DÜNYA
Hindistan'ın bitmeyen zulmü: Keşmir
Keşmir'in ‘yarı dul' kadınları, Hindistan'ın işgal ettiği Keşmir topraklarında on yıllardır süren özgürlük mücadelesinde eşleri Hindistan güvenlik güçleri tarafından tutuklandıktan sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan Keşmirli erkeklerin eşleri.
Bu talihsiz kadınların durumu Hindistan'ın işgali altında bulunan Keşmir'deki insanî durumun nasıl içler acısı bir halde olduğunu gösteriyor.
Hindistan'ın işgali altındaki Keşmir'de insan hakları ihlallerine maruz kalan kadınların durumu birçok uluslar arası gazete ve yayın organı tarafından dile getirildi. Ancak buna rağmen uluslararası kamuoyu genelde işgal altındaki bölgede yaşanan tüm insan hakları ihlallerine özelde ise ‘yarı dul' olarak tanımlanan Keşmirli kadınların yaşadıkları ihlallere sessiz kaldı.
Birleşmiş Milletlerin işgal altındaki Keşmir'in ‘yarı dul' kadınlarına yardımda bulunmaması Keşmirli kadınların ve erkeklerin sorunlarını daha da arttırdı.
BM'nin Hindistan'ın işlediği zulümlere karşı etkin bir biçimde hareket etmemesi, Hindistan güvenlik güçlerinin insan haklarını daha acımasız bir biçimde çiğnemesine ve bu işledikleri suçların cezasız kalmasına sebep oldu.
Hindistan işgali altındaki Keşmirliler, Hindistan güvenlik güçlerinin yasadışı tutuklamalara, yargısız infazlara, çetelerin tecavüzlerine, sindirme siyasetine, aşağılanmaya ve çok çirkin muamelelerine maruz kalmakta. Kanunlarla sınırsız yetkilere sahip olan Hindistan güvenlik güçleri Keşmirlilerin evlerini ateşe verip kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere silahsız insanlara saldırıyor.
‘Terörizm' Hindistan işgali altında olan bu bölgede tamamen farklı bir anlama ifade ediyor: BM Güvenlik Konseyi Jamnu ve Keşmir devletinin birleşmesi hakkında özgür ve adil bir halk oylaması kararı vermiş olsa da Hindistan devleti durumu ‘terörizm' olarak adlandırıyor.
16 Aralık 1966 yılında kaleme alınan ve 23 Mart 1976'da yürürlüğe giren “Uluslararası Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi”nin birinci maddesinde Keşmirlilere kendi kendini yönetme hakkını tanımıştı. Birinci maddenin birinci bendi “Bütün insanların kendi kendini yönetme hakkı vardır. Bu hak kapsamında kendi siyasi statülerine özgürce karar verir ve kendi ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlayabilirler” denmektedir.
Keşmir'deki özgürlük hareketi ‘terörizm' olarak adlandırılıp göz ardı edilemez. Keşmirliler ‘terörist' olmadığı gibi bu Jamnu ve Keşmir halkının bağımsızlık mücadelesidir.
Çok sayıda Hindistanlı entelektüel ve insan hakları savunucuları Hindistan idaresinin işgal altındaki Keşmir halkına uyguladığı zulmü eleştirmektedir. Delhi Üniversitesi profesörlerinden S.A.R Geelani, Keşmirli aktivist Afzal Guruand'ın herhangi bir gerekçeye dayandırılmadan asılmasını ve işgal altındaki Keşmirli kadınların maruz kaldığı insan hakları ihlallerine ciddi eleştiriler getirmiştir.