BİLİM - TEKNOLOJİ
İbn-i Heysem dünyaya deneysel bilim metodunu hediye etti
İnsanlığın en önemli icatlarından birini yaptı. Çalışmalarıyla Descartes, Bacon, Kepler, Pecham gibi isimleri etkiledi. Müslüman bilim insanı İbn-i Heysem’den bahsediyoruz. Bugünkü bilimin temelini oluşturan deneysel metodunu, ondan önce hiçbir bilim insanı sistematik şekilde uygulamadı.
İnsanlığın en önemli icadı nedir? Bu sorunun olası cevaplarından biri bilimsel metottur. Bu metot sayesinde tıptan mühendisliğe, fizikten kozmolojiye kadar birçok alanda büyük ilerlemeler kaydettik. 'Bu önemli icadı kim yaptı' sorusu sorulduğunda akla Newton (1643-1727) veya Galileo (1564- 1642) gibi isimler gelir. Bilim tarihçilerine sorarsanız birçoğu Roger Bacon (1214-1294) diyecektir. Ancak konu ile ilgili detaylı araştırma yapanlar, bilimsel metodun icadını, Roger Bacon'ı da etkileyen, ondan 250 yıl önce yaşamış bir isme götürecektir; Müslüman bilim insanı İbn-i Heysem'e (965-1040).
OPTİK, GÖRME, DENEYSEL PSİKOLOJİ...
Roger Bacon'un ünlü eseri Opus Majus'un beşinci bölümü Heysem'in yazdıklarının kopyası gibidir. İbn-i Heysem, Batı'da Alhazen, 'İkinci Batlamyus' ve 'Fizikçi' isimleriyle de bilinmektedir. İbn-i Heysem optikte çığır açan çalışmalar yapmıştır; ışığın düz çizgide hareket ettiğini, sonlu bir hıza sahip olduğunu, farklı ortamlara geçerken kırıldığını ve farklı renklerden oluştuğunu deneysel olarak göstermiş, bugün halen kameralarda kullanılan 'kamera obscura' isimli aleti geliştirmiştir. Gözün nasıl gördüğünü açıklamış, o dönemdeki hakim paradigmayı reddedip gözün ışık yaymadığını, cisimlerden yayılan ışığı yakaladığını savunmuştur. Görmenin ve optik yanılsamaların psikolojisi üstüne yaptığı çalışmalardan dolayı, kimi bilim tarihçilerince deneysel psikolojinin kurucusu olarak da görülmüştür. Ancak Heysem'i çağının bilim insanlarından farklı kılan önemli bir unsur vardır. O, sadece teoriler ortaya koymakla yetinmemiş, bunları çok hassas deneylerle göstermeye çalışmış ve bunun da ötesine geçerek yaptığı deneylerde kullandığı prosedürleri detaylıca okuyucusuna aktarmıştır. O, kendisine körü körü inanılmasını istemez; yaptığı deneyleri tekrarlamaya davet eder ve bunun için gerekli tüm bilgileri verir. Deneyin ve rasyonel düşüncenin herkesin üstüne konulması gerektiğini savunur. Bu kuşkusuz, o dönem için devrimci bir yaklaşımdır.
Hevelius, önemli eseri Selenographia'nın kitap kapağında Heysem'i Galileo'nun yanına koymuş; Galileo'yu duyuların Heysem'i ise aklın temsilcisi olarak göstermiştir.
MATEMATİKSEL FİZİĞİN DE ÖNCÜSÜ
Heysem, bilimin temel yaklaşımlarından olan tümevarımın kullanımını, Francis Bacon'dan altı asır önce savunur ve Aristo'nun tümevarımsal çıkarımları dışlamasını şiddetle eleştirir. Ayrıca 'Ockhamlı'nın usturası' olarak bilinen; rakip hipotezler içinde en az varsayımı yapan hipotezin seçilmesi gerektiğini ifade eden bilimsel ilkeyi, Ockhamlı'dan üç asır önce, ünlü eseri Kitab el Manazir'de başarı ile uygulamıştır. Heysem ayrıca matematiğin, astronomi dışındaki alanlarda ustalıkla uygulanabileceğini gösteren ilk bilim insanlarındandır ve matematiksel fiziğin öncüleri arasındadır. Bu nedenle, Bradley Steffens, bilimsel metodun bütün kritik öğelerini uygulayan Heysem'i anlattığı kitabında İbn-i Heysem: İlk bilim insanı ifadesini kullanır.
GALILEO İLE YAN YANA
Heysem'in çalışmaları Latinceye çevrilmiş ve Batı'da İslam dünyasında olduğundan daha etkili olmuştur. Descartes, Bacon, Kepler, Pecham gibi bir sürü Batılı bilim insanı ondan etkilenmişlerdir. Rönesansta optik alanında çok etkili olmuş Witello'nun ünlü eseri Perspectiva'nın, aslında Heysem'den kopyalandığı, daha doğrusu intihal edildiği bilim tarihçilerinin genel kanaatidir. Johannes Hevelius, önemli eseri Selenographia'nın kitap kapağında Heysem'i Galileo'nun yanına koymuş; Galileo'yu duyuların Heysem'i ise aklın temsilcisi olarak göstermiştir. Dindar bir bilim adamı olan Heysem, bilimsel çalışmalarını Allah'a bir yakınlaşma aracı olarak görmüş ve şöyle demiştir: "Ben sürekli gerçeğin ve bilginin peşinde koştum, Allah'ın ihtişamına ve yakınlığına erişebilmek için gerçeği ve bilgiyi aramaktan daha iyi bir yol olmadığına inandım."
