Abdurrahman Dilipak
Müslüman aklını anlamak ve Erdoğan’ın sırrı..
Bir Müslüman günde kaç kere Fatiha okur.. Allahu ekber der, Sübhanallah der, Elhamdülillah der, “iyya kenağbüdü ve iyya kenestaiyn” der. Ya da “Hasbünallahü ve ni’mel-vekil ve nimel Mevla ve nimen-nasir gufrâneke Rabbenâ ve ileykel-masîr” der.
Bir Müslüman’ın hayatında, kader, rızık ve ecel ne anlama gelir. Müslüman aklında kuyudaki Yusuf ya da Hz. İsmail olayı nasıl bir anlam kazanır.
Allah bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak, mazlumlara yardım etmek istiyorsa buna kim engel olabilir.
Davud aleyhisselamın sapanı, Hz. Musa’nın asası Müslüman aklında farklı bir boyuta taşır bizi.
Evet bize hayır gibi gelende şer, şer gibi gelende hayır olabilir.. Ama öte yandan Hakk’ın yeryüzünde gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacağız.. Allah bizi yeryüzünün varisi kılmak istiyor, yeryüzünü bize mescid kılmak istiyor..
Evet evet, biz yeryüzünde Hakk’ın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacağız. Herkes ve her şey, hayır ya da şer, Allah’ın iradesi içindedir. “Ve bil gaderi hayrihi ve şerrihi, minellahi teala”. Biz Allah’ın rızasına talibiz. Biz Allah’ın açıklanmış rızasının tecellisinin vesilesi olacağız.
Allah bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.
Bu bilince sahip bir Müslümanı yenemezsiniz.. Ecelimiz ömrümüzün kefilidir.. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Evrensel bir ufkumuz var. Yeryüzünden hesaba çekileceğiz. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olacağız. Zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa. İşi ehline vereceğiz. Yeryüzünün bütün açları ümmetin yetimidir diyeceğiz. Bir topluluğa olan düşmanlığımız bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecek. Yeryüzünün bütün erdemli insanları ve mazlumları bizim tabii müttefikimiz olacak. Biz onlarda hilful fudül anlayışı ile birlik olacağız. Bizim gibi inanmayan, düşünmeyen insanlarla farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşamak için kendi aramızda sözleşeceğiz. Yeryüzünde değer üreten herkesle nimet ve külfet dengesine dayalı itilaflar gerçekleştireceğiz. Bütün insanların hayrına olmayan bir teklif bizim teklifimiz olmayacak.
Müslüman aklı böyle çalışır. Bir Müslüman dünyada olup biten şeyleri, görmezden, duymazdan, bilmeden gelme hakkına sahip değildir. Bu dünyada yaptığı, yapması gerekirken yapmadığı, söylediği ve söylemesi gerekirken söylemediği her sözden hesaba çekileceğine inanır. Çünkü söyledikleri ve söylemedikleri sonucu, ya kendi sırtında kendi cennetine tuğla, ya da kendi cehennemine odun taşıyacağına inanır.
Hiç kimseden yardım beklemeden ve hiç kimseden korkmadan İlay-ı Kelimetullah için seferber olacaktır. O bir Yusuf’a, bir İsmail’e dönüşecektir.
Aslında bunları parça parça defalarca yazdım.
Müslüman bu anlamda, zor karşısında bir mitoloji kahramanına döner. Ölümsüz olur. Hızır’la buluşur bir anda. Kuşlar onun emrine verilir. Tayyi zaman, tayyi mekan olur..
İslam barışa giden yoldur. Allah’ın bir adı da barıştır. Biz adalet istiyoruz, barış istiyoruz. Özgürlük istiyoruz.. Adalet yoksa barış teslimiyettir.. Adalet ve barış yoksa özgürlük hayaldir.
Bizim barışımız aklımızla vicdanımızın barışıdır. İnsanın insanla barışıdır, insanın fıtratla, tabiatla barışıdır. Bu üç barış bizi Allah’la barışa götürecektir. Değilse insan Allah’la savaştadır.
Allah cahil ve zalim bir topluluğa yardım etmez. Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
“Müslüman insan”, “Müslüman aklı” ile düşünmeye, yasamaya başladığında o hayal edilen gün gerçek olacak. Şimdi aklımızı yüreğimizi kuşanma vaktidir. Merhametimiz gazabımızdan, sevgimiz nefretimizden büyük olacak. Affedenlerden olacağız. Sabredenlerden, şükredenlerden, direnenlerden olacağız.
“Dualarınız olmasaydı, ne işe yarardınız ki” der kitap. Müslüman dua ederken kendi ellerine bakar.. Çünkü Allah’tan istediği şeyi gerçekleştirmek için o ellerle meshedilen gözlerin, kulakların, dudakların, aklın harekete geçmesi gerekir..
Müslüman öncülerin, mesela Erdoğan’ın aklı ve derin sırrı bu imanda gizli olmasın.
Hayyalessalah, hayyalel felah.. Selam ve dua ile.