DÜNYA
Mursi'ye hem müebbet hem idam!
-
"Casusluk" davasında müebbet hapse mahkum edilen Mısır'ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında "Hapishaneler baskını" davasında da idam cezası verildi.
KAHİRE
Mısır'da kamuoyunda "Hapishaneler baskını" olarak bilinen davada, darbeyle görevinden uzaklaştırılan demokratik yollarla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin de aralarında bulunduğu 100 kişiye idam cezası verildi.
Kahire Ağır Ceza Mahkemesi, "Casusluk" davasının ardından, "Hapishaneler baskını"yla ilgili kararını da açıkladı.
Mursi, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii, İhvan Rehberlik Konseyi Yardımcısı Reşad el-Beyumi, Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Genel Başkanı Muhammed Saad el-Katatni, İhvan'ın ileri gelenlerinden İsam el-Aryan ve gıyaben yargılanan Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi ile Mursi dönemi Enformasyon Bakanı Salah Abdulmaksud'un yer aldığı yaklaşık 100 kişinin idamına hükmeden mahkeme, aynı davada İhvan'ın lider kadrosundan Muhammed el-Biltaci, Subhi Salih ve Saad el-Huseyni'nin de aralarında bulunduğu 21 sanığa müebbet, 8 sanığa ise 2 yıl hapis cezası verdi. İdamına hükmedilenlerden 94'ü gıyaben yargılanıyordu.
Söz konusu mahkeme, daha önce açıkladığı "Büyük casusluk" davasında ise HAP Genel Sekreteri Biltaci, İhvan Rehberlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hayrat Şatır ile Cumhurbaşkanlığı Sekreteri Ahmed Abdulati'nin de aralarında bulunduğu 16 kişiye idam, Mursi ve İhvan Rehberlik Konseyi Başkanı Bedii'nin de yer aldığı 17 kişinin ise müebbet hapsine hükmetmişti.
Söz konusu iki davada da kararın temyiz yolunun açık olduğu belirtildi.
İsimlerin çokluğu ve iki davanın aynı mahkeme tarafından görülmesi nedeniyle kararlar açıklanırken hakimin zaman zaman elindeki karar metinini okumakta zorlandığı görüldü.
Hapishaneler baskını
Ülkede "Vadi'n-Natrun Hapishanesi Olayı" olarak da bilinen "hapishaneler baskını" davasında, 102'si firari 129 sanık, 25 Ocak 2011'de Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in devrilmesiyle sonuçlanan halk ayaklanmasında, "11 hapishane ve karakola saldırarak, 3 subayı kaçırmakla" suçlanıyor.
İlk duruşması 28 Ocak 2014'te yapılan davada, Mursi ve diğer sanıkların Ocak 2011'deki devrim sırasında "Gazze'den sızan yüzlerce kişi tarafından pek çok hapishaneye baskın düzenlenerek Vadi'n-Natrun Hapishanesi'nden kaçtığı iddia ediliyor.
Casusluk davası
"Casusluk Davası"nda ise devrimin ardından Cumhurbaşkanı seçilen Mursi ve 35 kişi, "Devletin çıkarlarına zarar vermek amacıyla Hamas, Lübnan'daki Hizbullah örgütü, İran Devrim Muhafızları'yla suç amaçlı iş birliği ve casusluk yaptıkları" öne sürülüyor.
Sanıklar ayrıca Mısır Bakanlar Kurulu'nun Aralık 2013'teki İhvan'ı "terör örgütü" olarak ilan etme kararına binaen "terör örgütüne mensup olmakla" suçlanıyor. Bu davadaki 36 sanıktan 22'si tutuklu, 14'ü ise gıyaben yargılanıyor.
Kahire Ceza Mahkemesi, toplam 166 sanıklı davaların 16 Mayıs'taki duruşmasında, Mursi'nin de aralarında bulunduğu 122 kişinin dosyalarını, "idam kararıyla ilgili görüş için" müftülüğe göndermişti.
Mısır yasalarına göre, dosyaların müftülüğe gönderilmesi istişare anlamı taşıyor ve mahkemenin alacağı karar üzerinde bağlayıcılığı bulunmuyor. Mahkeme müftünün idamı onaylamaması durumunda dahi idama hükmedebiliyor.
Britanya Müslüman Birliği'nden kınama
İngiltere'deki Britanya Müslüman Birliği (MAB), Mısır'ın darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında verilen müebbet hapis ve idam cezalarını kınayarak, dünyaya "bir şeyler yapılması" çağrısında bulundu.
Erdoğan'dan Mursi için uluslararası topluma çağrı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır'da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş ilkCumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında verilen idam kararına ilişkin, "Bu kararlar, hukukun, temel hak ve özgürlüklerin katledilmesidir. Sayın Mursi'nin bir başka davadan müebbet hapis cezasına da çarptırılmış olduğu bu süreç, binlerce masum insanı öldüren ve on binlerce kişiyi haksız yere hapse atan darbe yönetiminin hukuku ayaklar altına aldığının en bariz göstergelerinden biri" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin askeri darbeyle görevinden uzaklaştırıldığı ve haksızca cezaevine konularak, temel hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakıldığı vurgulandı.
Mursi ile yargılanan 105 kişi hakkında verilen idam cezalarının onanmasının şiddetle kınandığı açıklamada, Mısır'da toplumsal barışı ciddi biçimde tehlikeye sokabilecek bu gidişata son verilmesi gerektiğinin altı çizilerek şu ifadelere yer verildi:
"Darbe yönetimin talimatlarıyla verilen idam kararlarının geri alınması için uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırıyoruz. Mısır'da adil yargılama koşullarına riayet edilmeksizin verilen keyfi kararların bozulmasının sağlanması, uluslararası toplumun demokrasiye ve insan haklarına sahip çıkma mücadelesi açısından da son derece önemlidir."
Açıklamada, Mısır'da toplumsal uzlaşının ve istikrarın yeniden tesisi açısından, Mursi ve diğer mağdurlar hakkında verilen idam cezalarının bozulması ve engellenmesinin hayati önem taşıdığı vurgulanarak, "Mısır'da sağduyunun, demokrasinin ve hukukun hakim olmasını temenni eden Türkiye, her zaman kardeş Mısır halkının yanında yer almaya devam edecektir" ifadeleri kullanıldı.
Mursi'ye idam kararına İngiltere'den tepki
İngiltere, Mısır'ın darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında bugün verilen müebbet hapis ve idam cezalarından derin endişe duyduğunu bildirdi.
AA muhabirinin, Mursi hakkında verilen karara ilişkin İngiltere'nin tepkisini sorması üzerine İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ndan açıklama yapıldı. Açıklamada, "İngiliz hükümeti, Mursi ve 100'den fazla kişiye verilen idam cezasından derin endişe duymaktadır. Bu endişe, karar ilk açıklandığında da belirtilmiştir" denildi.
Bakanlık, bugün onanan cezalarla ilgili temyize gidileceğinden haberdar olduğunu belirttiği açıklamasında, "İngiltere, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne dayanan daha istikrarlı bir Mısır'ı desteklemektedir. Bundan sonraki yasal süreçleri yakından takip etmeye devam edeceğiz" ifadesi kullanıldı.
AA