasidik Haham Zalman Schachter-Shalomi tarafından kurgulandı. Yahudi Yenilenmesi, hareketi, bir yandan ruhaniyet, öte yandan sosyal adaletilkesi üzerinde yoğunlaşıyor. Yenilenmeci akım Yahudi şeriatını tartışmaz.Ama öte yandan, erkekler ve kadınların seremoni ve ritüellere eşit şartlarda katılmaları fikrini savunurlar.
Hümanist Yahudilik ise Yahudi kimliğinin bir parçası olan Yahudi geleneği, kültürü ve tarihine vurgu yapar. Hümanistler nonteis’dir.. Haham Sherwin Wine tarafından kurulan ve Kuzey Amerika ve İsrail’de merkezlenen Hümanist Yahudiliğin Avrupa ve Latin Amerika’da çok kayda alınmaya değmeyecek yoğunlukta mensubu bulunmaktadır..
Laiklik Yahudiler arasında 19.yy’da Haskala denen “Yahudi Aydınlanması” ile yayıldığı kabul edilir.. Bu süreçte bazı toplumsal önderler bilimsel verilerle geleneksel dini birbiri ile uyumlu hale getirmek için büyük bir çaba gösterdiler.. Hümanist Yahudilik reformist Yahudiler arasında eğitim görmüş haham Sherwin Wine tarafından 1963 yılında Michigan’da kuruldu. Bu cemaatte Yahudi tarihi, kültürü ve insan ahlakı üzerine odaklanılırken dua ve Tanrı’ya sığınmak bireysel tercihe bırakılmıştır. 1969’da Hümanist cemaatler SHJ (Society for Humanistic Judaism / Hümanist Yahudilik Cemaati) çatısı altında birleşmişlerdir. Uluslararası Seküler Hümanist Yahudiler Federasyonu (International Federation of Secular Humanistic Jews) 1986’da kurulmuş ve 13 ülkede faaliyet göstermektedir; 20.000 üyesi vardır.
Yakından bakınca Yahudiliğin giderek ruhaniyetini kaybederek Hristiyanlığa kaydığını görmek mümkün.. Eşzamanlı olarak da laikleşmeye devam ediyorlar. Gelenekçiler ise giderek mistikleşiyor. Milliyetçi kanat ise siyonizme kayarak ırkçı/şoven bir harekete dönüşüyor..
Bu bilgilerin önemli bir kısmı Wikipedia ve internetteki kendi özel sitelerinden özetlemeye çalıştım.. Daha çok onların kendilerini tanımladıkları şekilde tanımlamaya çalıştım..
Birçok İsrailli Yahudi, kendini “laik” (hiloni), “seküler”, “gelenekçi” (masorti), “dindar” (dati) veya Haredi şeklinde tanımlar. “ Bu kesim, gerek resmi İsrail hahamlığının (Ortodoks) gerekse diasporadaki Yahudiler arasında yaygın olan liberal hareketlerin (Reform, Muhafazakar) önderliğindeki örgütlü dini yaşama katılmaz.
“Gelenekçi” (masorti) tanımı Doğu/Asyatik/Afrika kökenli İsrailli aileler tarafından kendilerini tanımlamakta kullanılır. Ama bu terimin resmi Masorti (Muhafazakar) hareketi ile ilgisi yoktur. Bu birazca folklorik ve örfi gibi bir farklılık ifade eder.
İsrail’de «laik” ve “gelenekçi” kategorisine giren Yahudiler yüzde olarak diasporadakilerden çok daha fazladır.. Ancak, diasporada “Ortodoks” olarak adlandırılan mezhebin İsrail’deki muadili, ülkede genel olarak dindar (dati) ve haredi (Ultra-Ortodoks) olarak adlandırılan gruplardır. Datiler “Dindar Siyonizm” ya da “Ulusal Dindar” topluluğun yanı sıra, son yıllarda ortaya çıkan ve büyük ölçüde Haredi yaşam tarzı ile milliyetçi ideolojiyi bir araya getiren haredi leumi (milliyetçi haredi)leri de kapsar. Bunların da kendi aralarında bazı küçük farklılıklar bulunmaktadır. Bu grublar, etnik ve coğrafi olarak da ayrı grublara ayrılırlar..
Gelecekte yeni alternatif bir Yahudilik mümkün mü? Buna hayır demek mümkün değil sanki. Hristiyanların başına gelenler sanki Yahudilerin de başına gelecek gibi.
Bizdeki Sabataylık Yahudiler tarafından açıkça tartışılan bir konu değil. Karaylar da öyle. “Karaizmin takipçileri, Sadukiler gibi, İkinci Tapınak döneminin Rabinik olmayan Yahudi tarikatlarının devamı olduklarına inanırken, diğerleri bunun 8. ve 9. yüzyıllarda başlatılmış bir tarikat olduğunu iddia eder.” Karaylar / Karaim Türkleri (Yazıtların Halkı), sadece İbrani Kutsal Kitabı’nı ve Peşat’ı muhkem kabul ederken, kutsal kitap haricindeki metinleri müteşabih olarak kabul ederler.. Tabii Karayları hem kendi içlerinde, hem de kendi dışlarında Yahudi ırkının bir parçası olarak kabul edenler olduğu gibi, bunu reddedenler de vardır. Sabataylar ve Pakradunlar da Yahudi topluluğu tarafından açıkça konuşulan konular değildir. Kendilerini Hristiyan gibi gösteren başka Yahudi topluluklar da var.. Samiriler konusu da ayrı bir tartışma konusudur.. Falaşalar ayrı bir tartışma konusudur. Bunlar da kendi içinde farklı bir çok gruba ayrılırlar.. Falaşaların hangi soydan geldikleri konusunda üç ihtimalden bahsediliyor. Bunlardan biri şöyle, Hz. Süleyman ile Saba Melikesi Balkıs olarak bilinen Şiba Kraliçesi, evlendikten sonra Kraliçe Habeşistan’a (Etiyopya’ya) giderek burada Yahudi bir grubun doğmasına yol açar. İkinci bir görüşe göre Falaşalar, tamamen Habeşistan asıllı ve Agaw ırkından geliyorlar. Üçüncü görüşe göre ise Falaşalar, Etiyopya’ya göç eden bir Yahudi grubun soyundan geliyor. Bu gruba göre, Yahudiler Habeşistan’a göç ettikten sonra oradaki yerlilerle evlenir ve farklı bir ırk oluşturur.
Yahudiler Hristiyanlığı da, Müslümanları da etkilediler.. Hristiyanlık aslında Hz. İsa’dan 50 yıl sonra bir Yahudi tarafından ortaya atılan yeni ve farklı bir inanç şeklidir.. Öte yandan Yahudiler “İsrailiyat” yolu ile Müslüman toplulukları etkilemeye çalışmışlardır. Bu arada Müslümanlar da Yahudileri ve Hristiyanları etkilemişlerdir. Meymonides Muhiddin-i Arabiden ciddi anlamda etkilenmişti.
Kudüs’ün işgalinin yıldönümü yaklaşırken, Yahudileri daha yakından tanıyalım istedim..
Bugünlük de bu kadar. Selâm ve dua ile.