DÜNYA
Dilipak'tan müthiş analiz!
-
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak, Paris Saldırısı ve sonrasındaki gelişmeleri, dimağlara ışık tutacak duruluk ve netlikte analiz etti. İşte Dilipak'ın yazısı:
Tamam anlaşıldı!
Hay Allah, işe bakar mısınız, Charlie Hebdo skandalı ile başlayan süreç bir terör eylemi ile sonuçlanmıştı. İşte o terör eylemini soruşturmak üzere görevlendirilen başkomiser daha görevine başladığı ilk gün intihar etti.
Ben olayın yaşandığı ilk gün, olay sürerken A Haber’in geceyarısı haberlerinde “eğer saldırganlar ölü geçirilecek olursa bunun bir komplo olabileceği yönündeki kaygılar ciddiyet kazanacak” demiştim..
Hollandalı bir stüdyo yöneticisi ilk gün Fransız tv’lerinden aldığı görüntüleri analiz etmiş ve bu görüntülerin aceleye getirilmiş bir kurgu olduğunu açıklamıştı. 20’ye yakın saçmalık vardı kurguda.. Değişen toplantı günü ve olağanüstü bir aktılım. Kapı kilitli, kapıda polis yok. İçeri girmeyen teröristler kapıda bekliyor. Kızını kreşe bırakan bir çizer geç geliyor. Teröristler kapıyı ona açtırıyor. Buna benzer daha bir sürü saçmalık..
Hala o saldırganların, kızın ailesi, yakınları çıkıp konuşmuyor. İlk saldırıda 3. bir gençten söz ediliyordu. Ama “evsiz” olduğu söylenen genç, saldırı saatinde okuldaymış. Tv’de internette adının geçtiğini öğrenince gidip polise teslim oluyor.. O gencin adı nereden, nasıl gündeme geldi.
Fransız parlamentosu bu rezaleti mercek altına alıp gerçeği ortaya çıkartmak zorunda..
Hayırdır, ihbar alan, korunan derginin kapısında ve sokakta olay olurken hiç bir güvenlik görevlisi yoktu.. Ama çatıda çelik yelekli birileri vardı.
Yüzleri kapalı saldırganlar arabadan düşen spor ayakkabılarını bile geri alıyorlardı ama, her iki saldırgan da kimliklerini kaçırdıkları arabaya düşürüyorlardı.
Polis, Şam’da bir röportajın çekimi sırasında Fransız kameramanın kadrajına giren iki saldırganın görüntülerine bile ulaşabiliyordu..
Son iki bomba haber, Hayat Baumeddeine 8 Ocak’ta Paris’ten Türkiye’ye uçmuş, oradan da Suriye’ye geçmiş. Fransız istihbaratı müthiş! Hayat silahları ile birlikte Koşer marketten rehinelerin arasına karışıp kaçarken farkına varmadı ama, Paris’ten Ankara’ya, oradan Suriye’ye gittiğini hemen tespit etti. Türkiye’yi kendi ülkelerinden daha iyi biliyorlar anlaşılan..
Tabi, aslında Hayat’ın rehine krizindeki rolü, konumu ne henüz tam olarak bilinmiyor.
Ha, bu arada sokakta öldürülen polis de müslümandı, koşer markettekileri kurtaran da bir Müslümandı.
Ahmet Davutoğlu da olay sonrası Fransa’ya gitti.. Bakalım Davutoğlu’nun bu samimi girişimi, Fransa’da nasıl bir yankı bulacak!
Terörist kız başı açık bir radikal İslamcı. Dün internete düşen görüntülerde Hayat’ın bikinili resmi var, tabi sevgilisi radikal İslamcı ile birlikte.. Nasıl bir İslamcılıksa bu, uyuşturucu, tehdit, her şey var..
Fransa’nın Hayat’ın kaçış rotası ile ilgili olarak Türkiye üzerinden Suriye’yi işaret ediyor..
Yemen el Kaide’si saldırıyı üstlendi. Ama Fransa’nın okları Suriye’yi gösteriyor..
Batı medyası da Suriye’yi işaret ediyor. Alman Der Spiegel dergisi Esad’ın Zemzem projesi adı altında Kuseyr şehrinde yeraltında bir nükleer santral yapmakta olduğunu iddia ediyor..
Paralel yapının medyasının ve sözcülerinin Türkiye’yi, hükümeti bölgede terör örgütlerine destek vermekle suçlayan açıklamaları da dikkat çekici bir husus.. İçeriden birileri, İsrail ve başta Fransa olmak üzere, Avrupalı ülkelerdeki İslamofobianın senaristlerine Türkiye’yi hedef göstermeye çalışıyor..
Yani bu olayın ardından Suriye doğrudan, Türkiye dolaylı olarak suçlanacak sanki.. Bu komployu boşa çıkartmak açısından da Davutoğlu’nun Paris ziyareti ayrı bir önem taşıyor..
Suriye’de Fransa’nın iki hedefi var. 1- Esad, 2- Esad karşıtı İslami muhalefet.. 3. ayak ise Türkiye’nin bu süreçte dışlanması, devre dışı bırakılması..
Neyse ki, Fransa’da bir CHP yok, bir Kılıçdaroğlu yok. Derin devletleri, Mason locaları var. Paralel yapıları yok.. Fransa’daki paralelciler Türkiye’den gitme.. Dinleme yapanlar ve dış ülkelere gidenler için Fransa bir aktarma istasyonu olarak kullanıyor..
Aslında Fransa’nın Türkiye’ye hesap sorması değil, Paralel Yapı’ya verdiği destekten dolayı hesap vermesi gerek.. Eğer Fransa, Türkiye’yi bölgedeki terörle ilişkilendirmeye kalkarsa, sanırım o zaman kendisi de başka şeylerin hesabını vermek zorunda kalabilir.. Sadece Suriye’de değil, Afrika’da da zor bir durumla karşı karşıya kalabilir..
Bakalım bundan sonra olaylar nasıl bir rota izleyecek. Türkiye’de açılacak davalar Gülen hakkında ABD’den gelecek haber de önemli..
Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Fransa’nın bundan sonra atacağı adımlar ve olayların bundan sonraki seyri, ya da terör saldırılarının başka ülkeleri hedef seçip seçmeyeceği, herşey bundan sonraki süreci yakından etkileyecek.. Bölge ve Türkiye bundan sonra daha uzun bir süre dünyanın gündeminde ön sıralarda yer almaya devam edecek..
Görelim mevlam neyler.
Selam ve dua ile..