Abdurrahman Dilipak
Avusturya, İtalya, Hollanda derken..
Faşizmin önlenemeyen yükselişi.. Batıda liberal demokrasinin, sosyal demokrasinin sonu.. Faşistler ya iktidar ya da ana muhalefet konumundalar.. Seçim bıçak sırtı. Amerikan seçimindeki gibi, kim seçilecekse az bir oy farkı ile seçilecek. Bu da hesaplaşmanın, inatlaşmanın, iktidar-muhalefet ilişkisinin keskinleşeceği anlamına geliyor..
Dünyaya, liberalizm, demokrasi, insan hakları dersi verenler, kendileri laf ile aleme akıl verirken kendi evlerinde işlerin hiç de iyiye gitmediğini gösteriyor.. Bu gelen faşizmin ayak sesleridir. Bu gelen kapitalizmin krizinin sebeb olduğu çöküşün ayak sesleridir..
Şimdi yeniden sormak gerek, “Hangi Batı” diye! Batı tarihini muhteşem bulanlar ve batının vazgeçilmez olduğunu söyleyenler gerçekleri görmek istemeyenlerdir..
AB’nin Türkiye ile ilişkisini dondurması ve şu dolar krizi bazı konuları yeniden düşünmemiz için bir fırsat oldu. Bu bakımdan bizim için bela gibi görünen bir hayra vesile oldu.
Batı aklı ile birlikte vicdanını da kaybetti. Akılsızca işler yapıyorlar. Yaptıkları işin önünü-sonunu düşünmüyorlar. Öfkeleri akıllarından çok daha büyük. Bir güç zehirlenmesi yaşıyorlar.. Belki yaptıklarının farkında değiller ama kendi cehennemlerine sırtlarında odun taşımaya devam ediyorlar.. Aileyi kaybetmişler, hâlâ özgürlük diye “eşcinsel evliliği”ni ve “uyuşturucunun serbest bırakılması”nı konuşuyorlar..
Daha önce yazdım: Hollanda’da aşırı sağcı, ırkçı “Özgürlük Partisi”(PVV)nin, Mart 2017 seçimlerini kazanması durumunda ülkedeki cami ve İslam okullarını kapatacakları açıklandı. Başbakan Mark Rutte, aşırı sağcı partinin seçim bildirgesinin, “hukuk devletine yönelik bir tehdit” olduğunu söylese de, Kamuoyu yoklamalarına göre 1. parti olan Geert Wilders liderliğindeki PVV, seçim bildirgesine göre, İslamileşme durdurulacak, Hollanda’daki bütün cami ve İslam okulları kapatılacak, kamusal alanda başörtüsü ve diğer İslami simgeler yasaklanacak, Müslüman mülteciye sınırlar kapatılarak, çifte vatandaşlığa sahip suçlular derhal sınırdışı edilecek. Hollanda’nın AB üyeliğinden ayrılması sağlanacak!.
Hollanda, aralarında AB’nin başkenti Brüksel’in de bulunduğu BENELÜX (Belçika, Nederland/Hollanda, Lüxemburg) ülkelerinin en büyüğü AB’den ayrılmayı düşünürken bizimkilere ne oluyor Allahaşkına!
İtalya’daki kritik anayasa reformu referandumunun kesin olmayan sonuçlarına göre, sandıktan % 60 ‘hayır’ çıktı. ‘Evet’ oyları % 40’da kaldı. İtalya Başbakanı Renzi sözünde durdu ve istifa etti. Referandumdan çıkan ‘hayır’ sonucu, bundan sonraki tüm politik süreçleri etkileyecek bir etki gücüne sahip. Bu süreç İtalya’nın Euro Bölgesi’nden çıkmasına kadar varabilir.. AB’nin geleceği açısından en az Bretix kadar etkili.. Avusturya’daki seçim sonuçları ile birlikte düşünüldüğünde gidişat hiç de iç açıcı değil. Özellikle Hollanda’da Wilders’in gelmesi ile durum daha da vahim bir hal alabilir.. AB bundan sonra daha da büyüme değil, mevcudu muhafaza için daha muhafazakâr bir çizgiye kayabilir. Yabancı düşmanlığı ve İslamifobia yükselebilir..
