Abdurrahman Dilipak
Tek tip FETÖ’cü yok!
Görevden alınan, sanık yapılan kişiler FETÖ’cülükle suçlanıyor ama burada dikkatten kaçan bir husus var. Tek tip FETÖ’cü yok, onu görelim, bilelim..
Susurluk’taki otomobil örneğini hatırlayalım. Bir ülkücü, bir DYP milletvekili, Zaza, aşiret reisi, bir Alevi, sosyalist emniyetçi ve bir manken kız.
Bunlar kim ve ortak noktaları ne? FETÖ böyle bir yapıdır.. Bu yapının içinde şeyh de var, fahişe de, ilahiyatçısı da var, dinsizi de, Hristiyanı da.. Liberali, sağcısı, solcusu, milliyetçisi, sosyalisti, ılımlısı, radikali, olmayan yok ki!
Sanmayın ki, kendi aralarında tek bir hiyerarşi var.. Bunların bir kısmı FETÖ’nün bağlı olduğu yere doğrudan bağlı, daha doğrusu başka bir hiyerarşi için aynı merkeze bağlı..
Kim derdi ki Marksist PYD, Amerikan emperyalizminin koçbaşı olacak. Marksist Fehriye Erdal NATO karargahının olduğu yerde korunacak, himaye görecek..
Altanların FETÖ ile ne ilgisi olabilir..
Bakın bu adamların kimi CIA’ya bağlı, kimi MI6’in adamı, kimi MOSSAD, kimi Mason locasına bağlı, kimi tapınakçı.. İşin bu yanını görmezseniz FETÖ’yü bir kibrit çöpü gibi gözünüze çok yaklaştırırsanız, arkasında bir ormanı kaybedersiniz..
Bunların bir kısmı Mankurt.. İpnozla biyonik robot haline getirilmiş.. Onların bazıları kendileri de ne yaptıklarının farkında bile değil..
Bir kısmı böyle bir dine inandırılmış. Onlardan dininden vazgeçmesini istiyorsunuz.
Kimi gırtlağına kadar pisliğe batmış, cinayet işlemiş, karı-kız, her pislik var. Para ilişkileri, cinayetler. “Yap” demişler, yapmış.. Daha onların hiç biri ortaya dökülmemiş. Konuşursa her şeyin ortaya dökülmesinden korkuyor. Konuşmayacak, korkacak.
Bir kısmı FETÖ’nün gücünün farkında, konuşursa kendinin de öldürtüleceğinden, yakınlarına zarar verilmesinden korkuyor..
Kimi FETÖ’nün manevi gücünden korkuyor. Onun bir manevi tasarrufları, güçleri olduğuna inanıyorlar. “Ona dokunan yanar” diye düşünüyorlar.
Kimi onun tekrar dönüp gelmesinden, Erdoğan’ın öldürülmesinden, hesap sorulmasından, intikam alınmasından korkuyor.
Kimi CIA, MOSSAD kime bağlı ise kendilerinin kurtarılacağı beklentisi içinde, kimi bu istihbarat örgütleri, yanlış yaparsa kendini cezalandıracağı endişesini taşıyor..
Bunların önemli bir kısmı akıl sağlığına sahip değil. Zaten bunlarda biraz megalomani vardı, bu süreçte şizofren, paranoyak hale geldiler.. Akıl sağlıkları açısından izlenmeleri gerek.. Yarın bunlarda intihar furyası da başlayabilir.. Ya da arkası arkasına itiraflar da gelebilir.. Yalan yanlış beyanlarla işi sulandırmaya da kalkabilirler.
Şimdi gerçekleri saptırmaya, işi sulandırmaya çalışıyorlar.. İnkara sapanlar da var.
Şunu unutmayalım, kutsallarını, onurlarını, statülerini kaybettiler.. Geleceklerini kaybettiler.. Cennete kavuşmayı hayal ederken bir cehennemi yaşıyorlar..
Bunların bir kısmı Erdoğan’ı, kendilerini yargılayanları Deccal olarak görüyorlar.. Bir kısmı itirafçı olacak, korkuyorlar..
İçlerinde oynanan kirli oyunu fark edip gerçekten pişmanlık duyanlar da var, ama henüz sayıları çok az.. Ama giderek umutlarını kaybediyorlar.
Çoğu mali sıkıntı içinde, aile ve yakın çevrelerinde ciddi bir kopuş var.. Giderek daha da yalnızlaşıyorlar..
4 taraftan kuşatılmış durumdalar. Devlete sığınamıyorlar, çünki o kanat intikam, ceza talep ediyor. FETÖ’ye sığınamıyorlar, çünki bağları koptu ve açıkça söylemeseler de derin bir şüpheye düştüler. Ama vaz da geçemiyorlar.. Topluma sığınamıyorlar. Toplum vicdanında yer bırakmadılar.. Dini grublar bile kendilerinden uzak duruyor.. Uluslararası kamuoyuna sığınanların sayısı devede kulak, kaldı ki onlar da sahiplendiklerini kendi siyasi planları çerçevesinde kullanacaklar.. Dinlerini de, dünyalarını da kaybetmiş durumdalar..
Bu arada en iyi bildikleri şey takıyye. Hâlâ tek ayak üzerinde 40 tane yalan söylüyorlar.. İnandırıcılıklarını ve ciddiyetlerini kaybettiler.. Kimi susmak hakkını kullanıyor. Kimi meydan okuyor, kimi hâlâ saldırıyor, suçluyor, tehdit ediyor..
Aynı koğuşta kaldıkları kişilere bile güvenemiyorlar.. Kim istihbaratçı, kim itirafçı / gizli tanık, muhbir, emin değiller. Şimdilik rüyalarla, kehanetlerle idare ediyorlar. Kimi kıyamet teolojisi ile açıklamaya çalışıyor olanları. Mehdi gelecek, dünyayı kurtaracak.
Kimi, uluslararası sistemin pes etmeyeceğini düşünüyor. Ama ABD ve AB’nin, NATO’nun durumu umut vermiyor.. Kimileri hâlâ “bizim siyasetle ne işimiz olabilir” noktasında..
FETÖ öyle bir sistem kurmuş ki, çarkın içindeki bazı saflar, ne olup bittiğini anlamış değiller. Kendi yedikleri haltlara ilişkin iddialar karşısında şaşkın ördek gibi apışıp kalıyorlar..
Bir de FETÖ’nün uyuyan hücreleri var. Henüz ele geçmeyenler. Onların hali tam bir felaket, yürekler acısı bir durum. Yakalanmayı beklemek, yakalanmaktan daha acı verici olabiliyor bazan.. Kaçaklar var. Bunların psikolojik açıdan ve dini açıdan rehabilite edilmeleri gerek. Sosyal uyumlarının sağlanması gerek. Aile hayatlarının yeniden düzenlenmesi gerek. Karı-koca, çocuklar hepsi birbirinin muhbiri. Sovyetik bir yapı kurulmuş. Bu Şeytani yapının tasfiyesi onun için zaman alacak..
Bu iş tek başına polisiye tedbirler ve adli yollarla çözülemez. Benzer durum PKK, HDP, PYD için de geçerli.
Selâm ve dua ile..