EKONOMİ
Amerikan Merkez Bankası Başkanı'ndan faiz açıklaması
Yellen, ABD Kongresi'nde yaptığı sunumda, ekonominin genel durumu ve Fed'in para politikası hakkında bilgiler verdi ve temsilcilerin sorularını yanıtladı.
Dünkü açıklamalarına benzer ifadeler kullanan Janet Yellen, son 5 yılda 13 milyon kişiye iş imkanı sağlayan ABD ekonomisinin, yüzde 5'e düşen işsizlikle birlikte tam istihdam hedefine yaklaştığını dile getirdi.
Yellen, ekonominin uzun vadeli normalin üzerinde büyümeyi sürdürdüğünü vurgularken, "Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) yılın ilk 3 çeyreğinde yıllık yüzde 2,25 artarak, önceki 5 yıldaki ortalama büyüme oranını yakaladı. Birçok analist, ekonominin 4'üncü çeyrekte de bu seviyede büyümeye devam etmesini bekliyor" dedi.
Ekonominin genel olarak tüketici harcamaları, sabit ticari yatırımlar ve konut sektörüyle desteklendiğini anlatan Fed Başkanı Yellen, buna karşın güçlü dolar ve zayıf küresel talebin ihracatı baskıladığını belirtti.
Yellen, ihracattaki kayda değer düşüşün son 3 çeyrekte büyümeyi yaklaşık 0,5 puan aşağı çektiğini ifade ederken, bu olumsuz etkinin devam edeceği öngörüsünde de bulundu.
"BÜYÜME, İSTİHDAM VE ENFLASYON HEDEFLERİ İÇİN YETERLİ"
Uzun zamandır Fed'in "yüzde 2" olan hedefinin altında seyreden enflasyona da değinen Janet Yellen, manşet enflasyonun ekim ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 0,25 seviyesinde olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
"Bu oran, temel olarak enerji fiyatlarında 2014 yazından bu yana devam eden sert gerilemeden kaynaklanıyor. Gıda ve enerji fiyatları değişken olduğu için, bunların hesaba katılmadığı çekirdek enflasyona bakmak çoğu zaman faydalı oluyor. Ancak, çekirdek enflasyon da son 12 ayda yüzde 1,25 seviyesindeydi ki; bu bizim yüzde 2 hedefimizin oldukça altında. Düşük çekirdek enflasyonun bir bölümü, ithal edilen ürünlerin fiyatının dolardaki güçlenmeyle birlikte gerilemesini yansıtıyor."
Yellen, bununla birlikte ekonomideki ılımlı büyümenin istihdamı ve enflasyonu Fed'in hedefine taşımaya yeteceğini savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Enflasyonla ilgili olarak, ham petrol ve ithal ürün fiyatlarındaki sert düşüşün önümüzdeki yıl içinde azalacağını öngörüyorum. Enflasyonun, bu faktörlerden kaynaklanan aşağı yönlü baskının azalması ve iş gücü piyasasındaki sıkılaşmanın yarattığı yukarı yönlü baskıyla birlikte, gelecek 2 yıl içinde FOMC'nin (Federal Açık Piyasa Komitesi) yüzde 2 hedefine ulaşmasını bekliyorum."
"FAİZ ARTIŞININ ERTELENMESİ EKONOMİYİ RESESYONA İTEBİLİR"
ABD ekonomisini değerlendirdikten sonra para politikası üzerine de açıklamalarda bulunan Fed Başkanı Yellen, Fed'in ekim ayı toplantısından bu yana alınan ekonomik verilerin beklentileriyle uyum gösterdiğini dile getirerek, aralık ayında faiz artışına başlanmasını destekleyen bir duruş sergiledi.
Faiz artışını ertelemenin bazı riskleri beraberinde getireceğinin altını çizen Janet Yellen, "Para politikalarının etkilerinin ortaya çıkmasının uzun süre aldığını hesaba katmalıyız. Eğer FOMC parasal normalleşmeyi uzun süre ertelerse, ekonominin hedeflerimizi aşmasını önlemek için daha ani ve sert sıkılaştırma adımları atmak zorunda kalırız. Bu tür bir sıkılaştırma finansal piyasaları bozabilir ve hatta ekonomiyi yanlışlıkla resesyona itebilir" yorumunda bulundu.
"FAİZ ARTIŞI DOLARDAKİ YÜKSELME NEDENİYLE KADEMELİ OLACAK"
Yellen, sunumunun ardından temsilcilerin sorularını yanıtlarken, "Fed yetkililerinin 15-16 Aralık'ta düzenlenecek FOMC toplantısında neleri gözden geçireceği" sorusu üzerine, yarın açıklanacak istihdam raporunu dikkatle inceleyeceklerini dile getirdi.
"Dolardaki güçlenmenin para politikasını nasıl etkileyeceği" sorusu yöneltilen Fed Başkanı Yellen, "Dolardaki yükselme nedeniyle faiz artışında daha kademeli bir yol izlenecek"yanıtını verdi.
Janet Yellen, uluslararası ekonomik ve finansal gelişmelerin de politika kararları açısından önem taşıdığını vurgulayarak, Avrupa Merkez Bankası'nın bugün açıkladığı kararlara da değindi.
"ECB'nin kararından kaynaklanan hayal kırıklığı hisse senetlerini baskılıyor gibi gözüküyor" diyen Yellen, ayrıca Fed'in belirli bir formüle ya da mekanik bir kurala göre işleyemeyeceğini savunarak, böyle bir yaklaşımın ekonomiye olağanüstü zarar vereceği değerlendirmesinde bulundu.