DÜNYA
Gazze limanı insani bir talep
Euro-Mid Müdürü Abduh, "Gazze Limanı projesi yalnız direniş gruplarının değil, birçok ülke ve kuruluşun benimsediği ve olmasını istediği insani bir talep" dedi.
Gazze'de taraflar arasında yürütülen ateşkes görüşmelerinde gündeme getirilen konulardan birisi de 1993 yılındaki Oslo Barış Anlaşması'ndaki maddeler arasında yer alan, bölgeye ticari bir liman inşa edilmesiydi.
Akdeniz'e kıyısı olan Gazze Şeridi, ticari gemilerin hiçbir zaman yanaşamadığı yalnızca balıkçıların demir attığı mütevazı bir limana sahip. Gazze'ye yönelik İsrail saldırılarının ardından kalıcı ateşkesin sağlanması çerçevesinde liman inşası şartının öne sürülmesi, bugünlerde Gazzelileri bölgede bir limanın inşa edileceği fikrine iyiden iyiye alıştırdı. Çünkü, bölgede yaşanan ekonomik kriz ve buna bağlı olarak ortaya çıkan insanlık dramının son bulmasına Gazze'de inşa edilecek limanın büyük bir katkı sağlayacağı belirtiliyor.
AA muhabirine konuşan Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi'nin (Euro-Mid) Müdürü Rami Abduh, 8 yıldır İsrail tarafından aralıksız uygulanan abluka altında yaşayan 1 milyon 800 bin Gazzelinin, söz konusu şartın gerçekleşmesi halinde bunun bölgeye birçok açıdan önemli getirileri olacağını söyledi.
Gazze Limanı insani bir talep
"Gazze Limanı projesi yalnızca Filistinli direniş gruplarının değil, birçok ülke ve uluslararası kuruluşun benimsediği ve olmasını istediği insani bir talep" diyen Abduh, Gazze'ye liman inşasının 2004'te düzenlenen Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Toplantısı'nda kabul edildiğini vurgulayarak, Nisan ayında konuya dair ayrıntılı bir rapor hazırladıklarını ifade etti.
Gazze'deki ablukanın kalkmasını isteyen tüm tarafların liman inşasına destek verdiğini dile getiren Abduh, "Gazze'nin dış dünyayla bağlantısını sağlayacak bir deniz koridoru, uzun vadeli bir çözümdür" dedi.
Gazze'de hareket özgürlüğünün kısıtlanması, mal ve yaşam için gerekli olan malzemelerin nakliyatında yaşanan zorluklar sebebiyle yaklaşık 2 milyon kişinin kronik bir kriz yaşadığını aktaran Abduh, "Liman geliştirme ve işletme fikri, İsrail'in ticari sınır kapılarını kapatması ve Mısır sınırındaki Refah Sınır Kapısı'nın genellikle kapalı olması üzerine Gazzelilerin çektiği acılardan doğdu" değerlendirmesinde bulundu.
Gazze Ticaret Odası Halkla İlişkiler Müdürü Mahir et-Tabba da liman inşa projesinin bölgenin kalkınması için lokomotif görevi üstleneceğini vurgulayarak, "Filistin ekonomisine de önemli ölçüde katkı sağlayacak bu proje, farklı ülkelerle ticaret hacminin artmasına da yardımcı olacak. Yerel ekonomiyi, uluslararası ekonomiyle buluşturacak" diye konuştu.
Tabba, Gazze'de gün geçtikçe artan ve yüzde 55'e ulaşan işsizlik oranının liman inşasıyla azalacağına dikkati çekerek, uluslararası denetim ve koruma altında Gazze'ye inşa edilecek bir limanın Filistin'in önceliği olması gerektiğini kaydetti.
Liman inşası, Oslo Barış Anlaşması'nın da maddesiydi
Gazze'ye liman inşa edilmesi konusu Filistin-İsrail arasında 1993 yılında imzalanan Oslo Barış Anlaşması'nda ilk kez gündeme getirilmişti.
Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yasir Arafat da konuya ilişkin 30 Nisan 2000'de Gazze Limanı inşası için karar çıkarmış, fizibilite çalışmalarının ardından Şeyh Aclin bölgesinin limanın inşasına el verişli olduğu konusunda fikir birliği sağlanmıştı.
Projenin normal şartlar altında 2002 yılında tamamlanması bekleniyordu ancak İsrail, "Aksa İntifadası" olarak bilinen 2'nci İntifada'nın başlamasını gerekçe göstererek liman inşası projesinin başlamasına izin vermemiş, 2007 yılında da Gazze'yi kara ve denizden abluka altına almıştı.
Gazze'nin dış dünyayla bağlantısını sağlayan sınır kapıları
Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı bölgeye ticari ürünlerin geçtiği tek noktaydı ancak İsrail'in belli kısıtlamalarına maruz kalıyordu. İsrail yönetimi özellikle, Yahudilerin kutsal günü kabul edilen cuma ve cumartesi günleri Filistinlileri bir takım sebeplerden ötürü cezalandırmak amacıyla sınır kapısını kapalı tutuyor.
Erez olarak da bilinen Beyt Hanun Sınır Kapısı ise Batı Şeria'ya geçiş için kullanılıyor. İsrail, bu sınır kapısını da kendi inisiyatifi doğrultusunda hastalar, iş adamları ve yabancı heyetlerin geçişleri sırasında açık tutuyor.
Gazze'nin dış dünyayla bağlantısını sağlayan diğer bir kapı da Refah Sınır Kapısı. Ancak 3 Temmuz 2013'te yönetimin darbeyle görevden uzaklaştırılmasının ardından kapı kısmen Gazzelilerin yüzüne kapatılarak yalnızca istisnai durumlarda açılıyordu.
Kaynak:AA
Muhabir: Moustafa Maged Haboosh, Hacer Bal
31 Ağustos 2014, Pazar