YAŞAM
'Irak gönlümden düştü..'
IŞİD kontrolündeki bölgelerden iki yıldır kaçanların sayısında, son iki ayda büyük bir artış var. Çünkü, IŞİD'e yönelik operasyonlarda can güvenliklerinden endişe eden siviller çareyi, evlerini terk etmekte buluyor. Özellikle Musul'dan kaçanlar, operasyon sonrası şehrin geleceğinden umutlu olmadıklarını söylüyor.
AL Jazeera'den Ece Göksedef ve Güray Evin'in haberine göre; Erbil yakınlarındaki Dibaga bölgesi, Haziran 2014'te IŞİD'den kaçan Musulluların sığındığı ilk yerlerden biriydi. Musullular önce camilere ve okullara sığındı, çevre köylerden gelen yardımlarla neredeyse bir yıl buralarda yaşadı.
2015 Mart ayında Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Dibaga'ya çadır kent kurdu. Ancak Musul'dan kaçanların sayısı arttıkça kamp yetersiz kaldı. Ekim 2015'te 35 bin kapasiteli Dibaga konteyner kenti oluşturuldu.
Kamp, birbirinden farklı birçok hikayeye sahip Iraklıları barındırıyor. Aslında Bağdat, Beyci, Basra bölgelerinde yaşayan ancak Haziran 2014'te Musul'da akrabalarını ziyarete gittiğinde IŞİD baskınına yakalananlar… IŞİD'le işbirliği yapmadığı için tehdit edilenler… IŞİD'i bölgeden çıkarmak için yapılan operasyonlar sırasında ya da sonrasında zor durumda kalıp kampa doğru yola çıkanlar…
Kampın girişinde erkeklere ayrılan bölümde, yeni giriş yapanlar inceleniyor. IŞİD'le işbirliği yapmadığından emin olunan erkekler, ailesinin yanına yerleştiriliyor.
Kampın neredeyse tamamı Sünni Araplardan oluşuyor. Irak'ın neredeyse tümünde etkili olan mezhep çatışmalarının kampta da etkisini göstermemesi için IKBY yönetimi, kampa kaçan Şii Arap ve Türkmenleri, çevredeki başka kamplara yönlendiriyor.
SON İKİ AYDA YEDİ BİN KİŞİ DAHA GELDİ
İki ay öncesine kadar 35 bini bulmayan kamp nüfusu, son iki aydır kapasitesinin üzerinde, yaklaşık 40 bin sığınmacıyı barındırıyor. Sebebi; iki yıldır IŞİD'den kaçanlara eklenenler. Yani IŞİD operasyonu sırasında yaşanan çatışma ve katliamlardan kaçanlar.
Bu sebeple kampın kapasitesi aşıldı. Yeni çadırlar kurulana kadar, kadınlar ve çocuklar kampın içindeki okulun bahçesinde, erkekler de camide yerlerde yatıyor. Aralarında üç günlük, bir aylık bebekler de var, iki yıldır okula gidemeyen kız çocukları da...
''KUŞATMA YÜZÜNDEN YİYECEK EKÖMEĞİMİZ KALMADI''
'Umm Ahmet' yani Ahmet'in annesi 37 yaşında. O da iki hafta önce kampa gelenlerden. Geride kalan akrabalarına zarar gelmesini istemediği için gerçek ismini ve yüzünü gizliyor.
Tikritli olan Umm Ahmet'in yaşları 6 ile 18 arasında altı çocuğu var. Tikrit'teki evlerine roket düşmesinin ardından iki yıl önce Havice'ye kaçtılar. Havice, IŞİD kontrolündeyken köylülerin ve halkın desteğiyle içine kapalı olsa da rahat bir hayat yaşadıklarını anlatıyor Umm Ahmet:
“Havice'yi iki ay önce Irak ordusu kuşattı. IŞİD'den kurtarmak için. Operasyon iki aydır başlatılmayınca ve diğer bölgelerle ilişkimiz tamamen kesilince yiyecek yemeğimiz kalmadı. Birkaç haftadır sadece patlıcanı ateş üzerinde ısıtıp yiyoruz. Havice'den çocuklarımızı açlıktan kurtarmak kaçtık. Yoksa IŞİD yönetimi altında kimse birbirine karışmadan yaşıyorduk. Sonra aç kaldık, susuz kaldık, orayı terk etmek zorunda kaldık. Canımız elimize alıp yola çıktık.”
Umm Ahmet, ailesiyle birlikte Havice'de IŞİD'den kaçması için yardım edenlerin IŞİD'le işbirliği yapmakla suçlandığını anlatıyor:
“Onlar IŞİD'le işbirliği yapmıyor. İşbirliği yapanlar parayla kaçırıyor insanları. Bize yardım edenler bizim iyiliğimizi istediği için anlaşmanın bir yolunu bulup bizi bedava çıkardılar dışarı. Şimdi hem onlar, hem orada kalan akrabalarım Irak ordusu tarafından suçlanıyor.”
''IRAK GÖNLÜMDEN DÜŞTÜ''
Musul'dan son iki yılda kaçanlar ise evlerine dönme umudunu kaybetmiş. Bağdat hükümetine bağlı Irak ordusu askerlerinin ve Şii milislerin yardımıyla yapılacak olan Musul operasyonunun, kentin yapısını bozacağını, bu sebeple başka radikal gruplar türeyeceğini düşünenlerin sayısı az değil. Evine dönmek için aylardır bekleyen ancak son gelişmelerden sonra bundan vazgeçen Ebu Nemir “Bu savaş Sünnilere karşıdır” diyor.
IŞİD'e uzun süre direndiğini ancak en sonunda geri dönme umuduyla evinden ilk nasıl kaçtığını anlatıyor Ebu Nemir:
“Aylarca IŞİD kontrolü altında yaşadık. Dükkânlarımızdan namaz saatlerinde bizi zorla alıp camiye götürdüler, döndüğümüzde mallarımız çalınmış oluyordu. Kadınlar sokağa çıkamıyordu. Bir gün kız kardeşimi ve dört yeğenimi kaçırdılar. Aylarca onları aradım. Bu süre boyunca onlara karşı geldiğim, işbirliği yapmadığım gerekçesiyle ‘mürted' ilân edildim, görüldüğüm yerde elimin kesilmesi için karar çıktı. Ben de hemen kaçtım, aileme beni beklemelerini söyledim. On gün boyunca bir köyden diğerine yürüyerek buraya ulaştım.
Ama sonra gördük ki Musul, IŞİD'den temizlendikten sonra eski Musul olmayacak. O zaman aileme haber gönderdim, yirmi gün önce onlar da buraya geldi.
Herkes diyor bu IŞİD savaşıdır ama IŞİD değil. Bu istihbarat savaşıdır. Bu savaş Sünnilere karşıdır. IŞİD gittikten sonra başkası gelir bu şekilde. Bu savaşın içinde İran var, Rusya var. Irak dışına çıkmak için her fırsatı bekliyorum. Geri dönmeyi düşünmüyorum. Irak, gönlümden de düştü…”