ABD Dışişleri Bakanlığı, YPG ile işbirliklerinin sürdüğünü ancak egemenlik haklarını tanımadıklarını açıkladı

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, günlük basın toplantısında Rusya, Türkiye, YPG ve ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel'in hafta sonunda Suriye'ye yaptığı ziyarete ilişkin soruları cevapladı.

TÜRKİYE'YE "ÖZERK BÖLGEYİ DESTEKLEMİYORUZ" SİNYALİ

Toner, Türkiye ile yakın ilişki içinde olduklarını belirterek, “Suriye'nin kuzeyindeki Kürtler hakkındaki endişelerini anlıyoruz. Kürtlere özerk bir bölge oluşturmamaları yönünde net tavrımızı ilettik” dedi.

"KÜRTLER IŞİD'DEN BOŞALAN YERLERE YERLEŞMEMELİLER"

Toner, “Kürtler IŞİD'den boşaltılan bölgeleri ele geçirmeye çalışmamalılar ve bu toprakları o bölgedeki sivil yönetime bırakarak giden halkın geri dönmesini sağlamalıdır” ifadesini kullandık.

ABD'Lİ KOMUTANIN ZİYARETİ

Amerikalı yetkililerin PYD yetkilileriyle görüşmesini ise “Bu güçlerle irtibat halinde olmak istiyoruz” şeklinde açıklayan Toner, PYD ile görüşmelerinin onların özerklik taleplerine olumlu baktıkları anlamana gelmediğini vurguladı.

Toner, şunları kaydetti:

“Bu görüşmeler Kürt güçlerle yakın işbirliği içinde olmak istediğimizi gösterir. Onların nelere ihtiyacı olduğunu, sahada ne tür zorluklarla karşılaştıklarını ilk elden öğrenmek istiyoruz. Fakat bu görüşmeler onların özerklik taleplerini tanıdığımız anlamına gelmez.”

RUSYA'NIN ORTAK OPERASYON TEKLİFİ

Sözcü Toner, Rusya ve ABD arasında, Suriye'de ortak hava operasyonları düzenlemeye dair bir anlaşma olmadığını belirterek, “Biz böyle bir operasyon düşünmüyoruz” şeklinde konuştu.

KERRY, LAVROV İLE TELEFONDA GÖRÜŞTÜ

Öte yandan Toner, yazılı açıklama yaparak, Suriye'nin batısında yer alan, rejimin kontrolündeki sahil kentleri Tartus ve Ceble'de meydana gelen saldırıları kınadıklarını bildirdi.

Esed rejiminin Halep ve Daraya şehirlerindeki şiddet olaylarına son vermesi yönünde çağrı yapıldığı açıklamada, Toner şu ifadelere yer verdi:

“Bu tür saldırılar çatışmaların durdurulması anlaşması ile uyuşmamaktadır. Bakan Kerry bu sabah Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir telefon görüşmesi yaparak konuyu gündeme getirdi ve Lavrov'a rejim güçlerinin Şam ve Halep bölgesinde sivillere yönelik saldırılarının sol bulması için baskı yapmasını söyledi.”

NELER OLMUŞTU?

ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel, gizlice Rajova'ya geçmiş, YPG'lilerle 11 saat görüştükten sonra Ankara'ya gelip, olası Rakka operasyonu için Genelkurmay Başkanlığı ile görüşmüştü. Genelkurmay, YPG'nin içerisinde olduğu bir operasyona destek vermeyeceklerini söyledi.

Mepanews'te Ocak 2013 ve Ocak 2016 tarihleri arasında PYG ve PYD'nin verdiği kayıplara ilişkin bir analiz haber kaleme alındı.

Buna göre;

YPG'DE 17 ÜLKENİN DAHLİ VAR

Başta ABD, Almanya ve İngiltere olmak üzere 17 ülke vatandaşının Türkiye üzerinden Suriye'ye geçerek PYD saflarında savaştığı istihbarat raporlarına yansıdı. Suriye'nin kuzeyinde büyük oranda etkinlik kuran PYD'nin silahlı kolu YPG içerisinde 17 ülkeden savaşçı bulunuyor.

EN FAZLA KATILIM HANGİ ÜLKEDEN?

