Abdurrahman Dilipak
Hollanda, Fransa derken
Fransa seçimlerinde sonuç belli oldu. %65 ile Macron seçimi 1. bitirdi.. Le Pen %35’de kaldı.. Le Pen aslında %25 oranında kendi tabanından oy alırken, Macron Le Pen’den kaçanları temsil ediyor.
Macron biraz liberal, biraz Cizvit, biraz Rothschild.. Macronleaks skandalı sonuçta belirleyici bir etki yapmadı ama bundan sonrası ne olacağı belli olmaz.
Trump da Macron’u ilk kutlayanlardan. Kimse bundan sonra ne olacağından emin değil. Şimdi Almanya seçimleri gündemde. Hollanda’dan sonra Fransa’da da seçimler tamamlandı. Ama artık Fransa’da da, Hollanda da ana muhalefet partileri belli. Zayıf bir koalisyonun karşısında güçlü bir muhalefet olarak faşistler var. Hemen hemen 3 aşağı 5 yukarı durum bu. Charlie Hebdo ile başlayan süreç Macron ile tamamlanacak mı, yeni bir evreye mi girecek göreceğiz. Bu arada Macron’un gelişi ile çöken Fransız aile sistemi de bir darbe daha almış oldu. Bunun sonuçlarını da önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ve tabii Macron’un AB, NATO politikalarının de şeklini bu süreçte öğrenmiş olacağız.
Macron ABD ve Rusya ilişkilerini nasıl kurgulayacak. İslam, yabancı, göçmen, Türkiye ile ilişkiler konusunda bundan sonra nasıl bir yol izleyecek bütün bunlar önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.
İyi ya işte aynı zamanda kendi vatandaşın olan seçmene propaganda yap, “Hayır de” de.
Tamam kampanya yapmamızı engelle, engelleyebiliyorsan. Bunun seçmen üzerindeki etkisi ortada. Ama herhalde vatandaşın elçiliklere, konsolosluklara gitmesini de engelleyecek halin yok.
Sahi, mesela PEGİDA’lılara da karşı da aynı tavrı sergileyebilecek misiniz, yarın benzer bir konuda.. Yoksa kendinize demokrat mısınız.
Bu arada bu efendilere hatırlatmak gerek. İnternet var. Herkes yeni kimlik alır, e-devlet kapısından girer oyunu kullanır. Onu da engelleyecek haliniz yok ya.
Posta ile oylama konusunu nasıl engelleyeceksiniz..
Aslında farkında mısınız, idamın oylanması halinde sonucu tahmin ediyorlar. O sonucu engellemeye çalışıyorlar. Milli irade filan umurlarında değil..
Bakın asıl sorun idam değil, yarın eşcinsel evliliğini de dayatırlar ve bu konuda oylama yaptırmayız derlerse, ona da mı boyun eğeceğiz.. Bunların kutsal fikirleri var, o fikirler sizin kutsal değerlerinizden önce gelir..
Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, Türkiye’de idam referandumunun düzenlenmesi halinde Avusturya’da yaşayan Türk vatandaşlarının oy kullanamayacağını söyledi. Kurz, sandıkların kurulmasını engellemek için Viyana yönetimin yasal hakkı bulunduğunu iddia etti..
Almanya’da Sosyal Demokratların lideri Martin Schulz’ün yaptığı ‘Türkiye sandık kuramaz’ açıklamasının ardından, hükümet sözcüsü Steffen Seibert de bir açıklama yaptı.
Seibert açıklamasında, «Politik olarak, Alman anayasasına ve Avrupa değerlerine uygun olmayan bir konunun Almanya’da oylanabilmesi düşünülemez” ifadelerini kullandı.
Almanlar konuşur da Hollandalısı susar mı? Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders’in sözcüsü Dirk-Jan Vermeij, cuma günü yaptığı açıklamada, “İdam cezasının geri getirilmesi, Avrupa’nın değerlerinden ayrılmak demektir ve AB ve Avrupa Konseyi üyeliğiyle bağdaşmamaktadır” dedi. Hollanda yönetimi, Türkiye’de idam cezası oylanırsa, Hollanda’daki Türklerin oy kullanmasını önlemeye çalışacak.
Bunlar millete güvenmiyor. Hani deseler ki, “Hayır demeleri için çalışacağız”, o zaman onları anlayacağım.. Milletin ağzını kapatarak konuşma özgürlüğünü engelleyerek ne kadar “demokrat ve özgürlükçü” olduklarını gösteriyorlar. Ya sarhoşlar ya da kafayı yemişler.. Bunlar “Erdoğan’ı öldür”cüler. Onlara özgürlük vaad edenler, onların sırtını sıvazlayanlar. Özdemir Sabancı’nın katillerini himaye edenler, 15 Temmuz darbecilerine kol kanat gerenler..
Avrupa İngiltere, Almanya, Fransa sacayağı üzerinde duruyordu. İngiltere ayağı çöktü. Fransız ayağı sallanıyor. Almanya desen zaten kamil bir devlet değil. Avrupa’nın yükü bu şartlarda tamamen Almanya’nın üzerinde kalacak. Bu şartlarda Almanya ne zamana kadar Avrupa’yı sırtında taşıyacak onu da göreceğiz..
Avrupalılar Türkiye’de, Türk tipi başkanlık sistemini tartışacağına, idam cezasını tartışacağına, Türkiye AB konusunu referanduma götürürse ne yapacaklarını düşünseler iyi ederler.. Türkiye de ayrılırsa AB içeridekilerin başına çöker.. AB bu kafa ile ne yaparsa kendine yapar. AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı Türkiye’nin AB’ye ihtiyacından fazladır..
Batılılar bize aba altından sopa göstereceklerine, tehdit edeceklerine önce kendileri PKK, PYD, DHKP-C ve FETÖ’ye niçin ve nasıl destek verdiklerinin hesabını vermeliler..
Çöken aile yapılarına, kaybettikleri gençlerine baksınlar. Dinleri de medeniyetleri de, bilimleri de çöktü. Ekonomik, siyasi ve hukuki düzenleri alarm veriyor. Aleme akıl vereceklerine kendilerine baksınlar.
Selâm ve dua ile..