Abdurrahman Dilipak
Bu ne perhiz ve bu ne lahana turşusu
ABD`nin yeni Avrupa Birliği Büyükelçisi olması beklenen Prof. Ted Malloch, Euro Bölgesi`nin önümüzdeki 18 ay içinde dağılabileceğini söyledi. Le Pen; Fransa Euro’dan çıkmasa bile, ülke içinde kendi parasına geri dönmesi gerektiğini söyledi..
Ama, dikkat, Euro değer kazanmaya devam ediyor.
Dolar da. Dolar karşılığı olmayan bir para.. Türkiye’de ekonomi, hem kamu maliyesi ve hem özel sektör açısından döviz manipülasyonu dışında ciddi bir sorunu yok.
Terör, savaş, darbeye rağmen dimdik ayaktayız.. Ama Dolar, TL karşısında değer kazanmaya devam ediyor..
Ha, bu arada Yunanistan FETÖ’cülerin iade talebini reddetti.. Bir sağa, bir sola baktı, ABD ve AB’den ses çıkmayınca, o da kararını verdi..
Yunanistan’dan başka bir şey mi bekliyordunuz.. Çipras da sistemin bir parçası. Belki ötekiler bunu vicdan sorunu yapmadan yapar, Çipras’ın azıcık vicdanı sızlar.. Sek iki tek rakı çektin mi o da geçer. Sirtaki bile oynatır adama.. Üstüne bir Rembetiko!
DHKP-C’nin Yunanistan’da Lavrion dışında iki kampı daha olduğu söylenir. Yunanistan’da sadece gençlik kampları, turistik kamplar, çıplaklar kampı yok. Kinesa ve Dileysi diye iki terör kampı daha var.. Militanlar Ege sahilindeki bu kamplarda silah, bomba ve suikast eğitimi alırlar. Bu yıllarca böyle. Artık FETÖ’cüler için bir kamp daha açarlar.. PKK-PYD için de açmış olmalılar..
Eskiden solcular; Filistin, Suriye, Lübnan’daki kamplarda eğitilirdi, ama daha sonra bu kamplardan özellikle de Türkiye’ye karşı olanlar Yunanistan’a taşındı..
Mesela Yunanistan; Öcalan’a, en az Suriye kadar her türlü desteği verdi. Ekonomik, siyasi ve askeri, akla gelen her alanda her türlü desteği verdiler ve bunu yaparken de yalnız değillerdi. Apo’nun Suriye’den ayrılmasından Kenya’da yakalanmasına kadar geçen süreçte Yunanistan hep devrede oldu. Her türlü sivil ve siyasi destek verildi. Yunanistan bunu yaparken ABD ve AB; İsrail, Vatikan, hatta Rus istihbarat örgütleri ile hep dirsek teması içinde oldu..
ÖCALAN ifadesinde; “...Yunanistan’ın PKK örgütüyle ilişkileri az çok Suriye’nin PKK örgütüyle ilişkilerine benzer. 1988 yılında ben Lübnan’da iken Badovas ve Nagazakis’in beni ziyaretleriyle bu ilişkiler başlamıştır. Bu ilişkilerin kurulmasında birkaç yıl sonra muhtemelen 1994 senesinde Yunanistan’da PKK örgütünün kampları açıldı. Lavrion Kampı’nda PKK’lı gençlere daha çok ideolojik eğitim veriliyordu. 0 tarihlerde Yunanistan temsilcimiz Mahir (K) Fethi DEMİR’dir. Yunanistan’da Lavrion Kampı’ndan başka bir de bomba eğitimi veren Dimitri Elen Kampımız vardır. Yunanistan’da bomba eğitimini, kamp eğitimini ve küçük grupları barındırmak hususundaki organize de bizim dost tabir ettiğimiz Yunan istihbaratının yardımı olmaktadır. (…) Yunanistan’ın bizimle işbirliği yapmasındaki amacı, bizi Türkiye’ye karşı kullanmak, Türkiye’yle çelişkilerinde koz olarak kullanmaktır.” (Kaynak: Atilla, Uğur, Abdullah Öcalan’ı Nasıl Sorguladım: İşte Gerçekler,İstanbul: Kaynak Yayınları, 2011)
1994-95 yıllarında PKK’nın Yunanistan temsilcisi Mahir K. / Fethi DEMİR de Diyarbakır DGM’deki ifadesinde aynı paralelde şeyler söylüyor.
Suriye ya da Libya yapınca kötü olan bir şey ABD, Almanya, Yunanistan ya da bir başkası yapınca nasıl meşru oluyor..
Yunanistan AB üyesi bir ülke.. Bu ayıp Yunanistan ile birlikte ABD’nin ayıbı.. Hatta FETÖ’nün iadesi konusunda sessizliğini koruyan ABD’nin ayıbı. FETÖ’cüleri koruyan, iade etmeyen herkesin ayıbı..
Batının ilk ya da tek ayıbı değil bu! Fehriye Erdal ayıbı ortada durup duruyor.. Darbeye darbe, darbeciye darbeci diyemeyenler bunlar değil mi?
“Demokrasi” bir makyaj malzemesi markası idi değil mi?
Dolar ve Euro çöküyor, ama öte yandan değer kazanmaya devam ediyor. Bakın bu da finansal terördür. Bu bir finansal tetikçiliktir.. “Ekonomi Politik” dedikleri bu. Topyekun saldırıya geçiyorlar.. Siyaset ekonomiyi ele geçirmek için bir araç aslında ya da ekonomi siyaseti ele geçirmek için bir araç.
Çipras, Erdoğan’ın yüzüne nasıl bakacak..
Fransız Anayasa Mahkemesi, Ermeni soykırımı yasasını iptal etti. Kim bilir belki Çipras da yarın aklını başına alır ve bu kararı düzeltir.. Çünkü bu ayıpla daha fazla gidemezler..
Peki, yarın bir Avrupa ülkesinde terör gerçekleştiren ya da darbe yapmaya kalkan biri kaçıp Yunanistan’a sığınsa Yunanistan ne yapar.. 11 Eylül saldırısı Suudi Arabistan’ın yüz milyarlarca dolarını bloke eden ABD gibi mi yapmamız gerekiyor bizim de.. İsrail’in Entebbe baskını gibi mi yapmamız gerekiyor.. ABD’nin Libya’ya karşı Lockerbie bahanesi ile yaptığı saldırıdaki gibi mi davranmamız gerekiyor..
Çipras’ın şunu düşünmesi gerekir; biri size saldırsa ve Türkiye bu saldırganları himaye etse siz bize karşı ne düşünüyor idi iseniz, biz de size karşı o düşünceleri taşıyoruz..
Zulme rıza zulümdür.
“Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır” diye inanırız biz..
Ya siz! “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” denmiştir.. Ve de, “zalimlere yardım etmeyin, o ateş sonra sizi de yakar” denmiştir.. Siz bilirsiniz.. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar..
Almayın mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Zulm ile abad olunmaz bayım.. Bu dünya etme-bulma dünyasıdır.. Rüzgâr ekenler, fırtına biçerler..
Selam ve dua ile.