Abdurrahman Dilipak
Terörle mücadele, NATO ve Brüksel!
Hahahaha.. NATO üyesi ülkeler devlet ve hükümet başkanları toplanıyormuş. Terörle mücadeleyi konuşacaklarmış. Terör, NATO ve Brüksel.. Çok komik!
Erdoğan’ın vereceği mesaja dikkat edin. Terör konusunda “one minute” derse ve “nokta”yı koyarsa şaşmamak gerek.
“Küçük adamların büyük dünyası”nı anlatır Saint Exupery “Küçük Prens” isimli kitabında. Aslında NATO toplantısına katılan devlet ve hükümet büyüklerine Exupery’inin bu “KÜÇÜK PRENS”i hediye etmek gerek.. Kitabın arasına ayraç olarak Aylan bebek, Suriye’de öldürülen çocuklar ve Manchester saldırısının fotoğrafını koymak gerek..
NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Toplantısı bugün Brüksel’de yapılacak ve ana gündem ‘Terör’müş.
Aslında gölge etmeseler kimsenin kendilerinden bir ihsan istediği yok! Bu “Bozguncular” bir de “biz ıslah edicileriz” diye çıkmıyorlar mı? Bu da 2. bir terör.. “Siz bozguncuların tâ kendilerisiniz.”
Evet bu batılılar, batı kafalı insanlar garip insanlardır.. Mesela onlara bir vadide bahçesinde zambaklar, kasımpatılar olan, balkonlarında fesleğen, karanfiller olan, çatısına leyleklerin yuva yaptığı, pencere pervazlarında kırlangıç yuvaları olan, içinde dedeler, nineler, torunların birlikte yaşadığı mutlu bir aileden söz etseniz pek umursamazlar. Ama içinde pek insan yaşamayan, anne-babanın işte, çocukların kreşte olduğu, kapısına lüks bir arabanın olduğu pahalı marka bir evden söz etseniz dikkat kesilirler, tıpkı Saint-Exupery’nin anlattığı gibi.
Exupery anlatıyor: “Küçük Prensin geldiği gezegenin Asteroid B-612 olduğunu zannediyorum. Böyle düşünmek için iyi nedenlerim var. Bu asteroid yalnızca bir kez, bir Türk gökbilimci tarafından 1909 yılında görüldü. Gökbilimci bu keşfini bir ‘Uluslararası Astronomi Kongresi’nde açıkladı. Ama tuhaf giysileri (Osmanlı kıyafeti) yüzünden kimse ona inanmadı. Büyükler böyledir işte. Neyse ki, bir Türk önderi (Mustafa Kemal) ölüm döşeğindeyken halkının Avrupa tarzı kıyafetler giymesini emretti (Kıyafet devrimi) ve gökbilimci bu keşfini 1920 yılında, şık (batılı) bir kıyafet içinde yeniden sergiledi. Bu kez keşfini herkes kabul etti.”
Biliyor musunuz bu ifadelerden dolayı Küçük Prens kitabı, tek parti döneminde yasaklıydı. Çok partili dönemde ise bu bölüm çıkarılarak yayınlanabildi.. Exupery’nin olayı hikaye ederken ülke ve tarihlere yer değiştirdiği görülüyor. Ama, kimi, neyi işaret ettiği anlaşılıyor. Sonuçta bu bir hikaye!
Kendini “büyük” sanan “küçük” adamların hikayesi işte böyledir.
Şimdi İngiltere, üstü kapalı ABD’yi suçluyor.. Aslında örtülü bir savaş yaşanıyor..
Sadece ülkeler arasında değil, ülke içindeki derin yapılar arasında da bir savaş var.
Suriye ve Irak derin güçlerin, gladyatörler üzerinden güç gösterisinde bulundukları bir “Arena”ya dönüştü. Esad, FETÖ, PYD, PKK, DAEŞ hepsi birer piyon..
