BİLİM - TEKNOLOJİ
Biyonik göz'de Türk imzası!
Türk bilim insanı Prof. Dr. Emin Özmert tarafından, az sayıda ülkede uygulanan biyonik göz operasyonunda, "endoskop" desteğiyle iç görüntüleme yapılarak dünyada bir ilke imza atıldı.
Görüntü desteğiyle gerçekleştirilen operasyonla, ciddi sağlık risklerine yol açabilecek biyonik göz uygulamasında, üç boyutlu görüntü elde edilerek olası komplikasyonlar en aza indirildi. Henüz doğuştan görme yetisi bulunmayan hastalara uygulanamayan yöntem, özellikle tavuk karası veya gece körlüğü olarak bilinen (retinitis pigmentosa) hastaları için bir tedavi seçeneği olarak gösteriliyor.
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Tıbbi ve Cerrahi Retina Birimi Başkanı Başkanı Prof. Dr. Özmert başkanlığındaki ekip tarafından gerçekleştirilen "endoskopik destekli biyonik göz implantasyonu" operasyonunun tanıtım toplantısı, üniversitenin konferans salonunda gerçekleştirildi.
Toplantıda verilen bilgiye göre, dünyada çeşitli ülkelerde sayılı hasta üzerinde yapılan uygulama, Türkiye'de de ilk kez uygulandı.
Biyonik göz olarak tanımlanan "Argus 2 retina protezi implantasyonu" bugüne kadar ABD ve Avrupa'da 8 ülkede onaylandı, 16 merkezde gerçekleştirildi. Bugüne kadar 170 hastaya uygulanan yöntem için Türkiye'de, Ankara Üniversitesi dahil iki kuruluş akredite edildi. Ankara Üniversitesi Vehbi Koç Göz Hastanesinde Prof. Dr. Özmert ve ekibi tarafından gerçekleştirilen operasyonda "endoskop destekli ve 3 boyutlu biyonik göz" uygulaması dünyada ilk kez kullanıldı. Bu uygulamayla, gözün bugüne kadar girilemeyen noktalarına girildi ve komplikasyonlar en aza indirildi.
Kişi çevredeki materyalleri sanal görüntü olarak görebiliyor
Biyonik göz uygulaması iki kısımdan oluşuyor. Hastaya, ortada video kaydı yapan kameranın olduğu bir gözlük veriliyor. Bu gözlükte yer alan kamerayla ortamın videosu çekiliyor ve ortam bir tarama işlemine tabi tutuluyor. Bu görüntüler elektrik sinyallerine dönüşüyor. Daha sonra sinyal, telsiz olarak göze yerleştirilen bir parçaya gönderiliyor. Ardından retina üzerine yerleştirilen mikro çipler uyarılıyor ve oluşan görüntüler beyne iletiliyor. Bu iletimin ardından sinyaller beyinde çözülüyor ve sanal bir görüntü oluşuyor.
"Birkaç sene sonra tüm körlüklere çare olabilecek"
Uygulama hakkında açıklama yapan Prof. Dr. Emin Özmert, bu uygulamanın tavuk karası ya da gece körlüğü olarak bilinen hastalara uygulanabildiğini belirterek, "Daha sonraki yıllarda sarı nokta hastalığının bazı tiplerinde, birkaç sene sonra da tüm körlüklere çare olabilecek. Gelecekte, hangi nedenle olursa olsun kör olmuş, iki gözünü de kaybetmiş hastalara umut olabilecek. Bununla ilgili insan çalışmaları başladı. Ancak, daha fazla konuşmak için çok erken" dedi.
"En çok oğlumu ve eşimi görmeyi istiyorum"
Uygulamanın yapıldığı hasta Uğur Ağ, ortaokul döneminde görme kaybının geliştiğini belirterek, yaşla birlikte hastalığın da ilerlediğini söyledi.
Yaklaşık 20 yaşına kadar yazı yazabildiğini ve okuyabildiğini ifade eden Ağ, sürece ilişkin şu bilgileri verdi:
"35 yaşına kadar sokakta kendim yürüyebiliyordum. Daha sonra görmem, gece gündüz farkı ve ışık hissi kadar kaldı. Ameliyat edildim ve cihazım takıldı. Şu anda ışıkları fark edebiliyorum. Yeniden görebileceğim için çok umutluyum. Daha yolun çok başındayım. Dokuz yaşında bir oğlum var. En çok oğlumu ve eşimi görmeyi istiyorum. Bu, çok heyecan verici."