Abdurrahman Dilipak
Referandum sonucu düşük “evet” çıkarsa!..
Adalet Bakanı geçtiğimiz günlerde ilginç ve önemli bir açıklama yaptı ve ABD’nin bizden FETÖ ile ilgili, daha fazla bilgi, belge ve kanıt istemesine gerek olmadığını, lideri kendi ülkesinde yaşayan bir örgüt hakkında kendilerinden daha fazla bilgiye sahip olduğunu düşündüklerini söyledi..
İroni yüklü bir açıklama!
Sahi, Ankara da, NATO müttefiki bu ülkeden, kendi ülkesinde yaşayan örgüt lideri hakkında bilgi istese nasıl olur..
Eğer “bilgi sahibi olmadıklarını” söylerlerse bu iki anlama gelir..
1-Biliyoruz, ama size söylemek istemiyoruz!
2-Kendi adamımızı size niye ihbar edelim ki!
ABD’nin FETÖ’yü bilmiyor, takip etmiyor olması diye bir şey yok.. ABD doğrudan bu işin içinde. Bu Made in USA bir projedir ve kesinlikle CIA MİT’den, Amerikan devleti Ankara hükümetinden FETÖ hakkında çok daha fazla şey biliyordur..
Bu işi FBI da biliyor NSI da. Bu işi MOSSAD da biliyor, Vatikan da, Almanya da, Fransa da, İtalya da ve tabii Papa da!
Gülenler bunların ayrısı gayrısı yok ki!
Peki biz niye bu konuda batıya bilgi, belge, kanıt gönderiyoruz.. Açıkça söyleyelim. Onlar da, bizim, bu işin içinde, önünde, arkasında, altında-üstünde kendilerinin olduğunu bildiğimizi biliyor..
Aslında, sanırım Adalet Bakanı bu açıklaması ile bunu demek istedi..
Gülen’in aleyhine ABD’ye daha fazla bilgi, belge, kanıt göndermek bu komediye figüran olmaktan başka bir anlam taşımaz. Amerikan yönetimi ipe un seriyor. Oyalıyor, zaman kazanmaya çalışıyor.
Bu B Planı olmayan bir proje idi. Vuracak ve alacaklardı. Bu hep böyle olmuştu..
Batının çaresizliği, bundan sonra ne yapacağını bilememekten kaynaklanıyor. Kendi içlerinde bölündüler.. Sorun Trump değil, bundan sonraki yol haritası. Orada uzlaşamıyorlar.. FETÖ ile birlikte BOP da çöktü.
FETÖ hâlâ, yeniden toparlanıp saldırmaktan yana.. AK Parti ve Erdoğan’dan kurtulmak için son bir hamleyi denemek istiyor.. Buna zemin olup olmadığını anlamak için Referandum sonuçlarına bakacaklar. Ve Referandum sonuçlarının düşük çıkması için var güçleri ile çalışacaklar, her yolu deneyecekler.. Referandum sonuçları istedikleri gibi çıkarsa yeniden saldıracaklar.
Onun için Referandumda Evet çıkması kadar, belki ondan da önemli olan Evet’in oranıdır.. Onun için CHP, HDP, PKK, PYD, FETÖ, DAEŞ, Türkiye aleyhine kim varsa sağ-sol, Alevi-Sünni, liberal, dindar bütün unsurları ve yedekleri, uyuyan hücreleri göreve çağıracaklar.. Gençler, esnaf, kadınlar, Kürtler, Aleviler, liberaller, daha doğrusu “Gezi bileşenleri” ana hedefleri. Sosyal Media ayrı bir alan. Mart’la birlikte topyekûn saldırıya geçecekler..
Üniversiteleri ihmal etmemek gerek. Lise son sınıftakiler, oy kullanacaklar. Üniversite öğrencilerini sandığa nasıl götüreceksiniz.. Okulları nerede, sandık nerede?
Öğrenci yurtları bu konuda ne alemde. Öğrenci ve Gençlik Dernekleri, Vakıfları ne yapıyor..
Konferans mı, imza söyleşi mi, panolar, imajlarla yapılacak anlatımlar mı, klip mi hazırlamak gerek? Diğer vakıf ve sendikaların de devrede olması gerek. AK Parti ve MHP’nin kadın ve gençlik kollarının harekete geçirilmesi gerek..
Sosyal mediada slogan ve tehdit değil, öncelik suali mukadderlere cevap yönünde olmalı.. Yalan, gerçek dışı iddialara doğru düzgün cevaplar verilmeli. Gazeteler, radyo ve televizyonlarla temas önemli. İnternet haber siteleri, tartışma odaları da..
Herkes bir şeyler yapıyor da, bunların oryantasyonu, senkranizasyonu, optimizasyonu konusunda bir çalışma görmedim.. Tek başına bu çalışma bile mevcut etkinliklerinin etki çarpanını birkaç katına çıkarabilir.. En düşük maliyetli en yüksek katma değeri burada bulabiliriz.
Eğer birileri bu konuda kararsızsa onlara şunu demek gerek: Tamam bizi dinlemiyorsun, o zaman alternatifin ne? CHP, HDP/PYD/PKK, FETÖ mü? Onların istediklerini istiyorsan, 12 Eylül’ün darbeci generalinin kendisi için hayal ettiği düzeni istiyorsan, sana söyleyecek sözümüz yok.
Gülen’in iade ve/veya sınırdışı edilmesi için de ABD, AB referandum sonucunu görmek isteyecektir.. Yunanistan’ın sürekli huzursuzluk çıkarması da zaman kazanmaya yönelik, büyük biraderlerinin ne yaptığını görmek istiyor. Zaten onların himmetine muhtaç, bir de onları kızdırmak istemeyeceklerdir. Çipras’ın gözü ABD, AB ve Rusya’nın üzerinde..
Yazıyı kısa keseyim de herkes ne yapması gerektiğini düşünsün.
NOT: Bugün, İstanbul’da 14-16 arası CNR Kitap fuarında “Kayıt” yayınlarında kitaplarımı imzalayacağım. Önümüzdeki hafta da aynı yerde yine pazar günü öğleden sonra imza için “İnkılab” yayınlarında olacağım inşallah.
Selâm ve dua ile.