Sözde Ermeni Soykırımı Tasarısı Almanya’da kabul edildi. Türkiye Hükümeti tarafından yok hükmünde olacağı beyan edilen ve tarihçilerin de üzerinde fikir birliğine varmadığı, yaşanılan tarihi gerçeklerin ise kesin olarak doğrulamadığı“1915 Olayları” için Almanya’nın tasarıyı net bir şekilde kabul etmesi beraberinde farklı tartışmaları da getirdi.
Özellikle Başbakan Binali Yıldırım ve hükümet yetkililerinin Almanya’nın tarihinde yaşattığı kanlı ve kirli sayfaları sümen altı etmek için uğraş ve hedef saptırma olarak yorumlamaları Alman Tarihi’nde kısa bir geri dönüşü gerekli kıldı.
Çok fazla geriye gitmeden yaklaşık yüzyıl öncesinden Almanların dünyanın değişik bölgelerinde yaptıkları katliamlara kısaca göz atalım.
Herero ve Namaka Soykırımı /Namibya Soykırımı
Almanya’nın Afrika Talanı sırasında, Güneybatı Afrika’sında (günümüzdeki Namibya), 1904-1907 yıllarında, yerli Bantu halklarından Hererolara ve Hotanto halklarından Namalara karşı girişilen soykırımdır.
Tarihler, 12 Ocak 1904'ü gösterdiğinde, Samuel Maharero idaresindeki Herero halkı Alman sömürge idaresine isyan eder. Ağustos ayında, Alman generali Lothar von Trotha Waterberg Savaşında isyancıları yenerek aileleriyle birlikte bölgeden Omaheke çölüne sürer.
Aynı yılın Ekim ayında ise bölgedeki bir başka halk olan Namalar da isyan ederler. Almanlar onlara da aynı şekilde davranarak 65,000 Herero'yu (toplam nüfusun %80’i) ve 10,000 Nama'yı (toplam nüfusun %50’si) yok eder.
Katliamda en çok kullanılan yöntem ise asileri çöle sürüp orada susuzluktan ya da önceden zehirlenmiş içme suları ile öldürmektir. Birleşmiş Milletler, 1985 yılında yayınladığı Whitaker Raporunda Almanların Herero ve Namalara Guney-Batı Afrika ya da şimdiki adıyla Namibya'da gerçekleşen bu olayları 20 yy.'da gerçekleştirilen ilk soykırım hareketi olarak değerlendirmiştir.
Yahudi Soykırımı
Almanların 20. Yüzyıl içinde yaptığı bir diğer soykırım ise; bugün hala Ortadoğu’da karışıklığın ve kanın nedeni olan “Holokost”tur.
Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Partisi'nin yönettiği Nazi Almanya’sının işgal ettiği sınırları içerisinde, sayıları değişkenlik göstermekle birlikte, yaklaşık altı milyon Yahudi’nin sistemli bir şekilde öldürüldükleri soykırımdır.
Bazı akademisyenler, Romanların toplu katliamının ve özürlü insanların öldürülmelerinin de bu tanıma katılmaları gerektiğini savunurlar. Bazı bilim insanları da Holokost tanımının, Naziler tarafından öldürülen Sovyet tutsaklar, Polonyalılar ve eşcinselleri de içermesi gerektiğini savunurlar.
Sovyetler Birliği’nin yıkılması ardından ortaya çıkan rakamlarla birlikte, yakın dönemdeki tahminler, 10-11 milyon civarında insanın Nazi rejimi tarafından öldürüldüğünü gösteriyor.
Özellikle günümüzde Alman Yetkililerin “Holokost’u” Nazilere indirgediği saklanmayan gerçektir. Almanya’yı yaşananların dışında tutarak, yapılanları Adolf Hitler ve Nazilerin gerçekleştirdiği olaylarmış gibi sunmaları ise ayrı bir siyasi manevra ve günah çıkarmanın ötesinde değildir; Barack Obama’nın Hiroşima’yı ziyaret etmesi fakat “özür dilememesi” gibi. Benzer olayları tarihlerinde sıkça gördüğümüz günümüz büyük devletleri bu gibi manevralarla günü kurtarmaya devam ediyorlar.
Almanya’nın tarihinde biraz daha gerilere gittiğimizde göreceğimiz, sınırlarından kilometrelerce uzakta yaşanan olaylara müdahil olmaları şaşırılacak durum değildir. Alman Kaiser Wilhelm’in 1900 yılında Çin’deki Boksör Ayaklanması’nı bastırmak için bölgeye gönderdiği ordu, on binlerce Çinlinin ölümü ile sonuçlanır. Wilhelm ise ordusunu “Hun Nutku” ile motive ediyor ve askerlerine şöyle sesleniyor:
"Bin yıl önce Hunlarda olduğu gibi, Almanya'nın da adı öyle bir duyulsun ki, bir daha hiçbir Çinli Almanlara yan bakamasın!"
O gün Çin’de bulunan Alman Subaylar sonrasında Herero Katliamında başrolde olacaklardı.
Solingen Katliamı
Solingen Katliamı, 29 Mayıs 1993 tarihinde Almanya'nın Solingen şehrinde, Türkiye asıllı Genç Ailesinin evinin Neonaziler tarafından kundaklanması sonucu aileden beş kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan olaydır. Olayda dört aşırı sağcı Alman, Genç ailesinin evini kundaklamış, olayda ailenin beş bireyi hayatını kaybetmişti.
Genç ailesinden hayatını kaybedenler anısına olayın meydana geldiği alan müze haline getirildi. Türklerin yoğunlukla yaşadığı çeşitli Avrupa ülkelerinde ve Almanya'da anma törenleri her yıl düzenleniyor ve 2008 yılından beri Türk Alman Sağlık Vakfı tarafından Genç Ödülü veriliyor.
Almanya bu ve benzeri örneklerinde olduğu gibi “sözde soykırım”a da sarılarak aslında sadece vicdan temizliği yapmıyor, Dünya Soykırım Tarihinde Yahudilerin yanında Ermenilerin de olduğunu iddia etmeye çalışıyor. Ayrıca siyasi konjonktür ve Merkel’in Türkiye’ye yakın oluşu ile açıklanabilecek bu durum ikili ilişkilerde de yeni bir dönemin başlangıcını oluşturacak.