BİLİM TARİHİNDEN NOTLAR
Deneysel fizikte başarısızlıktan fizikte Nobel Ödülü'ne
Werner Heisenberg (1901-1976), Kuantum fiziğinin kurucularındandır. Alman fizikçi, kendi ismi ile anılan 'belirsizlik ilkesini' bulmuştur. Heisenberg, fiziğe yaptığı katkılardan dolayı 1932'de, henüz 31 yaşındayken Nobel Ödülü'ne layık görüldü. Bütün başarılarına rağmen Heisenberg, deneysel fizik konusundaki bilgisizliği yüzünden 1923'te doktora sınavında neredeyse kalıyordu. Jürideki deneysel fizikçi Willey Wien, Heisenberg'e lisans öğrencilerinin bile kolaylıkla bildiği mikroskop ve teleskobun çözme gücünü sordu. Bu sorusu ve diğer bütün soruları cevapsız kalan Wien, öğrencisine, son olarak, pilin nasıl çalıştığını sordu. Bu sorusu da cevapsız kalınca Heisenberg'i bırakmaya karar verdi. Buna rağmen danışmanı Sommerfeld'in yüksek notları sonucunda Heisenberg, geçmesi için yeterli olan çok düşük bir notla yeterlilik sınavını geçti. Heisenberg'in kariyeri için endişelenen babası, meşhur deneysel fizikçi James Franck'tan oğlunu çalıştırmasını rica etti. Ancak Franck, Heisenberg'in ilgisizliği karşısında ona deneysel fizik öğretmekten vazgeçmek zorunda kaldı. Heisenberg çok değil, yeterlilik sınavından iki yıl sonra Kuantum teorisinin temellerini atan ünlü makalesini yazdı. 1927'de kendi adını taşıyan belirsizlik ilkesinin denklemlerini bulurken, doktora yeterlilik sınavında kendisine sorulan mikroskobun çözme gücünü kullandı. Heisenberg hesapta yine hata yapmıştı, fakat Bohr tarafından bu hatası düzeltilmişti.
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER
* Rusya Federasyonu, Plüton gezegeninden büyüktür.
* Dünya ve dolayısı ile biz, Güneş etrafında ortalama olarak saatte 108.000 kilometre hızla hareket ediyoruz.
* 3-12 haftaya kadar çocuklar ağlarken gözyaşı dökmez, sadece ses çıkarır.
* Güneş içinde oluşan ışığın, güneş yüzeyine çıkması 40.000 yıl alır.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
*Akvaryum balıklarının hafızasının birkaç saniye olduğu iddiası yanlıştır. Balıklar bir olayı aylarca hatırlayabilir.
* Yıldırımın aynı yere iki kere düşmediği iddiası yanlıştır. Yıldırımın aynı yere iki kere düşmemesi için hiçbir gerekçe yoktur. Mesela New York'taki Empire State binasına yılda 100 kere yıldırım çarpar.
SÖZLER
Bu gösterinin içinde saplanmış küçük gözlerim bir milyon yıllık ışığı yakalayabiliyor. Benim de bir parçası olduğum engin bir model. Hakkında pek az şey biliyor olmak bu gizeme bir zarar vermiyor. (Richard Feynman)
GÜNCEL HABERLER
94 yaşında hızlı şarj olan piller keşfetti
94 yaşındaki John Goodenough'ın önderliğindeki bir grup mühendis Teksas Üniversitesi'nde yaptıkları çalışmalar sonucunda tamamen katı hal pillerini geliştirdiler. Dünya, John Goodenough'u lityum-iyon pillerinin keşfine imza atan kişi olarak tanımıştı; şimdi ise aynı isim 94 yaşında yeni bir buluşuyla yeniden gündeme geldi. Telefonlar, arabalar ve aklınıza gelebilecek bütün şarjlı elektronik cihazlar için daha uzun ömürlü, yanmadığı için daha güvenilir ve çok daha hızlı şarj edilebilir piller keşfetti. Tamamen katı hal pillerinin keşfinde büyük payı olan John Goodenough, ileri yaşına rağmen bu üretkenliğiyle övgüyü hak ediyor. (Kaynak: Energy Environ. Sci., 2017; 10 (1): 331, 28 Şubat 2017)
İnsanlığın tüm birikimi tek odada saklanabilir
Geçtiğimiz iki sene içerisinde, tarihte şu ana kadar elde edilen veriden daha fazla veri elde edildi. Columbia ve Harvard Üniversite'lerinde yapılan araştırmalara göre bilgileri DNA'lara kodlayarak bu verileri depolama sorununa bir çözüm bulmak mümkün. Bu işlem her ne kadar pahalı da olsa bir gram DNA 215 milyon gigabyte veriyi depolayabiliyor. Bilim adamları böylece verilerin uzun süreli saklanmasını ve az yer kaplanmasını hedefliyorlar. Böylece insanlığın ürettiği bütün veriler tek bir büyük oda içerisinde saklanabilir. (Kaynak: Sciencemag, 2 Mart 2017)
Lohusalık depresyonunu babalar da geçiriyor
Emory Üniversitesi'nde yapılan çalışma sonuçları anne çocuk arasında süt salgılanması, bağlanma ve şefkatten sorumlu olan oksitosin hormonunun bazı babalarda da artış gösterdiğini, bunun ise empati ve şefkati arttırdığını gösterdi. Kadınlarda olduğu gibi, oksitosin hormonu yüksek olan babalarda da duygusal dalgalanmalar ve doğum sonrası depresif belirtiler görülebilmekte. (Kaynak: Neuroscience News, 17 Şubat 2017)
Sabah