Abdurrahman Dilipak
“Sam Amca” ya da “Tom Amca”
Sam Amca Türkiye’deki Amerikan karşıtlığından rahatsızmış. Eee artık izin verin de biraz da karşı olalım.. “Hayır” diyelim. Hep ‘evet’ dememize alıştınız değil mi? “Ucuz asker deposu”, ucuz iş gücü, pazar, sıçrama tahtası, “oltayı yutan balık yem istemez” diyordunuz değil mi? Terör örgütüne, darbeye arka çık, ne oluyoruz! Yoksa bir de teşekkür etmemizi mi bekliyordunuz.. Geçti Bor’un pazarı!
Alışmışlardı, Kendileri “Sam Amca” ya, bizim de “Tom Amca” olmamızı istiyorlardı.
Onlar bizim “İlahımız ve Rabbimiz” olacak.. Bize yasalar / yasaklar koyacaklar, emredecekler ve bizim bu “Norm”lara uymamızı sağlamak için bizi eğitecek, terbiye edecekler. “Normal” olmak istiyorsanız böyle. Yok artık! “La ilahe” ve “İllallah”.. Sizin “norm”larınız bize uymuyor.
Beyaz efendi’nin adı “Sam Amca”dır. Sadisttir. O bizim “Tom Amca” olmamızı, yani mazoşist olmamızı istiyor. Onun istediklerini yapacak olursa o bizi ödüllendirecektir..
Hani derisi renkli olanlar “insanlaşma aşamasını tamamlamamış maymunlar” ya, onlar için eğitim köleliği içselleştirme terapisinden başka bir şey değil aslında.. Darwin’in evrim teorisi bir katliama bilimsel bahane üretmek içindi değil mi?
Sam Amca başkalarının yanına çıkarken hep maskesini takar.. Demokrasi maskesi. Biraz insan hakları, hukuk devleti, özgürlük gibi kavramlarla süsler konuşmasını. O “ağuyu altın tas içre sunmayı” bilir. “Zehirini bala katar” öyle sunar.
Sam Amca, Allah’ın servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirip çevireceğinden habersiz. O bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir..
Doğan büyür, büyüyen yaşlanır, yaşlanan ölür..
Ezel ve ebed (ilk ve son) olan yalnızca Allah’tır.
Kemal, zeval vaktidir.. Gecenin en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır.
Görünen o ki, bu gelişmeler “Kapitalizmin zevali”ne işaret ediyor.. Geldikleri gibi gidecekler.. Ne demek, 62 ailenin geliri, dünya gelirinin yarısından fazla olacak. 2 ülkenin nüfusu nerede ise dünya nüfusunun yarısı. ABD, Kanada, Avustralya, Rusya Fed. Nerede ise dünyanın karasal büyüklüğünün yarısına eşit..
Uluslararası düzen bu düzeni korumak için var. BM, NATO bunun için var. Savaşlar, terör ve darbeler bu düzeni kurmak için yapıldı ve bu düzeni sürdürmek için yapılıyor..
Bir asır da, milyonlarca insan öldürüldü, sakat bırakıldı, açlık çekti. Acılar yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Hava, su, toprak kirlendi. Aile dağılıyor. İnanç, tarih, kültür, gelenek, kimlik ne varsa tahrip edildi..
Kurduğunuz “(M)edeniyet” Kızılderililerin kanına, kara derililerin gözyaşlarına, sarı ırkın çalınan alın terine maloldu. Dünya savaşları, soğuk savaşla beyaz adamın da anasını ağlattınız aslında. Zulmetmedik ahali kalmadı ya hu!
Lanet olsun kurduğunuz zulüm düzenine. Hâlâ Sisi’ye destek veriyorsunuz, İsrail’in arkasında duruyorsunuz, terör örgütlerini destekliyorsunuz. Siz Şeytanın varisleri, manevi evlatları mı olmak istiyorsunuz yoksa..
Şimdi AB heyeti gelmiş, “bunun böyle olduğunu bilmiyorduk”. Yeni öğrenmişler.. “Bir başkası, bir devletle bir örgüt arasında tercih yapmak diye bir şey olamaz” diyor..
Kulaklarına kar suyu kaçtı, Türkiye’yi kaybetmenin ne demek olacağını yeni yeni akletmeye başladılar ve durumu kurtarmak için ne lazımsa onu yapıyorlar..
2 aya yakın zamandır beklediler. Önce bu sonucu kabullenemediler. Böyle bir şey nasıl olabilir.. Sonra beklediler, uluslararası sistemin bu işi tolere etmesi etmesi için. Belki yeni bir dalga. O da olmadı. Darbe püskürtülse bile ekonomi krize girebilirdi. Terör dalgası hayatı çekilmez hale getirebilirdi. O da olmadı. Türkiye üstüne üstlük, ordudan bu kadar büyük tasfiyelerin gerçekleştiği bir zamanda yurtdışında askeri operasyon yaptı. Belki burada bir batağa saplanabilir mi diye beklediler, ama o da olmadı. 40 ülkenin yıllardır yapamadığını bir iki haftada yaptı TSK..
Yapacak bir şey kalmadı. Bükemediğin bileği öpeceksin.. Erdoğan Çin’e gitti-geldi. Sonra Newyork’a gidecek.
Hep diyorum, hiçbir zaman “hayır” diyebilen bir Türkiye’yi aralarına almak istemeyecekler. Ama Türkiye’yi de asla kaybetmek istemeyeceklerdir.. Bunun bedelinin çok ağır olacağını biliyorlar. Onun için de ne yapacaklarını bilmiyorlar..
Gülen’in iadesi için ABD’den geldiler ve son olarak bizden bir heyet ABD’ye gitti. Herhalde bayram sonrası ABD’nin Gülen konusundaki politikası netleşecek.. Zaten bu konuda Çin’de birinci elden görüşmeler oldu..
Yunanistan da kendilerine sığınanları iade konusunda ABD’nin gözüne bakıyor.. Aslında sadece Yunanistan değil, dünyanın birçok ülkesindeki kripto isimler konusunda o ülkeler ABD’nin kararını bekliyor. Mısır açıkça PDY’ye hamilik yapıyor.. Şimdi bu halkaya Lübnan da eklendi.. Darbecilerden bir grub, Hatay’dan PYD üzerinden Lübnan’a kaçmış.
Bu süreçte göreceğiz bakalım kim Tom Amca kim değil.. Sam Amca için de bu iş, yüz kere, bin kere test edilip onaylanan bir samimiyet testi olacak..
ABD bu süreçte ortaya koyduğu profili ile adeta intihar etti.. 2016 Amerikan rüyasının sonu oldu.. Sam Amca için 2016 bir bakıma sonun başlangıcı oldu.. Göreceksiniz, büyük ihtimalle bundan sonra ABD için gelecek günler geçen günleri aratacak.. Bütün işaretler bunu gösteriyor.. Sam Amca kendisi ile birlikte peşinden sürüklediği ülkeleri ve halkları da kendi akıbetine mahkûm edecek..
Selâm ve dua ile..