Abdurrahman Dilipak
FETÖ’cü polisler, hakimler her yerde!
Hani, bir yerde de olma. Hangi taşı kaldırsan altından FETÖ çıkıyor. “Münevver Karabulut cinayetinde FETÖ izleri!”ne rastlandı..
Muhsin Yazıcıoğlu’nda varlar, Hrant Dink’de varlar, KCK’da varlar, Ergenekon’da, Balyoz’da her yerde varlar.. Esad Coşan hocaefendinin başına gelenleri de araştırmak gerek. Gülen’in kapısını çalanlar onun da kapısını çalmıştı. O yüz vermedi. Hatta onlara karşı çıktı. Fenerbahçe ile senin ne işin var hoca! Gezi’de onlar var..
Araştırılsa Sivas’ta da belki parmak izine rastlanır..
Kozmik Oda da onların işi idi biliyorsunuz. MİT operasyonunda da onlar vardı. Son Büyükelçi suikastının altından da onlar çıktı. Rus uçağının düşürülmesi de onların işi idi.
Şimdi tek tek iddianameler tamamlanıp davalar açılmaya başladı. Bundan sonra yeni elde edilecek bilgi ve belgeler ışığında daha ne gibi gizli kalan bilgiler ortaya çıkacak göreceğiz.. Eee, ne demişler, bu dünya böyledir. Etme bulma dünyası bu dünya. Eden bulur. Hele Trump koltuğa otursun göreceğiz daha neler olacak. Bu iş daha çook kişinin başını ağrıtacak göreceksiniz..
Darbe, suikast, isyan, terör, maliye, sigorta, yerel yönetim, kara para, finansal tetikçilik, hazineyi yağmalamak, her çapanoğlunun yanında aynı yüz var.
Diyalog, hoşgörü, bunlar işin kandırmacası..
“Hocaefendiye” tek istihbarat örgütü de yetmiyor. MİT, emniyet istihbarat, askeri istihbarat şöyle dursun, CIA, MOSSAD, MI6, Tapınakçılar, başkaları da var..
Hani derler ya “Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu” deyin gerisini izaha gerek yok.. Hoca efendi MOSSAD ajanı çıktı!
Millete hep ahiretten bahseden bir adamın zaten bu kadar dünyevileşmesi pek hayra alamet değildi..
Bu adamdaki ihtiras, hizmet ettiği örgütlerin de başını yakacak.. Bu içine sızdığı örgütleri de kendine benzetmiştir.. Daha bunun kokusu çıkmadı. Ama çıkacak! Adam kafaya koymuş dünya derin devletine sızacak.. Masonların “tek bir dünya dini” hayalinin arkasındaki Kâinat imamı, seküler senyör kendisi olacak! Mehdilik-Mesihlikten öte bir rol biçiyor kendine. Zaten Mehdiliği “The Cemaat”e bıraktı. Kendi Mesih’in ruhunu bedeninde taşıyan “Ruhul Kudüs” rolünde! İddiası doğrudan İlahlık ve Rablik.. Hem Mehdi, hem Mesih hem de Papanın temsil ettiği misyonu da üstleniyor.. Yani Tanrı onun bedeninde mücessem hale geliyor.. “Zıllullah” makamı gibi bir şey bu.. Yani haşa Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, kılıcı, terazisi.
Geçen gün basında küçük bir haber vardı: “Münevver Karabulut’un öldürülmesiyle ilgili olarak katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun evinde cinayet günü bulunan bir miktar parayı (700 bin Euro) tutanaklara geçirmedikleri ve güvenlik kamerası görüntülerini yeterince incelemedikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 6 polis memuru ile görüntüleri sildikleri öne sürülen 3 site görevlisinin yargılandığı dava hazırlanamayan bilirkişi raporu yüzünden kitlendi” diye bir haber.. Hâlâ poliste, savcılıklarda, yargıda hukuk alınıp-satılan bir meta!
Şikâyetçi Karabulut Ailesi’nin avukatı Rezan Epözdemir, “8 yıldır hukuki mücadele veriyoruz. Dosyaya adeta vebalı muamelesi yapılıyor. TÜBİTAK, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı ve Adli Tıp Kurumu dahil olmak üzere her yerden olumsuz cevaplar geldi. Çeşitli bahanelerle yargılamaya konu olan görüntülerin ve kayıtların raporunu hazırlamaktan imtina ediyorlar. Artık isyan ediyoruz” diyor.
Önce adalet arınmalı.. Suçsuz biri ceza almamalı. Ya da kişi suçu nisbetinde ceza almalı. Suç işlemişse pazarlıkla yargının elinden bırakılmamalı.. Din, ahlak ve hukuk adaletin yurdudur. Din ölüm sonrasını da kapsar, en geniş halkadır. Ahlak dine açılan bir kapı olsa da aslında insanın aklı ve yüreğinde yer tutar. Hukuk, meşruiyet alanını yasalarla korur.. Bu alanın da dışında hayat yoktur..
Bakın! Bir kavme, topluluğa olan düşmanlığımız ya da öfkemiz, bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemeli. Suç ve ceza dengeli olmalı. Suçsuzlar suçlu ilan edilmemeli. Suçluların da hakları var. Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder..
Suçluyu affedecekseniz bile önce suçu ve cezası belli olmalı..
FETÖ’cüler bugün kraldan fazla kralcı gözüküyorlar. Hatta eskiden beraber oldukları, bugün kendilerinden ayrılanları ihbar ediyorlar.. Kendilerinden ayrılanları FETÖ’cü diye cezalandırmaya çalışıyorlar..
Yargıyı, adaleti istismar edenler, diğer suçlulardan daha hızlı ve daha şiddetli cezalandırılmalıdır.. Çünkü bunlar müfsit bir topluluktur.
Adalete suikast sadece FETÖ’cülerden gelmiyor. Onlar kimse, bulunup cezalandırılmalı. Adalet sistemi bu hainlerden temizlenmelidir.. Para ile adalet satılmaz.. Hukuk “pahalı bir meta”ya döndürülemez.. Bakın, adalet satılarak elde edilen nema kendine sahip olanları iki cihanda da rezil eder..
Kimse yargıdan adam kaçırmaya da çalışmamalı.
Paralelin işadamlarının yargıyı istismar ederek nasıl vurgunlar, soygunlar yaptıkları şimdi bir bir ortaya çıkıyor.. Bu servete sadece himmet yolu ile ulaşmamışlar. Devleti de soymuşlar, milleti de.. Himmet verenler rutine bağlanmış. Sadece Türkiye’yi değil dünyayı soymuşlar. Sadece ABD’yi değil, Afrikalıları da soymuşlar. Soyguncularla işbirliği yapmışlar..
Dün Cizvit papazları kim için ne yapıyorsa bugün bunlar, onlar için aynı şeyi yapmışlar..
Göreceksiniz, gelecek günler geçen günleri aratacak bunlar için.. Gülen kaçacak yer de bulamayacak.. Kendisi himmete muhtaç bir dede durumuna düşecek olan Gülen’in peşinden gidenlere himmet etmesi de artık bir hayal.. Onlar da acı gerçeği görecekler ama, pişmanlık için iş işten geçmiş olacak..
Selam ve dua ile..