DÜNYA
...Ve TSK alarmda!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika dönüşü yaptığı açıklamada, "sınırımız tehdit altına girerse askeri harekat yapılacaktır. TSK bize böyle anlarda gerekli" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD'den dönüş yolunda gazetecilerle yaptığı sohbette IŞİD'le mücadele için önemli bir mesaj verdi. Erdoğan, "sınırımız tehdit altına girerse askeri harekat yapılacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri bize böyle anlarda gerekli" dedi. Erdoğan, "Terör örgütünü sadece hava operasyonuyla bitiremezsiniz. Mütemmim güç karadır" şeklinde konuştu.
BM Güvenlik Konseyi toplantısına katıldığı New York dönüşü uçakta gazetecilere konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan IŞİD örgütüyle mücadeleyle ilgili "Siz şöyle bir terör örgütünü sadece hava operasyonuyla bitiremezsiniz. Bir defa mütemmim gücü karadır. Eğer karayla bağlantısı dışında bir de deniz varsa, deniz de buna dahil olur. Bütün olarak ele almak durumundasınız. Kara esastır; ben tabii asker değilim; ama hava lojistiktir. Karanın gitmediği yer hiçbir zaman kalıcı olmaz" dedi. Toplantının perde arkasıyla ilgili bilgiler de veren Erdoğan, IŞİD'le uluslararası mücadele, Türkiye'nin bu konudaki rolü, Suriye'den Türkiye'ye kaçan sığınmacıların durumu ve HSYK seçimleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın açıklamaları:
İTİRAF ETTİLER
BM Güvenlik Konseyi toplantısı tamamıyla Irak-Suriye bağlamında olan bir toplantıydı. Özellikle yabancı savaşçılar hassasiyetle üzerinde durulan konulardandı. Burada Türkiye biliyorsunuz devamlı bir ithamla karşı karşıya idi. Fakat herkes orada itiraf etti. Fransa'dan 1000'e yakın İngiltere'den 600 civarında katılım olduğu açıklandı. Tabii bunların bir turist edasıyla gidip daha sonra, bölgeye girdikten sonra orada silahlandıkları anlaşılıyor. Böyle bir süreci kendi ifadeleriyle de ortaya koydular.
BİRİNCİ DERECEDEN ETKİLENEN ÜLKEYİZ
Burada, ikinci, üçüncü sınıf bir ülke konumunda değiliz. Burada birinci derecede etkilenen ülke konumundayız. Birinci derece etkilenen konumundaki bir ülke tabii ki önce ne yapacağının kararını kendisi bir defa vermesi lazım. Suriye tarafında tampon değil ama güvenli bir bölge kurulması gündemde. Silahlı Kuvvetler'imiz bize nerede gereklidir? Böyle anlarda gereklidir. Sınırlarımız tehdit altına giriyorsa bu adımların da atılması lazım.
KUZEY IRAK'A İNSANİ YARDIM YAPTIK
ABD Irak'taki gelişmelerde tavrını ortaya koydu ve özellikle barajlar bölgesinde doğabilecek tehlikelerden dolayı oralarda hava bombardımanlarını yaptı. Onlar yerinde olmuştur. O hava bombardımanlarının olduğu anda biz her türlü insani yardımı Kuzey Irak'taki tüm gruplara yaptık. Kuzey Irak çok ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalabilirdi. Tabii henüz bitti mi bitmedi. Bu süreç devam ediyor. Bunun Suriye'ye doğru yeniden yansıması oldu. Önümüzdeki süreç hassas bir süreçtir. Mesela Cidde'deki toplantıya 40 ülke katılmıştı. Ama şimdi destek sayısının, koalisyon demiyorum, 104'e çıkmış olması önemlidir. Bu sayı belki daha da artacaktır.