Tekrar hatırlatalım: PYD PKK’nın Suriye kolu değil mi? PKK terör örgütü değil mi? PKK da PYD de kendilerini Marksist bir örgüt olarak tanıtmıyorlar mı idi? Peki şimdi nasıl oldu da ABD ile canciğer kuzu sarması oldular? PYD Marksizmden nasıl oldu da bir anda Haçlıların paralı askeri oldu!
Evet, başından beri DAEŞ de aynı çevrelerin örgütlediği bir maşa, bir Truva atı idi.
DHKP-C de öyle. Özdemir Sabancı’yı kim niçin öldürdü. Sabancı’yı öldüren Marksist bir örgütün tetikçisi kaçacak yer bulamadı da mı NATO karargahının olduğu Brüksel’e gitti. Belçika’ya sığındı. NATO müttefikimiz, AB’de beraber olduğumuz Belçika neden Erdal’ı Türkiye’ye iade etmez?
Abdullah Öcalan kimdir, neyin nesidir! Sovyetlere karşı Çin’i destekleyen kimdi Türkiye’de.. Bu işin Türkiye’deki taşeronluğunu kim yaptı.
FETÖ’nün başındaki adamı, 15 Temmuz darbesinin elebaşını ve ona yardım ve yataklık eden teröristleri ABD, NATO ülkeleri, AB ülkeleri niye himaye ediyor?
ABD 100 TIR silah, araç, mühimmad göndermiş PYD’ye. Haziran’da daha büyük bir parti için hazırlık yapılıyormuş. Türkiye’ye savaş açan bir örgüte, NATO müttefikimiz, DAEŞ’e karşı veriyormuş gibi yaparak askeri yardımda bulunuyor. Onlara bu silahlar ve mühimmad bedava veriliyor, ama biz parasını da veriyoruz bize vermiyorlar.
İyi bari PYD’yi de davet edin NATO’ya.. İncirlik’te onlara da yer verelim!
Dünya göz göre göre bir savaşa sürükleniyor.. Bu savaşta kimin eli kimin cebinde belli değil.. Kimse kendini güvende hissetmiyor. ABD rahat mı? Trump bir yanda, Pentagon öte yanda. CIA ve FBI aynı çizgide değil. Rothschild zaten ABD’nin püsküllü belası. FED üzerindeki tartışmalar, derin gerçeği gün yüzüne çıkardı.
İngiltere mi rahat! MI6 mi rahat.. LIBOR’cular mı rahat.. Fransa mı rahat, İtalya mı? Almanya desen fokur fokur kaynıyor.
Avusturya Ankara’nın ayağına bastı, şimdi de Türkiye Brüksel’de Avusturya’nın ayağına basıyor..
Çin de, Rusya da, Kore de, Japonya da rahat değil.
Durduk yerde DAEŞ bir de Filipinler’de ortaya çıktı.. Yemen’de Husiler yeniden harekete geçti. Suudilerle İran arasında yeniden restleşme başladı..
FETÖ başarılı olamadı ve BOP çöktü. Buna bağlı bütün senaryo altüst oldu. Bundan sonra ne olacağı konusunda da büyük bir belirsizlik var. Bu konuda ülkeler arasında olduğu gibi, ülkelerin kendi içlerinde de bir görüş birliği yok. Ve dünya göz göre göre daha büyük bir savaşa doğru sürükleniyor. Bu savaş öncesi iç savaşlar, terör, suikastlar olursa şaşırmamak gerek.
Dünya bugün, her zamankinden daha kırılgan.
Görelim Mevlam neyler. Korku, panik yok. Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allahımız var, ne gam! O, bizi sabreden, şükreden, direnenlerden bulacak. Kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden Allah bizi yeryüzünün varisi kılmak istiyor. Hem değil mi ki, bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir..
Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Şimdi tebessüm edin ve şanı yüce Allah’ı (cc) anın. Selâm ve dua ile..