Abdurrahman Dilipak
Arap Baharı değil, Avrupa Kışı
Avrupa’da kitapçılar için kehanet mevsimi açıldı. 2018 burçları ile ilgili yayınlar kitapçılarda en ön raflarda. Ocak ayında Cronic’ler çıkacak. Geçen bir yılın kronolojisi. Ama artık o da ilgi görmüyor. İnternette hepsi var. Bir de geçmişleri ile yüzleşmek işlerine gelmiyor. Aldanmış/aldatılmış olmanın utancını yaşıyor olmalılar. Dünü hatırlamak istemezler. Ülkelerinde faşizm yükseliyor. Ekonomi kötüye gidiyor. Aile ve gençlik dağılıyor. Dayandıkları kavram ve kurumlar çöküyor. Neyi, niçin hatırlamak istesinler ki! Ama öte yandan dini kehanetler batıda hâlâ revaçta. Din dışı bir esoterizm var bir de. Fütüristler ve stratejistler de geleceğe dönük “kehanet”lerde bulunuyorlar.. Bilimsel ve siyasi gelişmeler din ve bilimle buluşunca, stratejik öngörülerle desteklenince zaten geriye fazla bir şey kalmıyor.
Bu durum biraz da belirsizlik ve korkudan kaynaklanıyor. Genetik anlamda suçluluk duygusundan kaynaklanan bir korkuları var şuuraltlarında. İnternet görmek istemedikleri gerçekleri yakıcı bir kum fırtınası gibi suratlarına çarpıyor. Kızılderililer, zenciler, sarı ırk! Kapitalizm, Faşizm, Komünizm, 1. Dünya savaşı, 2. Dünya savaşı, soğuk savaş! Batının neresini tutsanız elinizde kalır. Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, bunlar ağuya katılan bal! Bunlar bir kamuflaj malzemesi!
Sonuçta manzara ortada: Havayı, suyu, toprağı kirlettiler. Tabiatı mahvettiler. Aileyi mahvettiler. Din, ahlak, tarih, gelenekten kopuk kalabalıklar terör estiriyor sokaklarda.
Batı, Kapitalizm, kavram ve kurumları ile çöküyor. Yılan kuyruğunu ısırdı. Akrep ateş çemberinde iğnesini kendine batırıyor.
Kasım ayındayız, haberler bir savaşın ayak seslerini duyuruyor. Piyasalar altüst, K. Kore’ye karşı ABD yeni bir füze denemesi yapıyor. Dünya patlamaya hazır bir barut fıçısı gibi. Batılı ülkeler barışın koruyucusu değil, yangına benzin bidonu ile körükle gidiyor. Ve tabii, gelişmelerin kendi aleyhlerine dönmesinden, başlattıkları krizi kontrol edememekten korkuyorlar. Oysa korkunun ecele faydası yok.
Her zaman olduğu gibi, en popüler kahin Nostradamus. 2018 kehanetleri batı için tam bir felaket. Sonrasına gelince, gelecek yıllar, geçen yılları aratacak. Batının uyguladığı keskin sirke politikası küpüne zarar verecek!
İşin kötü yanı bunu sadece kahinler söylemiyor, bilim adamları, politikacılar, stratejistler, din adamları, geleceğe dair konuşan herkes, daha zor bir dünyadan ve gelecekten söz ediyor batı için.
Kehanetlerin ilki Vatikan’dan Papa ölecek! Ve Vatikan’da teolojik anlamda kriz başgösterecek. Skandalları birbirini izleyecek. Vatikan krizi uzun sürecek ve Katolik kilisesi kendi içinde bölünecek. Papanın ölümü ile ilgili birçok komplo ortaya atılacak.
Terör, bir Bumerang gibi dönüp sahibini vuracak. Terör ve savaş, batı insanının korkulu rüyası. “Korkunun Zihin Haritası!”nı anlamak için Frankenstein, Dr. Jekyll ve Mr. Hyde’ı yakından tanımak gerekiyor. İyi ve kötü ile ölü ve dirinin savaşı! Batıda hayat giderek bir “korku filmi”ne dönüşüyor.
