DÜNYA
'Erdoğan'a güvendim, Kürtlerin hayranıyım'
The New York Times muhabirleri Trump ile yaptığı söyleşide Türkiye'deki darbe girişimi, IŞİD'le ilgili önemli sorular yöneltti...
BD'deki başkanlık seçimlerinde en güçlü adaylardan olarak gösterilen Trump, The New York Times muhabirleriyle yaptığı görüşmede, Türkiye'deki darbe girişimiyle ilgili Erdoğan'ı övdü. Trump, "Yaşananın darbe değildi, başarılı olmadı, girişim olarak kaldı, ve bu durumu tersine çevireceğine dair kendisine epey güvendim" dedi. Suriyeli Kürtler için de "Kürtlerin hayranıyım, anlarsın" ifadesini kullandı.
ODATV.com'un aktardığı bilgide; The New York Times muhabirleri ABD'nin başkanlık yarışının etkili isimlerinden Trump ile bir görüşme gerçekleştirdi. Pek çok mesele hakkında kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Trump, geçtiğimiz hafta yaşanan darbe girişimi, Erdoğan ve Kürtler hakkında oldukça ilginç açıklamalarda bulundu.
İşte o görüşmeden bazı satırlar...
HABERMAN: Geçtiğimiz hafta Türkiye'de yaşanan darbe girişimini yakından izleyebildiniz mi? Bu girişimin nasıl bastırıldığına dair fikriniz var mı?
TRUMP: Yaşananın darbe değildi, başarılı olmadı, girişim olarak kaldı, ve bu durumu tersine çevireceğine dair kendisine epey güvendim.
SANGER: Erdoğan'dan mı bahsediyoruz?
TRUMP: Evet, bazı insanlar darbe girişiminin bir kurgu olduğunu söylediler. Haberiniz var mı?
SANGER: Evet, biz de duyduk.
TRUMP: Açıkçası hiç sanmıyorum, fakat Erdoğan'a bu girişimi tersine çevireceğinden emindim. Bildiğiniz gibi, daha başladığı anda bitmiş gibi görünüyordu. Sonra aniden, şaşırtıcı olan aniden kazanan halk oldu. Sokaklara çıktılar, askerler durumun Tiananmen Meydanı'nda yaşananlara benzemesini istemediler, bunun yerine sona erdirmeyi tercih ettiler, ve böylece bitmiş oldu. Öyle değil mi? Konuştuklarında ise, insanları vurmak istemediklerini söylediler. İnsabnlar evlerinden çıkıp gelmişlerdi, askerin yapmaya çalıştığı şeyi desteklemiyorlardı. Mevcut hükümetin açısından bakacak olursak eğer bu oldukça etkileyici bir şeydi. Şunu söyleyebilirim: Türkiye IŞİD'e karşı çok şey yapabilir, hele ki ben de destek verecek olursam, IŞİD'e karşı çok daha fazlasını yapabilirler.
SANGER: Erdoğan 50.000'e yakın insanı tutuklattı ya da açığa aldı, binlerce öğretmen açığa alındı, pek çok sayıda asker ya da polisi tutuklattı, pek çok yargıç görevinden alındı. Bu sizi endişelendiriyor mu? Böylesine güçlü bir adam ve şimdiye kadar güçlü bir müttefik olmuş birisiyle aranız iyi olabilir mi, ya da insan haklarına Erdoğan'dan daha fazla değer veren birisini mi tercih ederdiniz? Kendisinin hukukun üstünlüğüne inanması ve uygun davranması için baskı yapar mıydınız?
TRUMP: Şimdi düşünüyorum ki konu insan hakları olduğunda bizim ülkemizin de pek çok sorunu var, ne yapmamız gerektiğini bilmediğimiz ve belirgin bir çizgi tutturamadığımız bir konuda başkalarını eleştirip işlerine karışmayı doğru bulmuyorum. Konu Baltimore ya da Ferguson'da olduğu gibi sokak hareketleri çıktığında polisin insanları vurmasıysa bizim zaten bu konuda devasa bir sorunumuz var. Bu ülke her ne zaman bir şeyler olsa – sorunumuz olan başka şeyler karşımıza çıkıyor, bizim öncelikle bu problemlerle odaklanmamız daha doğru olur diye düşünüyorum. Tüm dünya ABD'nin bu konuda ne kadar kötü olduğunu görürken, bizim çıkıp insan hakları dersi vermemizin iyi bir kılavuzluk örneği olmayacağını düşünüyorum.
SANGER: Anladığım kadarıyla siz, Bush'un yaptığı gibi sağa sola demokrasi ve özgürlük götürme gayretinin sizin dış politikanız olarak benimsemeyeceğinizi söylüyorsunuz. Buna ek olarak 'Dostlara ihtiyacımız var, başkalarının içişlerine karışmayacağız'' diyorsunuz.
TRUMP: Dostlara ihtiyacımız var.
SANGER: İçişlerine karışma konusu?
TRUMP: Bu konuda ders vermeye ne hakkımız var bilemiyorum. Ben sadece kendi ülkemizde neler oluyor ona bakarım. Polisimiz soğuk kanlılıkla insanları öldürürken ben nasıl bir başkasına akıl verebilirim. Kendi ülkemizde ayaklanmalar ve korkunç olaylar yaşanabilirken bir başkasına bu konuda nasıl akıl verebiliriz. Şu anda kendi ülkemizde zaten pek çok sıkıntı yaşarken bunu yapabileceğimizi düşünmüyorum, belki bir gün bu konuda daha agresif olabileceğimiz bir zaman gelir, o zaman daha agresif olmak çok daha hoş olacaktır. Şu anda bunu yapabilecek durumda değiliz. Önce kendi karışıklıklarımızı çözmeliyiz.
SANGER: IŞİD konusunda büyük yardımları olabileceğiniz söylediniz. Eminim bunu yapabilirler. Fakat buradaki asıl mesele bizim Kürtleri destekliyor oluşumuz bu konuda oldukça etkili bir unsur.
TRUMP: Kürtlerin hayranıyım, anlarsın.
SANGER: Fakat Erdoğan değil. Bu konuda nasıl anlaşacağınızı söyleyebilir misiniz?
TRUMP: Peki, bu konuyu kendisiyle birlikte ele alabilmemiz en iyisi olur. Böyle bir olasılık var. Fakat Kürt güçlerinin hayranıyım. Aynı zamanda, potansiyelimiz olduğunu düşünüyorum – Türkiye ile başarılı ilişkiler kurma potansiyelimiz olabilir. Ve eğer birlikte bir şeyler yapabilirsek harika olur.
SANGER: Bunu gerçekleştirmek için diplomatik planınız var mı?
TRUMP: Görüşmeler, bunun için imkanım olursa, yani kazanırsam demek istiyorum, karşılıklı görüşmeler gerçekleştireceğiz, hem de bunu hiç geciktirmeden yapacağız.
HABERMAN: Şunu demek istemiştim, bu süreci ne zaman başlatırsınız?
TRUMP: Hiç geciktirmeden. Doğal olanın da bu olduğunu düşünüyorum. Bana göre biz aynı düşmanlar ile savaşan iki dostuz. Eğer bunu karşılıklı masaya yatırabilme şansımız olursa, düşünceme göre meseleyi çözmemiz mümkün olabilir.