EKONOMİ
Erdoğan: "Döviz baskısından piyasaları kurtaralım"
Cumhurbaşkanı Erdoğan 7. Boğaziçi Zirvesi'nde önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan; "Döviz baskısından piyasaları kurtaralım. Yerli para birimleriyle borçlanmanın yollarını arayalım. Dövizle borçlanmayı bırakalım" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Küresel Gelecek: İnsan Odaklı, Akıllı Ekonomi Temalı 7. Boğaziçi Zirvesi'nde ekonomideki son gelişmeleri değerlendirdi. İş adamlarına . "Altını piyasaya sokalım. Döviz ile borçlanmayı bırakalım" çağrısında bulanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekirse konuya ilişkin geçici bir düzenleme yapılabileceğinin sinyalini vererek " Döviz baskısından piyasaları kurtarmamız lazım. Bu süreci dayanışma içinde atlatmalıyız. bu vatan bizim, bu topraklar bizim. " dedi.
İşte o konuşmadan satır başları
"Bölgemizin her geçen gün yeni sorunlarla karşılaştığı dönemlerde bu tür bir zirvenin önemli olduğuna inanıyorum. Gelecek deyince aklımıza gelen ilk şey ileri teknoloji oluyor. Teknolojinin dönüşüm gücü gerçekten de hayranlık vericidir. her alanda geçmişle mukayese edilemeyecek yenilikler hayatımızı kuşatmış durumda. İnternet vasıtasıyla dünyanın bir ucundan bir ucuna kütüphaneler dolusu bilgi hızlıca ulaştırılıyor. Her ne kadar herkes eşit şartlarda ulaşamasa da teknolojinin etki alanını hızla geliştirdiği bir geçektir.Teknoloji kullanımının çok daha farklı bir zemin oluşturduğunu görüyoruz.
GERİ DÖNÜLEMEZ BİR YOLA GİRDİK
Gelişmiş ülkelerde zengin ve fakirlerin arasındaki farkın açılmasında üretimde robotların kullanılmasının büyük bir önem var. Bunlara bakarak artık geri dönülemez bir yola girdiğimizi söyleyebiliriz. refahı artırmak ve yoksulluğu azaltmak kendiliğinden sağlanacak bir gelişme değil. Dünya adaletsizliğin açtığı sancılarla giderek daha çok yüzleşmek durumunda kalıyor. Bugün gelişmiş ülkelerde yeni hayata atılan bir çok gencin düşük bir refah seviyesine razı olmak zorunda kaldığı belirtiliyor.
BATI MÜLTECİLERİ TEHDİT OLARAK GÖRÜYOR
Batı ülkelerinin tehdit olarak gördüğü göçmenlere, burası çok önemli, bizde 3 milyon mülteci var. Biz bunları tehdit olarak görmüyoruz ama batı öyle görüyor. Türkiye bu haksızlığa en yaygın şekilde muhattap olan ülkedir. Batı'daki yabancı düşmanlığı ne nefret söylemi liderleri de esir almıştır.Refahı artırırken yoksullukla mücadele etmeyen demokrasiler ayakta kalamaz. 2001'den beri sadece Almanya'da cami ve Müslümanlara yönelik 416 saldırı gerçekleşmiştir. Bu nefret saldırıları artarak sürecektir. Bugün göçmenlere karşı yürütülen kampanyaların robotlara karşı yapılması kimseyi şaşırtmasın. Yoksulluğu azaltan gelişmelerin önünü açmadan demokrasiler ayakta kalamaz.
KÜRESEL BÜYÜMENİN YOLU İNSANDAN GEÇER
Ekonominin doğası talep üzerine kuruludur. talebi ne robotlar ne de finansal araçlar üretir. Sürdürülebilir büyümenin yolu insandan geçer. Teknoloji vasıfsız işçilerin işini elinden alıyor. Bu yüzden insanların eğitimleri ön plana çıkıyor.Eğitim yeni küresel sistemde de en önemli araçtır. Serbest ticaret anlaşmaları elbette önemlidir. İşini kaybeden insanları eğitmeden kapıları açmak zor sıkıntıları beraberinde getirir. Teknoloji giderek ele geçireceği için yeni yetenekler kazandırmanın yolları aranmalıdır.