Niburi, Marduk mitolojisinde olduğu gibi dünyamızı uzaylılar işgal edecek mi? Ya da dünyamızın başka bir gezegenle ya da meteorla çarpışması sözkonusu mu? Nükleer bir savaş mümkün mü? Biyolojik bir savaş, kimyasal bir savaş insanlık için hayatı yaşanmaz hale getirebilir mi? İnternet insanlık için bir kâbusa dönüşebilir mi? Böyle giderse ekolojik felaketler dünyanın sonunu getirebilir mi? Kıyamet savaşları kapıda mı, Mehdi-Mesih, Yecüc-Mecüc / Gog-Magog, Melheme-i Kübra veya Armegedon, Deccal ya da Anti Chirist, bunların bugünün insanı ve bugünün dünyası için, özellikle batıda, sokaktaki insanların zihinlerinde ifade ettiği tek şey var, “korku”! Korkunun beslediği bir saldırganlık psikolojisi de hakim zihinlere. Özellikle de Siyonistler, İslamofobik topluluklar adeta “Tanrıyı kıyamete zorlamak” için ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar.
Küresel ısınma ve ekolojik felaketler, gıdada GDO korkusu, GENOM konusundaki endişeler, insanların yaşama içgüdüsünü ve çocuklarının geleceğine ilişkin korkuları ciddi anlamda provoke ediyor ve edecek.
Çin ve Hindistan batıyı korkutmaya devam ediyor. Çin ve Hindistan’da yaşayan insan sayısı yaklaşık dünya nüfusunun yarısı, bu iki ülkenin sahip olduğu toprak ise 170 milyonluk Rusya’nın yarısı gibi bir şey. Ve dünya gelirinin %50’den fazlası 62 patronun kasasına giriyor. Böyle bir dünyanın sürdürülemeyeceği açık. Avustralya’da 7 milyon km2’de gerçek nüfus olarak İstanbul’un nüfusu kadar bir kütle, öte yandan Hindistan’da Pakistan ve Bangladeş’le 1,5 milyarı aşan bir nüfus. Bunu ne vicdan taşır, ne akıl! Böyle bir dünya sürdürülemez.
Batılılar Nostradamus’un işaretinden 2018’de ABD’de düzenin bozulacağı, ekonomisinin çökeceği, dağılmakla sonuçlanacak bir kaotik sürecin başlayacağı yorumunu çıkarıyorlar. Yani Amerikan yüzyılının sonuna işaret var kehanette. ABD’nin yıkılışı tabii ki, Avrupa’yı da vuracak. Çünkü aynı Kapitalist ekonomi ve dünya görüşünün hakim olduğu bir dünya. Buna bağlı olarak AB ile birlikte BM ve NATO da zarar görecek bu sonuçtan. Sonuçta ne dolar kalacak, ne euro.. Kıyametin işaret fişeği Vatikan’da patlayacak, Washington’dan sonra cehennem ateşi Brüksel’i vuracak! Roma, Washington, Brüksel hattına dikkat! Londra ve Berlin’de yeni ağlama duvarları inşa etmek gerek. Kehanet Siyonistler için onları yokoluşun sınırına getirecek bir felaketten de söz ediyor. İspanya’daki kriz İtalya’yı da vurur. İtalya’daki kriz teolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel bir teolojik travmayı beraberinde getirir. Patlamalar, sarsıntı gibi tabii afetler halkın bir lanetle karşı karşıya oldukları gibi teolojik bir şok yaşamalarına sebeb olur. Toplumsal olayların sebeb olduğu yıkım batılı aydınların ufkunu karartır. Yoksa dünya yeni bir dünya savaşına doğru mu gidiyor endişesi yaşarken, Doğudan yükselen bir lider, İslam dünyasının eski sınırlarından başlayarak dünyada yeni bir medeniyetin doğuşunu haber verir.
ABD için ekonomik, siyasi krizlerden önce tabii afetler ve sosyal olaylara da işaret ediyor kehanetler. ABD bu arada büyük bir depremle sarsılabilir. ABD’den insanlar kitleler halinde ülkelerine göç etmeye başlayabilir. Gelinen nokra ABD ve AB için tarihin sonudur. Medeniyetlerarası bir savaşın eşiğine gelinmiştir. Amerika’nın rüyasının sonu yeni bir kavimler göçünün başlangıcıdır. Bu şok dalgası Latin Amerika’da ekonomik ve siyasi çalkantılara sebeb olacak, kilisenin bölünmesi dini çatışmaları beraberinde getirecek. Bunlara inanıp inanmamak ayrı bir konu da, batı insanı buna inanıyor ve onun aklına yön veren bilgi böyle bir bilgi. Sonuçta eyleme dönüşen bilgi hayatı etkiliyor. Bu açıdan konu önemli. Bu FETÖ’nün kehanetlerine benzemiyor. Bu Nostradamus’un öngörüleri. 1918, Hicri 1439..
Ha! Bu arada NATO Afganistan’a daha fazla asker gönderme kararı aldı, İsrail de bir süredir arkası arkasına kuzey, güney, doğu ve batıda askeri tatbikatlar yapıyor. Selâm ve dua ile..