DÜNYA
Sisi’nin koltuğu sallanıyor
Sisi, 15 Nisan'da Kahire sokaklarında hiç de alışık olmadığı bir sahne ile karşılaştı. Sokaklara dökülen binlerce Mısırlı, Sisi'de duydukları memnuniyetsizliği dile getirerek devrilmesini istedi. Protestolar sırasında 2011 yılında Mübarek'e karşı kullanılan sloganlar sokakları kapladı “Defol Sisi!”.
Mısır'da sokak protestoları, 2013 yılının Kasım ayında çıkarılan protesto karşıtı kanun ile bıçak gibi kesilmişti. Ancak 15 Nisan'da başlayan Cuma protestoları halk ayaklanmalarının ateşinin tam olarak sönmediğini gösterdi.
Bir zamanlar geniş halk kitleleri tarafından desteklendiği iddia edilen Sisi, son aylarda ekonominin kötüye gitmesi, polisin gereksiz şiddet kullanması gibi Mübarek'i deviren eleştirilerle karşı karşıya.
Al Jazeera Mısır uzmanlarına sordu: Sisi'nin koltuğu sallanıyor mu?
“Sisi Mısır üzerindeki hakimiyetini kaybetmiyor. Zaten hiç hakim olmamıştı.”
Askeri darbe ile devrilen Mısır eski cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin danışmanı Vael Haddara, Sisi'nin hiçbir zaman Mısır üzerinde etkisi olmadığını belirtiyor. Haddara'nın açıklamaları ise şöyle:
“Sisi Mısır üzerindeki hakimiyetini kaybetmiyor. O, Mısır'a hiçbir zaman hakim olmadı. Onun oluşturduğu bu yanılsama, Mısır'ın bugün içinde bulunduğu içler acısı halin asıl sebebidir.
Mısırlılarda hiyerarşik bir güç anlayışı vardır. Bu anlayışa göre güç, yukarıdan aşağı uygulanan bir şeydir. Aslında güç genele yayılmıştır ve aşamada bir direnç ihtimali vardır.
Muhammed Mursi'ye düzenlenmiş darbenin olması muhtemeldi çünkü Mısır'ın kısa demokratik deneyimine son vermek isteyen geniş kapsamlı bir koalisyon oluşturuldu. Mısır'ın demokratik seçimlerle iş başına gelmiş cumhurbaşkanını destekleyen çoğu kişi, ona karşı oluşturulan koalisyona direnmenin imkansız olduğunu anladı.
Askeri darbenin hemen ardından Batılı diplomatlarla görüşmelerim oldu. Onlardan sadece biri olan biteni anlayabilmişti. O, koalisyonu sadece Mursi karşıtlığına dayanan ‘inkar koalisyonu' olarak tanımlıyordu.
Koalisyonun devamlılığının zor olduğu yönündeki görüşlerime katılıyordu. Sadece Mursi'yi devirmenin ardında ortak bir amaç olmamasından değil aynı zamanda koalisyon içinde bulunanların konumlarını sağlamlaştırmak açısından da zorluklar yaşayacaklardı.
Güvenlik güçleri, yargı ve askeriyede koalisyon ortaklarının konumlarını, toplumun geneli pahasına sağlamlaştırma faaliyetleri daha fazla istikrarsızlığa sebep oldu. Siyasetin merkezinde olmayı uman diğer ortaklar içinse durum tam bir fiyasko oldu.
Bu açıdan koalisyonun başarısızlığa düşmesi kaçınılmazdı. Merkezde olmayı ümit edenler kenara itildi ki bu da eleştirel seslerin çıkmasına sebep oldu.
İşte bütün bunlar Sisi rejiminin kendi ayağına sıkması demekti. Buğday ithali krizi, Al Jazeera muhabiri fiyaskosu, Rusya Metrojeti'nin bombalanması ve İtalyan öğrenci Giulio Regeni'nin öldürülmesi bunlardan sadece birkaçı.
Mısır'ın demokratik deneyimini destekleyen muhaliflerin yanına yenileri katıldı. Sisi, ve iktidardaki paydaşları daha fazla ‘kaba kuvvete' ihtiyaç olduğunu sonucuna vardı. 2014 ve 2015 yılları boyunca giderek artan ret ve bastırma eylemlerine şahit olduk.
Mübarek, Mısır siyasasını maharetle idare etme yeteneğine sahipti, siyaset aktörleri kendi paylarına kazanımlar elde edecek yeterli alana sahip oluyordu. Bununla birlikte 30 yıllık idaresi boyunca bu düzen giderek zeminin kaybetti ve 2010 yılında sonuçlarından muzdarip oldu.
Sisi, hiçbir zaman bu kuralları anlamadı ve kendi muhayyel karizmasının sarhoşluğunu yaşadı.”
Sisi Ne Zaman Devrilecek?
Amerika'nın önde gelen üniversitelerinde öğretim üyesi olan ve Mısır ve Suriye'deki devlet yapıları hakkında uzmanlığı bulunan Joshua Stacher Sisi yönetimini Al Jazeera için değerlendirdi.
“Mısır'ın asker kökenli cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin koltuğu sallanıyor.
Sisi nereye dönerse dönsün, dar görüşlü generallerin içinde boğulup kaldığı ve ülkeyi yakıp kavuran siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarsızlıktan kaçamıyor.
Bu sorunlar yaşanıyor çünkü 2011 yılından yani devrimden sonra Mısır halkının talepleri anlaşılmadı ve karşılanmadı.
Mısırlılar modern tarihlerinde gördükleri en baskıcı idarenin altında yaşamanın yanında polis tarafından uygulanan şiddet de günlük uygulama haline geldi.
Devlet eliyle şiddet uygulanması ile muhaliflerin susturulacağı ve sokak hareketlerinin engelleneceği düşünüldü. Ancak bu durum, şiddet uygulayan polis kuvvetlerine, yargısız infazlara ve genel adaletsizliğe karşı beklenmeyen protestolarla sonuçlandı.
Sisi ve yandaşları bu muhalif sesleri susturmak için 6.5 milyonluk devlet görevlisine güvenirken uysal sermayedar dostlar edinemedi ve kademeleri arasında rekabet olan güvenlik birimleri güvenliği sağlamak yerine birbirine düştü.
Şu anda her şey, Mübarek'in devrilen rejiminden daha zor ve çok daha tehlikeli.
Devlet oldukça kırılgan. Organize olamamış generaller bağımsızlık sonrası devletin nasıl düzeltileceğine cevap veremiyor. Ülkenin ekonomisi ya da sosyal sınıfların siyasi mühendislikle düzenlenmesinin ardından değer üretilebilme imkanı sorgulanıyor.
Sisi ne zaman devrilecek? Çoktan devrildi bile.