Abdurrahman Dilipak
Kovboy öyle buyurdu!
Sam amca şaşkın ördek gibi. Bizi hâlâ “ucuz asker deposu”, “oltayı yutan balık” filan zannediyor herhalde. Bir terör örgütü ile müttefikini eşleştirmek gibi gariplikler sergiliyor..
Türkiye’yi Teksas, Arizona ya da Nevada’da filan bir yer mi zannediyorlar yoksa..
Musul operasyonunu PKK ile Halep operasyonunu PYD ile beraber yapacakmışız!..
Türkiye FETÖ ile savaşıyor, Sam amca FETÖ ile kol kola.
Türkiye PKK ile savaşıyor, Sam amca PKK ile birlikte.
Türkiye PYD ile savaşıyor, Sam Amca PYD ile kol kola.. PYD karakolunda ABD bayrağı asılı, Amerikan askerinin omuzunda PYD arması var..
Bu tezgahta kim kimdir? Kimin eli kimin cebinde.. PKK Marksist değil mi idi, ABD emperyalist, kapitalist bir ülke değil mi idi?
FETÖ, PKK, PYD’yi aynı çatı altında buluşturan ABD bölgede terörle mi savaşıyor gerçekten.. ABD Türkiye’yi tek başına Musul’da da istemiyor, Haleb’de de.. Sahi bu iki şehri DAEŞ’e teslim eden kimdi.. DAEŞ Türkiye sınır bölgesinde operasyon yapıyor, sivil halkı oradan çıkartıyor. ABD’nin başını çektiği uluslararası koalisyon gelip DAEŞ’i vuruyor, DAEŞ’den boşalan yere gelip PYD yerleşiyor. Kirli, karanlık ve kanlı bir oyun oynanıyor..
Sam amca PYD’ye silah veriyor, PYD silahı PKK’ya veriyor. PKK da Türkiye’ye karşı operasyon yapıyor. ABD kimden yana.. Ya da ne yapmak istiyor? Bu karşılıklı iyi ilişkiler ve NATO ittifakı ile açıklanabilir mi?
PKK terör örgütüdür ve ABD PYD ile suç ortağıdır..
Türkiye’yi Irak’ta ve Suriye’de engelleyen, terör örgütüne zaman kazandıran, terör örgütünün tasfiyesini önleyen ABD ve İngiltere’dir.. Çünki o örgütlerin varlığı ABD, İngiltere ve Fransa’nın o bölgede varlığının gerekçesini oluşturmaktadır.. Bunlar Türkiye’de Erdoğan’ı istemiyor. Aynı şekilde Irak’ta ve Suriye’de de İslami bir yönetim istemiyorlar..
Bu güçler terörle mücadele etmiyorlar, bölgedeki örgütlerle birlikte Türkiye’ye karşı örtülü bir savaş veriyorlar..
Bu rezilliğin seçim sürecindeki siyasi ortamla açıklanması da mümkün değil.. Zaten Trump ve Clinton’ın zırvalarını, devirdikleri çamları yazmıyorum.. ABD bu “hasta adam”lara emanet. Bunlar “kendileri himmete muhtaç bir dede, nerde ki gayrıya himmet ede”.
Aslında ABD ve İngiltere gölge etmeseler, sorunun çözümü daha kolay olacak.. Bu ülkeler, çözüm adına çözümsüzlüğü örgütlüyor ve dayatıyorlar..
Musul ve Halep operasyonlarının gecikmesinin tek sebebi batılılar. ABD’nin anlaşılmaz tavrı.
Bu rezalet karşısında BM, AB ve NATO susuyor. Batı entelijansiyası 3 maymunu oynuyorlar.. Bazı gerçekleri görmek istemiyorlar. Çünki gerçekler onların emellerine hizmet etmiyor.. Görmezden, duymazdan, bilmezden geliyorlar. Görmek istemeyenden daha kör, duymak istemeyenden daha sağır, hissetmeyenlerden daha kalpsiz, vijdansız kim olabilir ki!
ABD dünyayı ahmak yerine koyuyor. Ne söylerse söylesin, birilerinin o sözleri tekrarlayacağını, kimsenin itiraf etmeyeceğini/ edemeyeceğini zannediyor..
Musul ve Haleb sorunu çözüldüğünde Irak ve Suriye sorununun çözümü için geriye fazla bir engel kalmıyor.. Her iki konuda da Türkiye’nin çözümde kendi adına bir taraf olması istenmiyor ve Türkiyesiz bir çözüm de mümkün gözükmüyor..
Türkiye’yi hedef tahtası haline getirenler, Irak’ta Barzani’yi ve Kerkük yönetimini, Suriye’de ÖSO bileşenleri aynı hedef tahtasına oturtuyorlar..
Musul çözülürse Bağdat da çözülür, Halep çözülürse Şam da çözülür.. Çözümün önünde şu anda tek engel batı! Erdoğan’a ise bu anlamda büyük öfke duyuyorlar. Çünkü batının bölgeye hakimiyetinin önündeki tek engel Erdoğan ve bugünkü hükümet..
Yükselen terör ve darbe senaryolarının arkasında da bu uluslararası derin çete var! Piyasayı maniple etmek isteyenler de bunlar.. Zaten FETÖ, PKK, PYD, DAEŞ dedikleriniz de bunların maşası, taşeronu değil mi?
Garip, anlaşılmaz bir şekilde İran yönetimi, bu Neo Haçlı İttifakının içinde yer aldı. İbadi de öyle. Esed zaten her zaman onlarla idi.. Ama bu arada Suudi Arabistan yönetiminden sonra Körfez Ülkeleri İşbirliği Konferansı FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan ederek, Türkiye’ye bir adım daha yaklaştı.. Batının Suudi yönetimine karşı tavrının kendilerine de yöneleceğinin endişesine kapılmış olabilirler.. Zaten ABD’nin ajandasında BOP çerçevesinde 22 ülkenin rejim, sınır ve iktidarlarının değiştirilmesi planı var. ABD bu işleri kendi ajandasına göre hall ü fasl edecekse sıra bu ülkelere de gelecek.. O zaman bazı şeyler için çok geç olacak. İran, Irak, Suriye ve diğer birçok ülke için de olacak olan farklı olmayacak.
Şunun şurasında kasıma 2 hafta kaldı. Sonra seçim..
Bölgede tedirgin bekleyiş sürüyor. Ha! Bu arada ABD Donanması, kuruluşunun 241. yıldönümü dolayısıyla sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 1801-1805 yıllarında Trablus kıyılarında Türk bayrağıyla savaşan askerlerin öldürüldüğünü gösteren temsili tabloyu kullandı. “Dostluğunu” gösterdi yani.
Esed’e 3. Dünya savaşını soruyorlar.. Anlayacağınız birileri yine “Tanrıyı kıyamete zorlama” hesabı yapıyor. Onlar TSK’yı Musul ve Halep’te boğmak için plan yapıyorlar. Askerimize zayiat verdirerek bize ders vermek istiyorlar sanki. Bizde bir söz vardır, bu “dağdan gelip evdekini kovmaya kalkan”lar bir tuzak hazırladılar. Göreceğiz “el mi yaman bey mi”. Mekerallah! Onların bir hesabı varsa Allah’ın da bir hükmü vardır ve hüküm Allah’ındır! Bakarsınız ava giden avlanır. Bizim için kurdukları tuzaklar kendi başlarına geçer. Tam da ABD’de başkanlık seçimlerine haftalar kala böyle bir durum onlara iyi de bir ders olur.
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler! Selâm ve dua ile.