Abdurrahman Dilipak
“AB öldü, ama henüz kendisi bilmiyor”
Yok, bu benim iddiam değil.. Bana göre de o kehanet gerçekleşti. Hani şu Fukuyama’nın “Tarihin sonu” iddiası var ya, o tam tersi ile gerçekleşiyor. AB için yolun, daha doğrusu tarihin sonu.. Fukuyama’ya göre, demokrasi insanoğlunun evriminin son halkası “Homo Demokratius” denilen kıyamete kadar sürecek “evrim halkası” idi.. Ama bu iddianın tam tersi oldu.
Huntington’un “Medeniyetlerarası çatışma” dediği şey de gerçekleşiyor..
Öyle anlaşılıyor ki, Huntington da Fukuyama da bugün FETÖ dediğimiz hareketin de içinde olduğu Fuller’in “Ilımlı İslam” projesinin bir parçası idi.. Tabi BOP da bu senaryonun bir diğer parçası idi.
Kaybedeceklerini hiç düşünmediler.. Gerekirse binlerce kişiyi infaz etmeyi bile göze almışlardı.. Toplu mezar alanlarından ceset torbalarına kadar her şey hazırdı. Kaybetmek diye bir şey bir ihtimal olarak bile yoktu. Gerekirse Türkiye-İran savaşı çıkartılacak, Suriye’deki terör örgütleri Türkiye’ye sokulacak, Amerikan elçiliğine yönelik roketli saldırılar tezgâhlayıp, ABD, NATO, AB’nin İstanbul’a asker indireceklerdi.
Evdeki hesaplar çarşıya uymadı..
İngiliz başbakanı, Trump’la görüşüp, Ankara’ya geldi. Merkel yolda.. Theresa May ile birçok konu konuşulmuş. Herhalde Gülen de konuşulmuştur. Sadece Gülen değil, onun avanesi ve onların gelecekleri de.. İsrail de konuşulmuştur, Kudüs de.. May-Trump buluşması ya da Merkel’in gelişi birbirinden bağımsız hadiseler değil..
Eee, herhalde Çipras da artık pilotların iadesini bir kere daha düşünür..
Fransa’dan Trump’a yönelik eleştirileri de bir kenara not etmek gerek..
Eğer gerçekten May ve Trump anlaştı ise Rothcilt’in işi zor..
May’ın Kraliçeden habersiz bu işlere kalkışması çok mümkün değil. Kraliçe, Trump’u destekliyorsa, demek ki Rothchilt’i gözden çıkarttılar..
Ama burada bir terslik var. Ekonomi ve politika bunlar aynı arabanın iki atı.. Arabanın biri bir tarafa, öbürü öbür tarafa çekiyorsa bu araba devrilir.. Garp cephesinde siyaset iktisat, iktisat siyaset için gereklidir.. İkisi birbiri içindir ve bunlar ying-yang gibidir..
Gelinen noktada, görünen o ki AB çöktü.. AB - ABD demokrasisi bir utanca dönüştü.. Oyun bitti. Dolar ve Euro yükselmeye devam etse de, bu işin geri dönüşü yok gibi. Avrupalılar dün Erdoğan’la ve Putin’le başetme derdine düşmüşlerdi, bugün karşılarında bir de Trump var.. Yarın ne olacağı belli değil.
Fransa’daki aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin (FN) lideri Marine Le Pen, “AB’nin öldüğünü ama bunu kendisinin henüz bilmediğini” söylüyor. Le Pen, Bild am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada, ‘’AB öldü ancak bunu kendisi henüz bilmiyor. Tüm branşlarda başarısızlığa uğradı. Ekonomik olarak büyüme oldukça yavaş. Sosyal olarak işsizlik ve yoksulluk çok yüksek. Güvenlik konusunda AB kendi sınırlarını korumaktan aciz terörizme karşı bile bizi koruyamıyor’’ dedi. Bunlar aileyi ve gençliklerini, umutlarını ve hayallerini kaybettiler.. Batı kavram ve kurumları ile birlikte topyekun bir çöküşün eşiğinde..
Fransa’nın AB üyeliğinin geleceği konusuna kaygılarını dile getiren Le Pen, ‘’Sınırlar, para, ekonomi ve yargıdan oluşan konulardaki egemenliklerimizi AB’den geri isteyeceğiz. AB ‘evet’ derse o zaman milletlerden oluşan tek Avrupa’yı kurarız. Ya da hayır derse ben o zaman Fransızlara AB’den çıkmak zorunda olduğumuzu anlatır ve bunu oylatırım’’ diyor.
Bakın Le Pen artık yalnız değil. Avrupa hızla demokrasiden uzaklaşıyor ve Faşizme kayıyor.. Koblenz’te kendileri protesto edenler hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine, Le Pen ‘’Bunlar hep aynı; aşırı solcular. Bu insanlar demokrasiyi hiçbir zaman kabul etmediler. Herkesin özgürce konuşması demokrasiye aittir. Bizi yüzlerce polisin korumasını siz normal mi buluyorsunuz?” diyor. Fransızlar Euro’nun 2018’in sonunu görmeyeceğini düşünüyor, Euro’nun yanından kendilerinin yeniden Frank’a dönmeleri gerektiğini konuşuyorlar..
Koblenz Sendromu batı demokrasisi için trajik bir sona işaret ediyor..
Geert Wilders (Hollanda), Ulusal Cephe ve AfD (Almanya için Alternatif Partisi) giderek güçlenirken, İtalyanlar, İspanyollar, Avusturya ve diğer AB ülkelerinde de Faşistler yükselişte..
Batı için gelecek günler geçen günleri aratacak..
Batılıların İslam düşmanlığı ve yabancı düşmanlığı fikirlerini zehirlemiş..
Bizim de, Avrupalıların da artık şunu görmemiz gerek.. Türkiye AB’ye girse de, girmese de artık AB’nin bir İslam gerçeği var.. Eş zamanlı olarak AB ülkelerinde yaşayan 35 milyonluk İslam cemaati ile bağlantılı olarak bir AB gerçeğimiz var..
Türkiye coğrafi, kültürel, tarih, toplum yapısı olarak, hem AB’nin, hem Asya’nın hem de Afrika’nın bir gerçeği.. Bu değişmeyecek.. Giderek dünyanın iç içe geçtiği globalizmin sınırları zorladığı günümüzde batı daha fazla bu gerçeği görmezden gelemez..
Yeni bir dünya kuruluyor. Yeni dünyanın anahtar ülkesi, mihver ülkesi Türkiye’dir.. Birileri bu gerçeği görmek istemese de bu böyledir. Er veya geç birileri de bu gerçeği görmek ve kabul etmek zorundadır..
Önümüzdeki günler çok önemli olaylara gebe.. Türkiye’de her gün bir yenisi açılan FETÖ ve PKK-HDP davaları aslında batının arka bahçelerinde dönen gizli ve karanlık, derin ilişkilerin deşifre olmasına sebep oluyor. Yarın bakarsınız FETÖ, ABD ve AB ülkelerinde ekonomik ve siyasi skandallara sebep olmuş.
Bu iş ne kadar gecikirse o kadar fazla can yakıcı olacak, göreceksiniz..
Sürprizlere hazır olun. Selam ve dua ile..