Süreç çok hızlı işliyor. Ateşkes sağlandı. Esed nisanda seçim çağrısı yaptı. BM’ye göre Suriye dağılmanın eşiğinde.

Bir başka iddia ise, İran ve Rusya savaşı Yemen’e doğru yayma çabasında.

Bu arada, PYD Türkiye sınırından çekildi. PKK ve KCK operasyonları bütün şiddeti ile devam ediyor.

İçeride de siyasi anlamda sıcak günler yaşanıyor. Gülen yine konuştu, esti gürledi, meydan okudu.

Birileri Artvin’de bir Gezi icad etme çabası içinde. MHP’de sular durulmuyor. Feshedilen teşkilatlar ve istifalarla parti içi muhalefet ayaklanmış vaziyette.

Kılıçdaroğlu durup dururken erken bir seçimden söz etti. Referandumdan söz etmedi ama 3 yıl sonraki yerel seçimler için teşkilatı çalışmaya çağırdı. Öte yandan Baykal’ın çıkışı, parti tabanında tartışılmaya devam ediyor.

HDP cephesinde de sular durulmuyor. Birtakım solcular ve Mazlumder genel merkezinin desteğine rağmen HDP’ye karşı halkta giderek yükselen bir öfke var. PYD-PKK ilişkisi artık apaçık ortada. Terörle bağları da. PYD’nin Hıristiyanlarla ittifakı da ortaya çıktı bu arada. HDP’li vekillerin milletvekilliklerinin düşürülmesi ve yargılanmaları yönünde toplumda giderek artan bir talep sözkonusu.

Bu arada, PKK da ılımlı İslam’ın bir parçası olurken, Rus tipi paralel İslam, Kadirov’dan sonra İran Şiası ile kurulan ittifak sonrası İran’la, Gülen’in ABD üzerinden kurduğu işbirliğine benzer bir şekilde Rusya ile ittifak kurması da dikkat çekici bir durum.

AK Parti çevresinde de ilginç gelişmeler yaşanıyor. Babacan’la ilgili Erdoğan’ı Beştepe’ye hapsetme konusunda Davos’ta dünya finans devlerine söz verildiği iddiasının ortaya atılmasının zamanlaması da ilginç. Eleştiri halkasına Nevzat Yalçıntaş’ın da katılması, bir süre önce bu kişilerin isimlerinin tamamının zikredildiği birtakım senaryoları hatırlıyorum da anlaşılan iyi saatte olsunlar  demek ki işbaşındalar ve bizim insanımızın da bu komplolara bu kadar kolay malzeme olmaları oldukça düşündürücü.

Anlaşılan, Suriye’de ateşkes sağlansa da içeride bugünden yarına siyasi bir ateşkesten söz etmek mümkün değil. Mart’ta başlayacaklar deniyordu, Gülen son konuşması ile süreci başlattı. Mayıs sonuna kadar da gidecek deniyordu, göreceğiz. Yine Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, STK, Bürokrasi, hepsi mevzilerinden çıkacak gibi gözüküyor. Topyekûn saldırıya geçecekler. Derini, paraleli, PKK’sı, PYD’si, Esed’i, MOSSAD’ı, Amerikalısı, Rus’u yine hepsi beraber olacak. Belki DAEŞ’i de cepheye sürerler. Ama hiç şansları yok. Bu gerçeği de göremeyecek kadar öfkeleri gözlerini kör etmiş bunların.. “AK Parti’nin suyunu içmeyecekler, sidiklerini içeceklermiş, cünüp gezecekler banyo yapmayacaklar” kafa bu kafa!

Bakın, dün darbeye darbe, darbeciye darbeci diyemeyenler, bugün PYD ile ilgili olarak, teröre terör, teröriste terörist diyemiyorlar..

Şu tesbite ne diyeceksiniz: “İngiltere Dışişleri Bakanı Hammond, Suriye’deki Kürt güçleri, Esed rejimi ve Rus hava kuvvetleri arasındaki koordinasyona dâir ‘çok rahatsız edici’ kanıtlar gördüklerini söyledi.” Hammond, “Rusya’nın Suriye politikası, Rus Dışişleri Bakanlığı’nda değil, Kremlin’de, Putin’in etrafındaki küçük kabalistik bir çevrede belirleniyor.” 

Artvin’deki olay ne. Hatırlayın, bir zamanlar Eurogold eylemleri vardı, Muğla tarafında.. Hopdediks kılıklı adamlar, İstanbul köprüsünde yarı çıplak eylem yaparlardı. Onlara ne oldu. O eylemleri Zaman da destekliyordu. O bir paralel operasyondu. O işletmeler İpek Koza grubuna geçince eylemler bitti..

Havaalanı, köprü eylemlerinin ya da Gezi eylemlerinin arkasında kim vardı.. Bu işler böyledir. İnsan hakları ve çevre konuları bu anlamda istismara açıktır. Hani kitap der ya “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın”.. Çevre, insan hakları ile de aldatmasın.

Sahi paralelcilerin hoşgörü ve diyaloğuna, batılıların insan hakları ve hukuk devletine ne oldu.. Adamlar göçmen taşıyan araçlara saldırıyor, kampları ateşe veriyor, göçmenlerin durdurulması için polisin ateş açmasına izin verilmesini istiyorlar.

Laf ile verirler aleme binlerce nizamat, bin seyyie bulunur hanelerinde..

O cici ateşkeslerini de göreceğiz. Görelim Mevlam neyler.

Selâm ve dua ile..