YAŞAM
'Uzayda Kur’an okudum'
7 gün, 23 saat, 8 dakika kaldığı uzay deneyimlerini Akit’e anlatan Suriye’nin ilk ve tek, Arap Dünyasının ise ikinci astronotu olan Muhammed Ahmed Faris, “Kısıtlı bir süreye, bütün zorluklara rağmen mutluluk verici, heyecanlandırıcı bir olaydı. İbadetimizi kalbimizle, gözümüzle yaptık. Fiziksel koşullar çok zorda olsa, Kur’an-ı Kerim’i çok şükür okuyabildim” dedi.
Batı ve birçok İslam ülkesi Suriyeli mazlumlara kapılarını kapatırken, Türkiye 3 milyondan fazla muhaciri bağrına bastı. Esad rejiminin katliamından kaçarak, Türkiye’ye sığınan milyonlarca Suriyeliden biri de 65 yaşındaki Muhammed Ahmed Faris. Suriye’nin ilk, Arap dünyasından ise uzaya ayak basan iki astronottan bir tanesi olan Muhammed Faris; hava kuvvetlerinde pilotken, 1985 senesinde Intercosmos uzay uçuşu programına seçilmiş. 2 yıllık eğitimin ardından, 1987 yılında Sovyetler Birliği'nin "Soyuz" roketiyle uzaya giden ilk Müslüman astronotlardan Faris ile 7 gün, 23 saat, 8 dakika kaldığı uzay deneyimlerinden, Suriyelilere vatandaşlık verilmesine, 15 Temmuz darbe girişiminden, en sevdiği yemeğe kadar birçok konuyu konuştuk.
-Neden astronot oldunuz?
Bu şans sana verilse istemez miydin? Sonuçta bu bir hayaldir. Tarihi bir fırsattı, her insan astronot olup başka âlemde yaşamayı, başka âlemleri keşfetmeyi ister…
Uzaya gitmek için nasıl seçildiniz?
Bu zorlu görev için birçok aday pilot vardı. Yapılan başvuruların arasından beni seçtiler. 1987 yılında uzaya mekik gönderen bir ABD, birde Rusya vardı. Ben Rusya ile çıktım, sonra da Moskova’da 2 yıl boyunca eğitim gördüm.
-Uzayda kaldığınız süreçte neler hissettiniz? İbadetlerini nasıl gerçekleştirdiniz?
Bu zaten kısıtlı bir süre bütün zorluklara rağmen mutluluk verici, heyecanlandırıcı bir olaydı. İbadetimizi ise kalbimizle, gözümüzle yaptık. Çünkü uzayda yer çekimi olmadığı için namaz kılamıyorsun. Fiziksel koşullar çok zorda olsa, Kur’an-ı Kerim okuyabildim.
-Oradayken en çok neyi özlediniz?
En çokvatanımı özledim. Vatan, insanın kalbi gibidir bir insan kalp olmadan yaşayamaz.
‘İKAMETGÂH KONUSUNDA GEREKLİ YARDIMLARI GÖRMEDİM’
-Suriye’nin ilk ve son astronot olma özelliğiniz, Türkiye’de hissediliyor mu?
Birden çok yerde konferanslar verdim, Türk kardeşlerle birlikte sıcak bir iletişimimiz oldu. Onun dışında artı olan yönleri olduğu gibi aynı zamanda hissedemediğim şeyler de oldu. Vatandaşlık konusunda, ikametgâh konusunda gerekli yardımları görmedim. “Konferansımıza gelir misiniz?” diye Türkiye dışından davetler geliyor. Ne yazık ki; ikametgâhım olmadığı için çıkıp rahatlıkla gidemiyorum.
-Vatandaşlık hakkı alırsanız; biraz daha rahatlayacağınızı düşünüyor musunuz?
BenSuriyeliyim ancak birçok yere gittiğimiz zaman, hatta mitinglere katıldığımız zaman Suriyeli Türk birdir, tektir bunu hep söylemişizdir, buna da hep inanmışızdır. Kardeşizdir; ancak birlikte hareket etme özgürlüğü bulunsaydı daha iyi olurdu. Vatandaşlık alırsam elbette ki sorunlar ortadan kalkacak.
