DÜNYA
İranlı Kürtler "etnik ve mezhepsel baskı" altında
VİYANA
İranlı Kürt sığınmacıların dudaklarını dikerek açlık grevi başlatmaları, İran'daki Kürtlerin durumunu dünya gündemine taşıdı. Uzmanlara göre İranlı Kürtler, hem Kürt hem de Sünni oldukları için ayrımcılığa ve kitlesel idam cezalarına maruz kalıyor. İş ve eğitim imkanlarından mahrum bırakılan Kürtler, "ulusal güvenlik sorunu" olarak görülüyor.
Makedonya'nın Suriye, Irak ve Afganistan dışındaki ülkelerden gelenleri ülkeye kabul etmeme kararının ardından Yunanistan sınırında dudaklarını dikerek eylem yapan İranlı göçmenlerin Makedonya hükümetine tepkisi sürüyor.
Açlık grevi başlatarak dudaklarını iğne iplikle diken İranlı göçmenler, ülkelerinde yaşadıklarının geçişlerine izin verilen diğer sığınmacıların yaşadıklarından çok daha kötü olduğunu savunarak, kendilerine de geçiş izni verilmesini talep ediyorlar.
Demokratları öldürüyorlar
Makedonya sınırında bekletilen İranlı göçmenlerden Said, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İran'da savaş olmadığı düşüncesinin yanlış olduğunu belirterek, ülkesinde "her gün" ve "her an" savaş yaşandığını söyledi.
Said, İran'da insanlığa karşı bir soykırım gerçekleştirildiğini ileri sürerek, "İran'da savaş bitmeyecek. İnsanları hapse atıyorlar. Farklı inançlara sahip olanları, liberal görüşlüleri ve demokratları öldürüyorlar" şeklinde konuştu.
Dudaklarını dikerek açlık grevi yapanlar hakkında yorumda bulunan Said, ülkelerinde özgürlükten bahsedilmediği için dudaklarını diktiklerini belirten Said, başka seçeneklerinin olmadığını, özgürlüğe giden yolları açılana kadar dudaklarının dikili kalacağını kaydetti.
İran'da yaşananlar savaştan kötü
Bir başka İranlı göçmen Mahmud ise "İran'da savaş yok. Eğer savaş olsaydı orada kalır direnirdik. Burada olmamızın sebebi, İran'da yaşananların savaştan daha kötü şeyler olması" dedi. Seslerini hiç kimseye duyuramadıklarını aktaran Mahmud, "Herkes, 'siz sığınmacı değilsiniz' diyerek, Suriyeli, Afganistanlı ve Iraklılarla ilgileniyor. Bizi insan yerine koymuyorlar. Burada kadınlar, çocuklar ve aileler var" dedi.
Tek isteğimiz özgürlük
Mahmud, bazı göçmenlerin dudaklarını dikerek başlattıkları protestoya dair "Dudaklarımızı dikerek, ağzımıza bant yapıştırarak şunu söylüyoruz: Biz ekmek ve su istemiyoruz. Buna ihtiyacımız yok. Tek isteğimiz özgürlük" şeklinde konuştu.
Ailesi ile birlikte sınırda bekleyen bir başka İranlı göçmen Nuşin ise İran'ın güvenli bir ülke olmadığını belirterek, hükümetlerinin yaptıklarının halkı tehlikeye sürüklediğini ve bu nedenle ülkelerini terk ettiklerini savundu. Susma eylemlerinin ayrımcılığa iyi bir cevap olduğunu söyleyen Nuşin, "İnsanlar, İran'da neler yaşandığını bilmiyor. Çünkü televizyonlar İran'la ilgili gerçekleri göstermiyor" dedi.
Kürt ve Sünni oldukları için ayrımcılığa maruz kalıyorlar
AA'ya konuşan Güney Alabama Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Başkanı ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nader Entessar, son yıllarda çok sayıda İranlı gencin siyasi ve ekonomik nedenlerle İran'ı terk ettiğini, öncelikle Irak'a geçtiklerini ancak işsizlik nedeniyle çoğunun Avrupa yollarına düştüğünü söyledi. Daha eğitimli ve genç İranlıların sığınmacı olduğunu belirten Entessar, 2003 yılında Abbas Amini isimli bir İran Kürdü'nün, iltica talebini kabul etmeyen İngiltere hükümetini protesto etmek üzere dudaklarını diktiğini hatırlattı.
İran'daki Kürtlerin nüfusu hakkında resmi bir rakam bulunmasa da 80 milyonluk ülkede yaklaşık 10 milyon civarında oldukları tahmin ediliyor. Yüzde 70'i Sünni olan Kürtler, kendilerini dil, etnisite, tarih ve kültür olarak farklı görüyorlar ve dillerini, kimliklerini ve kültürel değerlerini ifade etmeye izin vermeyen politikalara karşı çıkıyorlar. İran siyasi tarihi boyunca Kürtler, hem Kürt oldukları için, hem de Sünni oldukları için ayrımcılığa maruz kalıyor.
Şii mezhebine dayalı devletten şikayetçiler
ABD'deki Orta Doğu Enstitüsü'nde Kıdemli Siyasi Analist Alex Vatanka, "İran'daki Kürt bölgesi, halen yeterli ekonomik yardım almıyor. Çoğunluğu Sünni olan Kürtler, Şii mezhebine dayalı devletten şikayetçiler. İranlı Kürtler, daha temsili bir siyasal sistem, daha fazla ekonomik fırsatlar, sosyal ve kültürel özgürlüklerin özlemi içindeler" dedi.
İdam cezası ile karşılaşmayan aile yok
İran'da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeler baskı altında tutuluyor. En fazla siyasi mahkum Kürtlerden oluşurken, mahkumlardan en fazla idam edilenler de Kürtlerden oluşuyor.
İran İnsan Hakları Dökümantasyon Merkezi Direktörü Rod Sanjabi, İran'da Kürt bölgesinin istihdam fırsatı eksikliği ve siyasal baskı altında olduğunu söyleyerek, Kürtlerin İran'daki durumlarına ilişkin yayımlanan raporlara göre "son yıllarda taciz, tutuklama ve idam cezası ile karşılaşmayan aile bulunmuyor" dedi.
İran, Kürtleri "ulusal güvenlik sorunu" olarak görüyor
Ülkesinde Kürt meselesi olduğunu kabul etmeyen İran, Kürtleri "ulusal güvenlik sorunu" olarak görüyor. 1980'li yıllarda Kürtler ile İran devleti arasında Kürt sorununu çözmek üzere Viyana'da gizli bir müzakere süreci başlatıldı ancak müzakerelerin son aşamasında İranlı müzakerecinin, Kürt temsilci Abdurrahman Kasımlo'yu müzakere masasında silahla vurarak öldürmesi üzerine süreç sona erdi.
Türkiye'deki barış sürecinden de rahatsız olan İran, PKK liderliği üzerinden çözüm sürecini sabote etmeye çalışıyor. PKK liderlerinden Murat Karayılan'ın "İran süreci onaylamamamız halinde yardım ve istediğimiz her şeyi verme teklifinde bulundu" açıklamasında bulunmuştu.