REJİME KARŞI DA ADIM ATILACAK
Son açıklamalarda olay sadece IŞİD terör örgütüne karşı değil, aynı zamanda Suriye rejimine karşı da bir adım atılması konuşuluyor. Tabii bu terör örgütünü bünyesinde barındıran bir ülke, bunun bedelini de ödeyecektir. Çünkü bu terör örgütünü palazlandıran bu ülke. Artık onun bedelini ödemek durumunda kalacaktır. Suriye'deki rejim, meşru değildir. Meşru olmadığı gibi, terör örgütlerinin cirit attığı bir alan haline gelmiştir. 200 bini aşkın insan ölmüştür. Yaklaşık 6 milyona yakın insan şu anda maalesef gerek Suriye içinde gerek dışında göçmen, sığınmacı, mülteci durumundadır. Dolayısıyla burada terör palazlanıyorsa, terör örgütleri buradan Irak'a, Türkiye'ye, Lübnan'a, Ürdün'e zarar veriyorsa, burada hakikaten atılması gereken bir adım, gereği yapılması gereken bir rejim vardır.
EĞİT-DONAT KONUSUNDA ISRARLIYIZ
Ayın 2'sinde tezkere Meclis'e gelecek. Teskere çıkar çıkmaz gerekli adımları atmamız gerekiyor. Zira şu anda Suriye'den 140 bin Kürt kökenli vatandaş, 40 bine yakın Ezidi Türkiye'ye girmiş vaziyette. Yani 1.5 milyonu toplamda bulduk. Bu tabii çok büyük bir potansiyel. Bu potansiyeli bölgede ne kadar absorbe edebiliriz, o ayrı bir sorun. Onun için de bizim üzerinde ısrarla durduğumuz konu, bir uçuşa yasak bölge ilanı, güvenli bölge ilanı, eğit-donat konusu. Eğit-donat konusu üzerinde ısrarla dururuyoruz.
GÜVENLİ BÖLGE FARKI
Cidde'den sonra bugün ABD, Arap ülkelerinden bazılarıyla birlikte ortak hava harekatı yaptı, 5 veya 6 ülke katıldı. Bu yapılırken, içeride de Özgür Suriye Ordusu'nun işini kolaylaştırdı. Kara harekatı orada yürüyor. Bundan sonraki süreç çok daha farklı olacak. Neden böyle diyorum; çünkü güvenli bölge Suriye tarafında oluşturulacak olan bir bölge. Bir diğer taraftan, burayı güvenli kılabilmek için de uçuşa yasak bölgenin sürekli kontrolü gerekiyor. Bunun koordinasyonu yapılıyor.
GEÇ KALINDI
140 bin kişi ülkeme geliyor. Öbür taraftan Ezidilerden 60 bine yakın. Şurada 1 hafta 10 günde olan şey... Böyle bir durum karşısında Türkiye'nin eli bağlı kalması doğru mu? Öbür tarafta ABD uçak gemilerinden müdahale ediyor. O müdahaleyi yapmamış olsaydı belki de bugün Kuzey Irak olmayabilirdi. ABD son yaptığı harekatlarda da yine Kobani'nin ele geçirilmesini engellemiştir. Bunlar son 10-15 günün durum tespiti. Ama geç kalınmıştır. 4 yıldır söylediğimiz ama uygulamada netice alamadığımız işler.
ÜZERİMİZE DÜŞENi YAPACAĞIZ
49 insanımızı bunların eline o şekilde bırakamazdık. 102 gün insanlarımız onların elinde rehineydi. Şu anda şartlar 102 gün öncesinin şartları değil. Dolayısıyla şimdi bu şartlar gereği değerlendirmek vaziyetindeyiz... Ve hükümetimiz, Genelkurmay, bütün istihbarat birimlerimiz çalışmalarını şu anda bu şekilde yürütüyorlar. Döner dönmez de oturacağız beraberce şu ana kadar varılan noktayı ele almak suretiyle yaptığımız son görüşmeleri de birlikte değerlendirerek ne yapacağımızı konuşacağız. İlgili ülkelerle de görüşmeler sürecek. Her ülkeye bir görev düşecektir. Türkiye de üzerine düşen görevi yerine getirecektir. Hudutlarımızı elbette korumak durumundayız.