-Türkiye’ye ilk gediğinizde böyle bir hakka sahip olmak ister miydiniz?
4 buçuk yıl önce böyle bir şey olmasını istemezdim. Çünkü ben ilk geldiğimde Suriye’deki karışıklık birkaç ay içinde çözülür geri döneceğiz gözüyle bakılıyordu; fakat iş uzadıkça çözümün illa ki devreye girmesi gerekiyor. Biz Suriyeli olarak Türk toplumunun bir parçası haline geldik, ama ilk geldiğimde böyle bir şey düşünmezdim.
‘VATANDAŞLIK VERİLMESİ, TÜRKİYE’YE FAYDALI OLUR’
-Bugün birçok Batı ülkesinin zenginliğinde göçmenlerin rolü büyük. Nitelikli iş gücü olan Suriyeli muhacirlere vatandaşlık verilmesi Türkiye’ye ne gibi katkılar sunar?
Türkiye de bulunduğum süre zarfı içinde Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde, uzaya dair söyleşilerde bulundum. Bunu yapacak kişi sayısı, çok sınırlıdır. Benim dışımda; mühendis, öğretmen, doktor gibi meslek dallarındaki kişilerinde, kendi alanında katkısı olacaktır.
‘O GECE SABAHA KADAR UYUMADIM!’
-15 Temmuz’da kanlı bir darbe girişimiyle sarsıldı. O gece siz neler hissettiniz?
Darbe gecesi ben İstanbul’daydım. Sabaha kadar olayları TV’den takip ettik. İlk gece sabaha kadar uyumadım, ikinci gün ise emniyetin önündeki gösterilere katıldım. İkinci gün sokağa da indim. Çünkü bu darbe girişimi Türkiye’ye olduğu gibi Suriyelilere de yapılmış bir şey olarak hissettik. Türkiye demokrasisine vurulan darbe bize de vurulmuş gibiydi. O yüzden aynı duyguları bizde yaşadık. Allaha şükür ki onun darbe girişimi başarısız oldu.
-Darbe başarısız kılan sebep neydi?
Darbenin başarısız olmasında iki ana neden var: AK Partinin 14 yıl boyunca doğru izlediği politika ve bu politikadan razı olan halk…
‘SURİYELİLER TÜRKLERİN DERTLERİNE ORTAK OLDULAR’
-15 Temmuz gecesinde Suriyeliler ne yaptı?
O gece Suriyeliler, Türklerin dertlerine ortak oldular ve Türklerle birlikte sokağa indiler. Türkiye’nin bütün illerinde Suriyeliler, Türklerin yanında yer aldı. Suriye halkı, hem Türk halkına, hem de Erdoğan’a vefasını gösterdi.
-Darbenin mimarı, terör örgütü lideri Fetullah Gülen, kendisini bir ‘cemaat lideri’ olarak görüyor. Siz nasıl tanımlıyorsunuz?
-O dış ülkelerin bir maşası. Bir kukla.
‘VATANIMI SATMAM!’
-Sizce, Türkiye’nin Suriye harekâtını umut verici mi?
Türkiye’nin geç girmesi, hiç girmemesinden daha hayırlıdır. Geç de kalınsa, Suriye halkı bu desteği hoşnutla karşılıyor.
-Ülkenizdeki zulüm sona erdiğinde, geri dönmeyi düşünür müsünüz?
Zulüm bittiği takdirde dönerim. Savaş bittiğinde de vatanıma döneceğim. Vatanını satandan bir şey beklenmez!
EN ÇOK İSTANBUL VE BÜRYAN’I SEVDİM
Türkiye’de en çok sevdiğiniz şehir neresi?
-İstanbul… Sadece Türkiye çapında değil, dünya çapında bir şehir. Çeşitli toplumlardan insanlar bulunuyor. Bursa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Ankara gibi birçok yeri gezdim ancak İstanbul’un yeri ayrıdır.
Yemeklerini beğeniyor musunuz?
-Türkiye’nin yemek kültürü, Suriye’nin yemek kültürüne benziyor. Fazla uçurum yok arada. Aslında ikisi birbirine yakın o yüzden genel olarak Türk yemekleri güzel yemekler; fakat özel olarak bakacaksak büryan kebabı, baya güzel. (Gülüyor)