Abdurrahman Dilipak
FETÖ ve VIP
FETÖ ne zaman çökertilmiş olur biliyor musunuz, Türkiye’yi yönetecek ilk 100 kişi ve kategorideki isimler deşifre edilip tutuklandıktan sonra.
Darbe başarılı olsaydı, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı kimlerden oluşacaktı..
Parti liderleri de değişecekti ya da yeni partiler kurulacaktı. Kimdi o partilerin başına geçirilecek isimler?..
Bakanlar Kurulu kimlerden oluşacaktı? Müsteşarlar, daire başkanları kim olacaktı?
Kuvvet komutanları, Jandarma Komutanı kim olacaktı. Ordu komutanlıklarına kimler getirilecekti?. Genelkurmay Başkanı kim olacaktı?. Yüksek Askeri Şura üyeleri kimlerden oluşacaktı?.
Kimler vali, kimler belediye başkanı olacaktı?.
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Sayıştay, Danıştay, YSK’nın başına kimler atanacaktı?. HSYK, Daire Başkanlıkları, Cumhuriyet Başsavcıları, Yargıtay Başsavcısı kim olacaktı mesela?.
Merkez Bankası Başkanı kim olacaktı acaba?. Büyükelçiler kimler olacaktı?.. Hangi ülkeye kimi göndereceklerdi, ülke imamlarını mı?
MİT Başkanı, MGK Genel Sekreteri, Emniyet Genel Müdürü kim olacaktı?.
TRT, kanalların müdürleri, AA, BYEGM Genel Müdürleri kimler olacaktı?.
TURKSAT, TİB, Türk Telekom, BTK’nın başına kimler gelecekti?.
TOBB, meslek odaları, vakıf, dernek, sendika, oda, birliklerin başına kimler gelecekti?.
Peki Diyanet İşleri Başkanı kim olacaktı?.
Üniversitelerin başına kimler atanacaktı?.
Bunların çalışmamış olmaları düşünülemez. Bunlar kendilerini biliyorlar.. Görevini koruyacak olanlar kimler, görevden alınacaklar kimler, yerine getirilecekler kimlerdi?
Öyle ki, muhtarlıklara kadar hazırlanmışlardı. Mahalle imamları muhtar olacaktı.. İlçe, il, bölge, kurum imamları gidip görevi devralacaklardı. Sıkıyönetim komutanları da hazırdı..
Bu kadar büyük bir hazırlık yapılıyorsa, bu isimlerin sızmaması mümkün değil..
Peki bu isimler kimlerden oluşuyor?.
Mesela hangi vakıflara, derneklere, sendikalara, şirketlere el konulacaktı?.
Hangi ülkelerin diplomatları, askerleri, ajanları bu işin içindeydi.. Darbe ile ilişkili olarak kimler Türkiye’de bulunuyordu ve daha sonra nereye gittiler.. Bunların burada temas kurduğu gazeteci, STK, siyasetçi, iş adamı, bürokratlar kimler? Bunları da ortaya çıkartmak gerekiyor.. Hedeflerinde kimler vardı, ajandalarında ne vardı?..
Daha bu bilgilere ulaşılamadı.. Polisler, savcılar herhalde bu konuları da soruşturacaktır.
Bu listeyi daha da uzatmak mümkün..
Mesela yerini koruması düşünülen isimler kimlerdi partilerde, bürokraside, yerel yönetimlerde.. Bunun en kısa zamanda tesbit edilip gereğinin yapılması gerek.
Bana kalırsa işin idari, hukuki ve yasama boyutu ayrı ayrı özelliklere sahip. Mesela bu darbenin arkasında CIA - Rand Corp. - Fuller’in olduğu iddiaları var. Meclis bu iddiaları ABD’ye ve diğer ilgili ülkelere giderek soruşturmalı. Vatikan, İsrail, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya da adı geçen ülkeler arasında.. Stratfor’un adı geçiyor mesela. Fuller’in yardımcısının darbe girişimi hemen öncesinde İstanbul’a geldiği söyleniyor.. Bu iddiaların soruşturulması gerek. İncirlik Üssü’nün adı geçiyor, İzmir’deki Çiğli Üssü’nün adı geçiyor. Yani NATO da şaibe altında..
Meclis diğer ülke parlamentolarına, hükümet diğer ülke hükümetlerine..
Partiler partilere, basın basına, iş adamları iş adamlarına, STK’lar, vakıflar, dernekler, odalar, sendikalar, birlikler, meslek örgütleri, üniversiteler, diğer ülkelerdeki muadillerine Türkiye’de neler olup bittiğini anlatması gerek. Vatandaş sanal medya üzerinden sesini dünyaya duyurmak için sorumluluk üslenmeli. Paralel çete, 15 Temmuz’da Erdoğan’ın kendi diktatörlüğünü garanti altına almak için darbe bahanesi ile böyle bir yalan uydurarak kendine karşı çıkan onbinlerce insanı öldürdüğünü, yüzbinlerce insanı hapse attığı yalanını yaymaya çalışıyor dünyaya.. Erdoğan, Gülen’in eski talebesi imiş, onu oraya kendileri getirmişler ama Erdoğan daha sonra hocasına ihanet etmiş. Bütün dünyada örgütlenmiş bir İslam rönesansını başarısızlığa uğratmak için yabancılarla anlaşmış! Kapı kapı dünyaya bunu anlatıyorlar. Bir takım adamlar da buna inanıyor. Gevşeme yok. Sonuna kadar gitmek gerek. Yanlışlar oldu, oluyor, olacak, ama bir yandan da düzeltiliyor. Sabırlı olalım. Bu işi sulandırmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Suçsuz insanları suçlu gibi gösteren hainleri ortaya çıkartıp alemi ibret şekilde cezalandıralım.. Yanlışlıkla görevden alınmış gibi, kripto kişileri tekrar devlet kadrosuna almaya çalışanları da takibe alalım..
Bu adamlar, önce iktidar aleyhine uydurdukları yalanlara kendileri inanıyorlar.. Bu yalan ve iftira için en son haccı mekan tutmuşlardı.. Ama yalanları dönüp kendilerini vuracaktır inşallah..
Gitmiş ABD’nin, CIA’nın himayesine sığınan adam bunu örgütlüyor.. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Yalanla nereye kadar gidebilirlerse..
Darbe olsaydı görevde kalacak olanlar, şimdi tutuklanan FETÖ’cüleri kurtarmak için çabalıyor.. Hayat devam ediyor. İmtihan oluyoruz. Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler.. Selam ve dua ile..
NOT: Geçen günkü yazımda şöyle bir cümle vardı: “5 düzineye yakın kendine ‘cemaat’ diyen topluluk var.. Tabii çoğu kendi dışındakini reddediyor. Bir düzine nurcu var. Allah’a, Resule, Kitaba, kendi yorumuna çağırıyor insanları. Vahdetin adresi olarak kendini gösteriyor. Cemaat milliyetçiliği yapıyorlar. Her şey onlar için, onlara göre, onlar tarafından. Kendileri dışındaki herkes batıl yolda.” Bu cümle ile ilgili olarak bir kardeşim haklı olarak beni uyardı. Sanki sadece Risale-i Nur talebelerine yönelik kasıt var gibi bir yoruma açık bir cümle bu. Oysa ben eleştiri konusu olan tavrı genel ve yaygın bir hastalık olarak, hepimiz için bir nefs muhasebesi (özeleştiri) babında düşünmüş iken, yanlış anlaşılacak bir şekilde ifade etmişim. Düzeltir, özür dilerim.. Biz Müslümanlardanız Elhamdülillah ve Müslümanlar kardeştir.