Avusturya’da, mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı seçimi vardı. Seçime hile karıştırıldı diye iptal edildi. Seçim pazar günü yenilendi. Sonuç: Faşist/sağcı Özgürlük Partisi adayı Norbert Hofer %46.7, Yeşiller Partisiadayı Solcu Alexander Van der Bellen %53.3. Avusturya genelinde Van Der Bellen’in oyu bir önceki seçime oranla % 30, Hofer’in oyu ise % 17 oranında artış gösterdi. Buna göre Bellen’in kazandığı belirtildi. Faşistler tek başına, kazanan taraf güçlü bir koalisyon olarak az bir farkla seçimi kazandı. Fakat Hofer gücünü kanıtladı. Faşistler tek başına Avusturya’da siyasetin en güçlü rakibi konumunda..
Hofer seçilseydi, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın ilk aşırı sağcı devlet başkanı olacaktı. Avusturya’da cumhurbaşkanlığı sembolik bir makam olsa da, batıdaki yeni yönelişleri göstermesi bakımından önemli. Hollanda ve İtalyan seçimlerinde ortaya çıkacak sonuçlar, Avrupa Parlamentosunda faşist bir grubun ortaya çıkmasının sebeb olacağı sonuçlar, AB’nin geleceği ve Batı Demokrasisinin geleceği açısından önemli. Bu da batı dünyası için kaygı verici bir durum olarak kendini gösteriyor. Faşistlerin %50’nin hemen 3 puan altındaki oy seviyesi birilerinin uykularını kaçırmaya yetecek bir seviye olarak bir kenara not edilmesi gerek.
Bu arada sahi biz Avusturyalılardan, İtalyanlardan, Hollandalılardan daha fazla mı Avrupalıyız.. Güldürmeyin insanı.. Tamam biz 35 milyon Müslüman nüfusu ile bir Avrupa gerçeğiyiz. Avrupa’nın da görmezden gelemeyecekleri bir gerçek bu! Bu bir İslam gerçeği ve Avrupa gerçeğidir. Çatlasanız da, patlasanız da bu böyledir ve bundan sonra da böyle olacaktır.. Biz yıllardır sizinle ve sizinkilerle yaşıyoruz, siz de bizimle birlikte yaşamayı öğreneceksiniz..
AB’de tek ayrılık sesi “Bretix”le İngiltere’den gelmedi.. “Oxit” %3’lük bir farkla nefesini ensenizde hissettiriyor.. Bu arada İskoçya İngiltere’den ayrılmaya çalışıyor, Katalonlar İspanya’dan ayrılmanın yollarını arıyor. Fransa ve Almanya’da yaklaşan seçim siyasi çevrelerde derin kaygılara kapı aralıyor.. Bakalım dünya dolar kıskacından kurtulabilecek mi? TrumpTransatlantik, Trans Pasifik, Güney Amerika serbest ticaret anlaşmalarını sonlandırabilecek mi? AB ve NATO’nun geleceği ne olacak? Türkiye Şangay’a girecek mi? BM’de yapısal değişiklik gerçekleşecek mi?
Hadi şimdi görelim, batı bu kendi derdinin dermanını bulsun bakalım. Laf ile aleme nizam vermek kolay. Bu dünya etme-bulma dünyasıdır. “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” denmiştir. Zulm ile abad olunmaz. Zulm ile abad olanın ahiri berbad olur. Siz “ıslah edicilerdiniz” değil mi, gerçek şu ki, “bozguncuların tâ kendisi” idiniz.. Servet ve iktidar uğruna başkalarının mallarına, canlarına, akıllarına, inançlarına müdahele etmede hiçbir engel tanımadınız! Hatırlayın! İman ettiğinizi söylediğiniz bugünkü Tevrat’ta sizin gibiler için ne diyordu: “Dinle ey İsrailli”, “dinle ey Avrupalı”, “dinle ey Amerikalı” diye okusanıza!
Ha! Bu arada Hristiyan Demokrat Birlik partili bir Alman’dan Türkiye’ye gözdağı gibi açıklama geldi. Hessen Eyalet Başbakanı Volker Bouffiermülteci mutabakatının Türkiye tarafından feshedilmesi durumunda Gümrük Birliği anlaşmasının feshinin gündeme getirilebileceğini belirtmiş. Alman Hristiyan Demokrat Birlik partili Başbakanlık Müsteşarı Peter Altmaier de bu zat’a destek vermiş. Elinizden geleni arkanıza koymayın bayım. Rüzgar ekerseniz, fırtına biçersiniz. “Ay çok korktuk!” diyecek halimiz yok. Selâm ve dua ile..