Abdurrahman Dilipak
Durdurun dünyayı inecek var!
Avrupalılar, Amerikalılar işi gücü bırakmış, kehanet kitapları okuyorlar.
Şu günlerde en çok satan kitaplar fal ve kehanet kitapları.
Herkes şunu merak ediyor: Dünya nereye gidiyor.
Kimse kendini ve ne yapması gerektiğini sorgulamıyor. Ve herkes bir kurtarıcı bekliyor. Şuuraltında ise işlerin daha da kötü gitmesi korkusu var.
Açlık, savaş ve terör korkusu batılıların iliklerine kadar işlemiş.
Daha zengin olacak halleri yok, ama korkuyorlar. Zengin dedim de, ABD’de durum pek iç açıcı değil. Tamam dünyanın en zengin ülkesi. Ama aynı zamanda dünyanın en borçlu ülkesi.. En önemli ihraç malı o yeşil kağıt. ABD’de her 6 kişiden biri yoksul. Yaklaşık 50 milyon kişi ediyor bu. 18 yaş altı bu sayıya yakın genç beslenme açlığı çekiyor. Bunların çoğu zenci. 11 eyalette 5 yaş altı çocukların %20’si yoksul. Evsizlerin sayısı her geçen gün artıyor..
AB’de de durum hiç iç açıcı değil.
ABD de, AB de çöküyor. Hem iktisaden çöküyor, hem siyaseten, hem de kültürel, toplumsal olarak. Her anlamda bir çöküş bu..
Önce bir kehanet: Beyaz at kehaneti!1843 yılında, Mormon dininin kurucusu Joseph Smith’e ait bir kehanet. Bu kehanete göre, Amerika’da daha önce hiç görülmemiş büyüklükte korkunç bir felaket yaşanacak. Bu felaket bir devrim şeklinde gelecek. Ve ABD parçalanacak. Hükümet kontrolü kaybedecek. Aklınıza gelen bütün kötülükler, felaketler, ardı arkasına sağanak gibi gelecek. Herkes öteki ile savaşacak. Cinayetler, yağmalar, tecavüz, bendini yıkan bir baraj gibi, tufan gibi her yeri kaplayacak.
Kahinlerin kehanetleri batılıların canını sıkıyor. Tabii afetler, savaşlar, terör, kıtlık, ekonomik ve sosyal krizden başka bir şey söylemiyor bunların çoğu.. Seçim sonuçları, ekonomik ve siyasi beklentiler de bu tahminleri doğrular mahiyette.
İngiltere’deki Bretix’den sonra, Amerikan seçimleri, ardından Türkiye ile ilişkilerin dondurulması, Avusturya, İtalya’daki oylamalar, hemen sonrası Fransa’da Başbakanın istifası. Hollanda seçimlerine ilişkin kamuoyu araştırmalarının sonuçları, hiçbiri güzel bir gelecek vaad etmiyor..
Herkes “AB dağılıyor mu?” diye soruyor. “Tarihin sonu” derken AB bir anda kendini “Yolun sonu”nda buldu.. AB ve ABD kendini “Medeniyetlerarası savaş”ın eşiğinde buldu. Korktukları başlarına geldi yani. Kaçtıklarını zannettikleri şeye doğru koşuyorlarmış meğer!
İşe bakar mısınız, Türkiye’de dolar ve euro yükselmeye devam ediyor. “Hasta Adamlar Ülkesi”nin parası bizde prim yapıyor, ilginç değil mi?
Biliyorum, AB ekonomisi dünyanın 2. büyük ekonomisi. 2016’da, G20’de yer alan ülkelerden 5’i, yani dörtte biri AB üyesi. Bunlar sırası ile “ABD, Çin, Japonya, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, Brezilya; İtalya, Hindistan, Rusya Federasyonu, Kanada, Avustralya, Güney Kore, İspanya, Meksika, Endonezya, Hollanda, Türkiye, S.Arabistan ve İsveç.” Türkiye, dünya ekonomisindeki büyüklük sıralamasında 18. sırada.
Fransa Başbakanı Sosyalist Parti üyesi Manuel Valls, ülkesinin gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için aday olduğunu açıkladı ve ardından Başbakanlıktan istifa etti. Adaylığı ocak ayı sonuna kadar kesinleşecek.
Valls, ilk açıklamasında, “Rusya’nın Vladimir Putin’ine, ABD’nin Donald Trump’ına, Türkiye’nin Recep Tayyip Erdoğan’ına ve Çin’in Şi Cinping’ine karşı, değerlerine sıkı sıkıya bağlı, bağımsız bir Fransa istiyorum” dedi. İlginç değil mi?
Ama Valls’ın adaylığı “dostlar alışverişte görsün” kabilinden bir adaylık. Fransa’da merkez sağdaki Cumhuriyetçiler Partisi 2 hafta önce yapılan seçimde cumhurbaşkanı adayı olarak eski Başbakanlardan François Fillon’u belirlemişti. Fransa’da 2 turlu cumhurbaşkanlığı seçimi 23 Nisan ve 7 Mayıs 2017 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Yani marttaki Hollanda seçimlerinin ardından Fransa’da seçmen sandık başına gidecek. Hollanda da seçimleri ırkçıların kazanması Fransa’yı da etkileyecek ve Le Pentaraftarları için Hollanda seçimleri psikolojik açıdan doping etkisi yapacak!
Seçimin en güçlü adayları arasında iki aday öne çıkıyor. Merkez sağın adayı Fillon ve aşırı sağ Ulusal Cephe Partisinin lideri Marine Le Pen öne çıkan adaylar arasında Valls’in Erdoğan, Trump, Putin ve Şi’den önce Fillonve Le Pen ile kozlarını paylaşması gerek. Ama zaten Valls’a kamuoyu yoklamalarında fazla bir şans tanınmıyor.
Garp cephesinde durum bu. Bu sonuçlar, Gülen ve onun peşinden gidenler için umud vaad etmiyor.. Batı entelijansiyası “kendisi himmete muhtaç bir dede, neredeki gayrıya himmet ede” pozisyonunda.. Gülen’le kimsenin uğraşacak vakti yok.. Gülen’in Türkiye’ye karşı senaryoları açısından da konjonktür hiç uygun gözükmüyor. Hatta planların geri tepmesi çok muhtemel..
Bu sene yılbaşı ABD’de ve batıda coşkulu bir şekilde kutlanmayacak.. Daha çok Noel kutlamaları şeklinde olacak, özellikle dindar Hristiyanlar dua için kiliselere koşacaklar. Mesih’in bir an evvel gelmesi için yalvaracaklar, kimileri de Tanrıyı kıyamete zorlamak için yeni komplolar üretecek ve kehanetlerde bulunacak..
AB ve ABD’de yılbaşında terör saldırıları bekleniyor.. 20 Ocak’ta Trumpgelecek ama, herhalde yeni yılda Türkiye’de basın ABD’den gelecek Gülenhaberine odaklanacak..
Görelim Mevlam neyler. Selâm ve dua ile..