Abdurrahman Dilipak
Bundan sonra hiçbir şey..
Evet, bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak..
Bütün hesaplar, senaryolar, planlar sil baştan yeniden yazılacak.
BM eski BM olmayacak, NATO eski NATO olmayacak, AB eski AB olmayacak.. Yeni bir dünya kurulacak ve Türkiye o yeni dünyada hakettiği yere sahip olacak. Gelişmeler bu yönde ve ileri doğru..
15 Temmuz yeni bir milad.. O süreç bitmiş değil, hemen de bitmeyecek.. Gel-gitler devam edecek ama istikamet ve ilerleme devam edecek. Evet bazen yavaşlayabilir. Bedel ağırlaşabilir.. Ama netice öyle zannediyorum ki değişmeyecek..
15 Temmuz etkisini henüz tam olarak farkedemiyoruz. 15 Temmuz’u hazırlayanlar başarmış olsalardı, öncelikle Türkiye ile birlikte, Mısır, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Ürdün, Lübnan, Filistin, İsrail, Suudi Arabistan, Libya, Tunus, Yemen, Umman, BAE, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Kürt meselesi gibi 22 ayrı başlık altında bölgenin yeniden dizayn edilmesi için yeni bir süreç başlatılacaktı..
Geçmiş olsun.. Halk, kendi ordusunu, polisini, hükümetini, devletini kurtarırken, bu ülkelerle ilgili senaryoları da boşa çıkarttı.. PDY ile birlikteBOP da bir kez daha yenilgiye uğratıldı..
Bundan sonra Suriye senaryosu yeniden yazılacak. Esad gidecek.. PYD de, DAEŞ de, ÖSO dışındaki silahlı gruplar da bölgeden ayrılacak.. Esad ister makul bir süre içinde seçime gider milli iradeye razı olur ya da artık zulmünü bu şekilde ilanihaye sürdüremez, “benden sonrası tufan, ben yoksam kimseye huzur yok” anlayışı ile bölgeyi PYD ve DAEŞ adlı terör örgütlerine teslim edemez.. Uluslararası düzen de bu komediye daha fazla seyirci kalamaz.
15 Temmuz aslında, PDY’nin tasfiyesi için 10 yılda bile başarılması zor bir işi on’da bir zamanda bitirmeyi mümkün kılacak bir durumu mümkün hale getirdi. Örgüt ve arkasındaki güçler, onların senaryoları deşifre oldu.. Bu durumda bu hareket bundan sonra hiçbir şey olmamış gibi sürdürülemez.. Evet, örgüt hâlâ tam olarak tasfiye edilmiş değil. Hatta tasfiye sürecinde örgütün hâlâ operasyonu saptırmaya çalıştığı da bir gerçek. Buna rağmen yeniden güç sahibi olmaları artık mümkün değil. Hatta bu tür çabaları yüzünden toplumda ve iktidar çevrelerinde kendilerine yönelik öfke ve tepkiler canlı kalıyor ve daha da şiddetleniyor..
Bu global çetenin planlarına göre, başarılı olsalardı bugün Musul petrolleri KÜRAMCO’nun kontrolüne geçecekti. Yani “Kürt, Arap, Amerikan Konsorsiyumu” adı verilen, ARAMCO benzeri, temelde ABD ve İngiltere’nin söz sahibi olduğu bir ortaklık kurulacaktı..
Göreceksiniz önümüzdeki aylarda Sisi de gidecek. Sisi’nin suyu ısındı. Sisi o kadar yıprandı ki, içeride alay konusu olmaya başladı ve batının çıkarlarını koruma konusunda da artık işe yaramıyor.. Sisi gidecek. Muhtemelen asker asıllı, daha ılımlı görünen biri yönetime gelecek..
Suudi Arabistan’dan sonra Birleşik Arap Emirliği ve Kuveyt de Sisi’yi eleştirmeye, hesap sormaya başladılar.. Mısır içinde de giderek yükselen eleştiriler, şikayetler var..
Bölgede herkesin bu yeni duruma göre bir karar vermesi gerek.. Ya uluslararası sistem bölgeye müdahale edecek ve bölgeyi yeniden dizayn edecek ya da millet bu işe el atacak ve herkes kendi kararını kendi verecek. Değilse hedef ülkeler Suriye’ye dönecek.. Mevcut yöneticilerin bu durumda artık bir karar vermeleri gerek..
Yani hedefte sadece Sisi ve Esed yok, meşruiyetini milli iradeden almayan herkes hedefte.. Varlık ve meşruiyetini uluslararası düzenden alanlar bilsinler ki, o uluslararası düzen dedikleri kapitalist düzen artık işlemiyor ve çöküyor. Yakında bu ülkeler “kendisi himmete muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede” durumuna düşecek. Kendi can derdine düşecek..
15 Temmuz, Gülen’in iktidar hayalini bitirmedi. BOP’u, kapitalizmin, mevcut dünya derin devletinin hayatiyetini sürdürmek için ellerindeki tek senaryosunun da iflası anlamına geliyor..
Türkiye yakın gelecekte Suriye, Irak ve Mısır’la yakın ve sıcak, dostane ilişkiler kuracak. Zaten Türkiye bölge halkı ile hiçbir zaman, hiçbir şekilde düşman olmadı.. Bölge devletleri açısından da Türkiye bölgede güvenilecek bir dost ve kardeş ülke olarak daha çok itibar görecek..
Evet, Türkiye bölgede henüz her istediğini istediği gibi yapamayacak olsa bile, herkes şunu görecek ki, Türkiye’nin onaylamadığı hiçbir projenin hayata geçirilme şansı yok..
Bu sürecin başarılı bir şekilde yönetilebilmesi için herkesin bu süreçteki rolünü en iyi bir şekilde yerine getirmesi gerek.. Siyaset ve bürokrasi dışında, üniversitelerimiz, iş adamlarımız, STK’lar, basın, herkesin elini taşın altına koyması şart..
Türkiye bir yandan ekonomik dengeleri korumaya çalışıyor, öte yandan darbe girişimi sonrası tasfiye süreci yaşanıyor. Bir yandan sınır ötesi askeri bir operasyon sürüyor, öte yandan terörle başetmek zorundayız..
Neyse ki Allah yardım ediyor da, en az zayiatla işler başarılıyor.. Hem de bir sürü engellemelere rağmen.
Alemlerin Rabbine hamdolsun..
Selam ve dua ile..