KÜRESEL GIDALARIN 3'TE 1'İ ÇÖPE GİDİYOR
Üzerinde durmamız gereken bir diğer önemli husus verimliliktir. Biz insanlar olarak verim mi israf ekonomisi üzerinde mi duracağız. Bir ailede 2-3 tane araba var. Bunun adı israf ekonomisidir. Verim ekonomisinde devreye yatırımlar ve istihdam girecek. O toplumda sonrasında ise rekabet başlayacaktır. 2014'te BM'nin yaptığı tahmine göre küresel gıda ihtiyacı yüzde 60 fazla olacaktır. Topraktan daha fazla ürün elde edeceğimiz anlamına geliyor. Küresel gıdaların 3'te biri atığa dönüşüyor. Gıda israfı neredeyse Sahraaltı'nın yıllık üretimine denktir. İnsan odaklı ekonomi temellerinden birinin de verim ekonomisi, tutumluluk ekonomisi olduğu anlamına geliyor.
ÖZGÜNLÜĞÜMÜZÜ VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ KORUMALIYIZ
Yakın gelecekte insan hayatını etkileyecek etkenlerden biri de şehirleşme olacaktır. Ülkemizde şehirlerde yaşan insan oranı yüzde 8'i buldu. Felsefemiz insanı yaşat ki devlet yaşasın. felsefemiz de insan odaklı olmalı. Gelişmiş ülkelerin şuan yaşadığı sorunlra maruz kalmamak için özgünlüğümüzü ve özgürlüğümüzü korumalıyız.
GEÇİCİ BİR DÜZENLEME YAPILABİLİR
Gelin hep beraber altını devreye sokalım. Döviz baskısından piyasaları kurtarmamız lazım. AVM'lerde iş yeri sahipleri hep dövizi tercih ediyor. Burada gerekirse geçici bir düzenleme yapılır. Yerli para devreye sokulur. Bu süreci dayanışma içinde atlatmalıyız. bu vatan bizim, bu topraklar bizim.
AB'YE SERT ÇIKTI: BULUNMAZ HİNT KUMAŞI MISIN
53 yıldır bu milleti kapısında bekleten bir AB var. Sen bulunmaz hint kumaşı değilsin. Biz 53 yıldır devam ediyoruz sizsiz. Bir çok ülkeye böyle baskı yaptınız, ne yaptınız bitirebildiniz mi? Türkiye'yi de bitiremezsiniz. Gerekirse 2 katı, 3 katı çalışırız ama asla boyun eğmeyiz.Bize ideolojik dayatmalarla boyun eğdirmeye çalışanlar kusura bakmasın, Türkiye o ülkelerden biri değil. Siz 200-300 kişiden korkarken Türkiye 3 milyon mülteciye kendi parasıyla bakıyor. Türkiye'nin AB tarafından bu şekilde tahkir edilmesi bizi üzmüştür. Şuan AB defterini henüz kapatmış değiliz. Ama karşımızdaki fotoğraf olumlu yaklaşmamıza izin vermiyor. Türkiye'nin karşısında bir çok alternatif var. Biz yolumuza devam ederiz. Biz bu alternatiflerle görüşmelerimize devam ediyoruz.
BU İŞ BÖYLE YÜRÜMEZ
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanımız bir şey ifade etti. Onlara da hala aynı. Avrupa Birliği diyor ki Kıbrıs'ı ver bize karışma, oldu şehit kanı var orada. Utanmadan sıkılmadan tek bayrakla geliyorlar. Orada iki ayrı devlet olduğunu öğrenecekler. Sen Güney Kıbrıs'sın Kuzey'de Türk Cumhuriyeti var. Bunu göreceksin. Bu yılın sonuna kadar bir yere varılması lazım. Bu topraklar bize ait olacak, işler öyle yürümez. Aç tavuk kendini buğday ambarında sanırmış bunların yaptığı bu.
Bu platformu hayata geçirmek için tek ihtiyacımız olan yaklaşık 60 devletin birliğini önemsiyorum. Ortak ticaret dili gibi standartlaştırmalarla mevcut düzen kurmak mümkündür. Çerçevesini çizdiğim bu ticari platform daha büyük bir birliği teşkil edebilir. Boğaziçi Zirvesi'nde bu tür konuların da tartışılacağına inanıyorum. Küresel mütabakat metninin ilk aşamasının yapılmasını temenni ediyorum. Yerli parayla ithalat ihracat mevzusunun da unutulmaması gerektiğini tekrar devreye sokuyorum."