DÜNYA
Aydınlanma için okuyun!..
-
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Cem Küçük, son yazısında Ortadoğu'da şekillenen son gelişmeleri ve IŞİD gerçeğini bir kez daha mercek altına aldı. Başdöndürücü gelişmelerin kararttığı fikir yolumuzu aydınlatan yazı, ülkemizi ve İslam Dünyasını saran tehlike sarmalını gözler önüne seriyor..
IŞİD bir Amerika ve İsrail projesi mi?
Yukarıdaki başlığın kesin ve kanıtlanmış bir cevabı yok. Uluslararası medya olaylara Batı merkezli baktığı için IŞİD konusundaki algımız da böyle. Halbuki Batı'da IŞİD'in bir Amerikan projesi olduğunu yazan akademisyen sayısı pek az değil.
[caption id="attachment_1866" align="alignright" width="230"] CEM KÜÇÜK[/caption]IŞİD bir ABD ve İsrail projesi mi, sorusuna gelmeden önce tam bir yıl önce Time Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Fareed Zakaria'nın söylediklerine bakmakta fayda var. Üstelik Zakaria bu sözleri Türkiye'de NTV'ye verdiği demeçte söylemişti: 'İsrail her zamankinden daha güçlü bir pozisyona geldi. İsrail ordusunun 20 yıl önce savaş planı yaparken nelerden çekindiğini düşünelim. En büyük çekinceleri Mısır'daki güçlü ordu, Suriye'deki güçlü ordu ve Irak'taki güçlü orduydu. Bugün ise hepsi darmadağın durumda. İsrail bölgenin süper gücü olmaya başladı. Ekonomisi olağanüstü iyi giden İsrail'in gelir düzeyi bakımından bir Avrupa ülkesinden farkı yok. Ordusu en iyi teknolojiye sahip ve tam anlamıyla birinci dünya ordusu.
Bence İsrail için Sisi ya da Mursi'nin galip gelmesi o kadar da fark etmiyor. Yeter ki Mısır iç sorunlarından başını kaldıramasın. Suriye iç savaşın pençesinde, Irak ordusu paramparça. İşte bu nedenle İsrail'in fırsatı değerlendirip Filistinliler ile barış yapma olanağı bulunuyor. Bunun tam zamanı. Barış için riski göze alma zamanı şimdi olmazsa ne zaman olabilir ki?'
Zakaria'nın bu sözlerinin üzerinden geçen sürede her şey tam İsrail'in istediği gibi. Artık korkmasına gerek yok. Mısır ordusu çok güçlü değil ve her bakımdan ABD ve İngiltere'ye bağlı. Suriye neredeyse üçe bölündü. Irak aynı şekilde keşmekeş içinde. Bütün bunlar yetmezmiş gibi İsrail'in yardımına IŞİD koştu. Bölgenin bütün dinamiğini değiştiren IŞİD'le mücadele Batı'nın öncelikli amacı oldu.
İsrail'in bir başka beklentisi Kürt devletiydi. 1980'lerden beri bir Kürt devleti İsrail'in arzusu ve bu arzu gerçek olduğunda İsrail bir taşla birkaç kuşu birden vurmuş olacak. Gerçi Barzani'nin Türkiye'siz bölgede iş olmayacağını görmesi İsrail'in planlarını bozabilir. Burada devreye Salih Müslim ve PYD girdi. Her ne kadar Obama ile İsrail arasında gizliden su götürmez bir savaş yaşansa da Obma'nın son ara seçimleri kaybetmesi ve Cumhuriyetçilerin güçlü baskısına boyun eğmesi kaçınılmaz görünüyor. Obama önümüzdeki iki yılı böyle oyalayarak geçiştirmek isteyecektir.
Yeniden IŞİD meselesine gelirsek. Ottawa Üniversitesi'nde ekonomi profesörü olan Michel Chassudovsky IŞİD hakkına geçtiğimiz aylarda çarpıcı bir yazı yazdı. Global Research'de yayınlanan yazıda Chassudovsky kısaca şöyle diyor: 'IŞİD Batılı askeri ittifakın zaferidir. Zımni görevleri Amerika ve müttefikleri adına Suriye ve Irak'ta tahribat ve imhadır. Oyunun sonunda bu ülkeler onların topraklarına dönüşecek. Unutulan gerçek şu ki, Amerika egemen ülkeleri yok etmek amacıyla bir İslami terör ağı kurdu ve şimdilerde kendi terör ağına karşı bir savaş örgütlüyor.'
IŞİD gerçekten ABD ve İsrail'in projesi mi, şimdilik muamma. Ama amaçlanan şeye bakarsak bir cevap bulabiliriz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üst bir akıl dediği yapının bu bölgede bir mezhep savaşı istediği gerçeği önümüzde apaçık duruyor. Türkiye ve Ürdün'ün Suriye'yle sınırı var. Suudi Arabistan ve Türkiye'nin Irak'la sınırı var. Türkiye Batı'nın istediğini yapsa o zaman mezhepler savaşı ortaya çıkacaktır. Böyle bir mezhep savaşı Akdeniz'den Orta Asya'ya geniş bir alana yayılır. Chassudovsky, IŞİD'in ortaya çıkmasında Türkiye'nin de katkısı var diyor ama Türkiye Batı'nın IŞİD planına uymadı. Zorla Türkiye tek başına askeri operasyon yapsın istendi ama bu tutmadı. İşte Türkiye burada oyunu bozdu. O yüzden Batı'da hemen her gün Türkiye aleyhtarı yazı çıkıyor.
Böl parçala yönet. Yıllardır bunu yaptılar. Yapmaya devam ediyorlar. Bazı Batılı ülkeler Filistin'i tanıdı. İsrail buna Mescid-i Aksa'ya postallarla girerek cevap verdi. Bu da biraz Obama –İsrail mücadelesinin bir sonucu.
Tüm olup şimdilik İsrail'in lehine. Zakaria'nın dediği gibi onlar için bundan iyi imkan yok. Ortalık ne kadar karışırsa, İsrail'in hamle gücü o kadar güçlü olur. Bu arada IŞİD duruldu ve sınırlarına çekildi. Gene gizli bir el onlara dur dedi. Ortadoğu ve Müslüman ülkeler için durum vahim ama Batı için sıkıntı yok. Bir ya da iki yıl sonra ortaya çıkacak durum büyük resmi daha net görmemizi sağlayacak.