PATRİOTLARI KULLANMA ZAMANI
İsrail'in adı hiç geçmedi. Bizim görüşmelerimizde adı geçen ülkeler ağırlıklı NATO ülkeleridir. Arap ülkeleridir. Fakat birinci derecede Türkiye'yi ilgilendiren bir konudur. Çünkü bin 250 km sınırı olan biziz. Dolayısıyla, sorumluluğumuzu bilmemiz lazım. Bu sorumluluktan da kaçamayız. NATO ülkesisin, kalkmışsın Amerika'dan, Almanya'dan, Hollanda'dan Patriot'ları almışsın, oralarda radar üslerini kurmuşsun... Neden kurduk biz bu radar üslerini? Kılıçdaroğlu'nun ifade ettiği şekilde kurmadık. Sadece gelebilecek bazı karşı saldırılara yönelik savunma sistemleri olarak kurduk. Aylar önce kendini göstermişti bu sorunlar.
POZİSYON DEĞİŞTİ, SÜREÇ FARKLI OLACAK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yurda dönüşünde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde düzenlediği basın toplantısında da IŞİD'le mücadele konusunda mesajlar vermeyi sürdürdü. Erdoğan "Cidde toplantısında 'IŞİD'e karşı fiili olarak katılamayız' dedik. Niçin, o günün şartı onu gerektiriyordu. Çünkü 49 başkonsolosluk görevlimiz rehin durumdaydı. Şu anda tabii pozisyon değişti. Bundan sonraki süreç daha farklı olacak. 2 Ekim'de TSK'yı yetkilendirme tezkeresi parlamentoda görüşülecek. Tezkere temenni ederim ki parlamentodan geçtikten sonra, atılması gereken adımlar ona göre atılacaktır" dedi.
'BİZE NE' DEME LÜKSÜMÜZ YOK
Terör örgütlerinin bataklığı sevdiğini söyleyen Erdoğan "Onlar buradan palazlanır. Şu anda geldiğimiz nokta odur. Dinimizde savunmasız insanları öldürmek yoktur. İslamla uzaktan yakından ilgisi olmayan örgüte sessiz kalmamız mümkün değildir. 'Bize ne' deme lüksümüz yok. Tezkere Silahlı Kuvvetlerimizi yetkilendirme tezkeresidir. Bir diğer adım ise, bu süreç içerisinde bizim güvenlik noktasında söylediğim başlıkları çok daha güçlendirmektir, bu adımları süratle atacağız."
SİSİ'Yİ MEŞRULAŞTIRMA ÇABASI VAR
Sisi ile aynı masada olmam bilinçli mi tesadüf mü bilemem. Fakat o zata bir meşruiyet kazandırma gayreti var. Bir taraftan darbeye karşıyım diyeceksin, ondan sonra darbeciyle aynı masada fotoğraf vereceksin. Bunu yapamazdım. Dünyada şu anda pek çok ülke vitrinde farklı vitrin gerisinde farklı söylemler geliştiriyor. İkili görüşmede "Doğru, haklısınız"... Haklıysak o zaman çıkın, meydanlarda da bunu böyle konuşun.
HSYK İÇİN B PLANI OLACAKTIR
Paralel yapının HSYK seçimlerini kazanma konusuyla ilgili bir tespit yapmak bana göre şu anda yanlıştır. Şu 12 Ekim'i görelim, sonra herhalde hükümetin de devletin başı olarak şahsımın da bu tabloya göre bir B planı, C planı olacaktır.
SIĞINMACILARIN DURUMU
Bizim uluslararası camiada haklılığımızın da olması lazım. Bu sadece Türkiye'nin değil, 1.5 milyon insanın kendi topraklarına dönmesi olayıdır. Bu insanların yerleşimine yardımcı olma dahi konuşulan başlıklardır. Belki orada bunlara yeniden şehirler tesis edilecektir. Ve bu insanlar da yeniden kendi topraklarına dönme imkanını bulacaktır. Belki arka arkaya dönerler, toplantısı da yapılır; bunların hepsi gündemde olan şeyler.
Kaynak:Haber7
27 Eylül 2014, Cumartesi