YPG'ye en fazla katılımın olduğu ülkelerin başında Türkiye geliyor. PYD Medya Ofisinin resmi olarak açıkladığı ölü sayısı da bu bilgiyi doğrular nitelikte. Buna göre son üç yıl içerisinde YPG saflarında savaşırken ölenlerin yüzde 49'u Türkiye vatandaşlarından oluşuyor. Bu, YPG'nin Suriye vatandaşı savaşçılarından daha yüksek bir oran.

YPG'nin verdiği kayıpları gösteren veriler PKK bağlantılı uluslararası grupların birbirleriyle olan bağlantılarına da işaret ediyor. Atlantik Konseyi'nin derlediği verilere göre Ocak 2013 ve Ocak 2016 arasında YPG'nin beyan ettiği ölü sayısının yüzde 49.24'ü Türkiye'deki Kürtlerden oluşuyor. YPG'nin açıklamalarına göre Ocak 2013'ten beri 359 Türk vatandaşı, 323 Suriyeli, 32 İranlı, 7 Iraklı, 2 Avustralyalı, 2 Azeri ve birer İngiliz, Alman, Yunan ve Amerikalı çatışmalarda öldü. Ancak ölü sayılarının PYD kaynaklı olması verilerin güvenilirliği konusunda şüphe uyandırıyor.

Atlantic Council'in derlediği veriler aynı zamanda YPG'nin gerçekleştirdiği birçok saldırıyı da ışık tutuyor. Örgütün, Eylül 2014'te Kobani için Resulayn çevresinde Nusra cephesine karşı başlattığı saldırı, IŞİD'in de facto başkenti Rakka yakınlarındaki Ayn İsa kasabasına ve Fırat nehrine düzenlediği saldırıların kayıtları bulunuyor. Verilere göre Kobani'deki savaş, YPG'nin toplam kayıplarının yüzde 38.95'inden ve 2013-1016 yılları arasında Türkiyeli Kürtlerin yüzde 44.4'ünün öldürülmesinden sorumlu.

TÜRKİYE'DEN KAÇ KİŞİ KATILDI?

Türk İstihbaratı tarafından hazırlanan rapora göre, 4500'ün üzerinde Türk vatandaşı, PYD saflarına katıldı. Bunların büyük çoğunluğunu PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H üyelerinin oluşturduğu belirtilen raporda, “Suriye'ye geçenler arasında bölgedeki (Doğu ve Güneydoğu) işadamları, siyasetçiler (HDP-DTP), belediyedeki üst düzey yöneticilerin çocukları ile her kesimden kişiler bulunduğu görülmektedir” denildi. Ayrıca PKK'nın dağ kadrosunda 4 bin kişinin de YPG saflarına katıldığı belirtildi. Buna göre PYD'nin silahlı kanadı YPG içerisinde 8 bin 500 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bulunuyor.

Aynı rapora göre, YPG için savaşan Türk vatandaşı 690 kişinin çatışmalarda yaralandığı ve söz konusu bu kişilerin Türkiye'ye getirilerek bölgedeki farklı il ve hastanelerde tedavi edildiği belirtildi. Bu kişilerden tedavisi tamamlanan ve PKK-PYD terör örgütüyle bağlantısı olduğu tespit edilenlerin sorgulandığı, 100'e yakın kişinin tutuklandığı, diğerleri için ise yargılama sürecinin devam ettiği kaydedildi. Kobani olaylarının yaşandığı dönemde YPG saflarında savaşan 173 Türk vatandaşının çatışmalarda hayatını kaybettiği ve Türkiye'ye getirilerek defnedildiği ifade edildi.

6 SINIR KAPISI PYD'NİN KONTROLÜNDE

Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılından sonra 2 sınır kapısında kontrolü bulunan PYD, şuanda Suriye ile Türkiye arasındaki 13 sınır kapısından 6'sında denetim yapıyor. PYD, Islahiye-Meydani Ekbez, Mürşitpınar-Ayn El Arap (Kobani), Ceylanpınar-Resulayn, Şenyurt-Derbesye, Cizre-Andivar ve son olarak Akçakale-Tel-Abyad sınır kapılarının Suriye tarafında tamamen kontrolünü sağlıyor.