Abdurrahman Dilipak
Yine Ermeni meselesi
Geçen gün Akit Tv’de Müslüman bir Ermeni kardeşimizle birlikteydik.. Hem Almanya’daki oylamayı konuştuk, hem Ermeni diasporasını, Ermenistan Ermenilerini ve Türkiye’deki Ermenileri..
Bilmem biliyor musunuz, İstanbul’da, Gürcistan üzerinden gelip burada kaçak olarak çalışan, ekmek parası kazanmaya çalışan on binlerce Ermeni var. Yani sadece Suriye’den göç almıyoruz, Ermenistan’dan da göç alıyoruz..
Yine bilir misiniz, “Çırpınırdı Karadeniz”in güftesinin bir Ermeni’ye ait olduğunu..
Mesela Pakradun’ları, Müslüman gözüken kripto Ermenileri duymuşuzdur da, Müslüman Ermeniler olduğunu bilmiyor çoğumuz. Ermeni kökenli olunca Müslümanlar da biraz garip bakıyor, diğer Ermeniler de.. Ermeni, Süryani kökenli bir Müslüman birilerine biraz garip geliyor. Irk ve din birliğinden kaynaklanan bir durum bu.. “Türk” diyince, eşittir Müslüman diye düşünen vardır da, Türk’ün de Hristiyanı, Yahudisi, dinsizi olur.. Karaim Türkleri Yahudi’dir mesela, Gök oğuzlar Hristiyan. Gagavuzlar yani.. Bu Yahudilikten miras.. Bugün “Rum” diyince Kıbrıs Rum kesimi, Anadolu’daki Yunan bakiyesi geliyor aklımıza. “Bizans” da öyle. Rumi, Urumiye, Arzı Rum, Rumeli, Ahiyani Rum, Baciyanı Rum, Gaziyanı Rum kim oluyor. Bizim takvimimiz niye Rumi takvim. Rumi sanat kimin sanatı.
Karadenizlilere Rum deseniz, kendilerinin Rum olmadığını isbat çabasına düşer, psikolojik baskı sebebi ile. Bu konuda galatı meşhur, belagatı fasihadan öne geçmiştir zira.. Yalan gerçeğin yerini almıştır. Sanırım bazı şeyleri yeniden gözden geçirmemiz gerek.
Anadolu’nun fethinde Ermenilerle beraberdik mesela..
Ermeni patrikliğini kuran Fatih Sultan Mehmed’di. Süryani patrikliğini kuran da Hz. Ömer.. Ermenileri İstanbul’a kabul etmiyorlardı fetihten önce, Fatih davet etti onları.. Maalesef Bizantoloji üzerinde ne yeterli bir arşive, ne de uzmana sahibiz, “Kahbe Bizans” diye gidiyoruz.. İngiltere’de bir yılda 43 yıl sürecek akademik program açıklanıyor bu konuda. Onların Müsteşrikleri var, bizim Müstağriplerimiz yok ne yazık ki.
Ben büyük kızımı İslam ilahiyatı ile birlikte eşzamanlı olarak Viyana’da Vatikan ilahiyatında okutmaya kalkınca Hürriyet’te iki sayfa haber olmuştu. Kaldı ki, doğduğumuz zamanı, toprağı, ana-babayı, derimizin rengini, cinsiyetimizi biz mi seçtik ki!
Alın size burada, o gün Tv’de birlikte olduğumuz Ermeni kardeşimiz, Almanya’da Türk olduğunu söyleyen soykırım iddiasına evet diyen ve Türk olduğunu söyleyen bir düzine adam..
O gün kanala, doktor, eşi de Rus, annesi ile birlikte İstanbul’da yaşayan ve bu ülkede yaşamaya devam etmek için Türkçe öğrenen ve vatandaş olmayı bekleyen bir Rusya Ermeni’si kardeşimiz de vardı.. Bu arada Kazım Karabekir’in “Gürbüzler”ini de unutmayalım, “Dersim’in kayıp kızlarını” da.. Sürgün günlerinde can korkusundan “Kızılbaşız” diye kendilerini gizleyenleri de. Ya da kendi iradesi ile Müslüman olup, hem Türkünden, hem Ermenisinden korkup, Müslümanlığını gizleyeni de..
İddiaya göre, tamamen Türkleşmişinden, henüz yeni Müslüman olmuş çok sayıda Müslüman Ermeni var aramızda.. Artık tek tek ortaya çıkıyorlar. Dernekleşiyorlar, internet ortamında sayfalar açıyorlar.. Onlar “ötekilerin ötekisi”. Facebook da sayfaları var “Müslüman Ermeniler” diye girin bakın internetten ya da “Muslim Armanians”
Bu soysürümü yapanlar bizden değildi. Corie’nin dediği gibi, onlar “bizden”se ben de bizden değilim. Onlar, kimi İngiliz, kimi Fransız, kimi Amerikan işbirlikçisi, Çanakkale savaşında Almanya’nın işbirlikçisi içimizdeki hainlerdi. Çoğu Mason olan bu hainlerin bakiyeleri cumhuriyet döneminde de zulümlerini sürdürdüler ve zulmetmedikleri ahali kalmadı.
O soykırım iddiasına oy veren, tarih cahili Alman geri zekalılar şunu unutmasınlar, onlar sizin ajanlarınız ve işbirlikçilerinizdi.. Ermenileri bize kışkırtan, aldattıkları “bizimkiler” ile sizinkileri katledenler aynı merkezden besleniyorlardı. O “Siz”diniz..
O alçaklar, önce Müslümanların halifesini Selanik’e, Yahudi işadamı, hani şu Şemsi efendi mektebi diye bize anlatılan, Türkçesi yetersiz çocuklara haham yetiştirmek için açılan Kabbala okulu, Şimon Zwi mektebinin patronu Alatini efendi var ya, hani şu sanayici, müskirat üreten, tütün tüccarı, un fabrikası olan Avusturya vatandaşının evine sürgüne göndermişlerdi daha önce. Az mı Müslümanı yerinden yurdundan ettiler.. Halifeyi Selanik’e sürenler, Ermenileri Şam’a sürdüler..
Hristiyan Ermenilerden bazıları ya da Osmanlı’daki diğer Hristiyan ekalliyetten bazıları işgalcilerle işbirliği yapmadı mı? Bazı Ermeniler Güneyde Fransızlarla, Irak tarafında İngilizlerle, Doğuda Ruslarla işbirliği yapmadı mı? İşgal kuvvetlerinin asker elbisesini giyip, onların verdiği silahlarla saldırmadılar mı? İngiliz, Rus, İtalyan, Amerikan, Bulgar, Fransız, Alman mektepleri, kiliseleri bunlara silah verip kışkırtmadı mı? Sonunda bir “mukalata” yaşandı.. Gelin biz haksızlıklar kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olalım, zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa. “Bir kavme olan düşmanlığımız bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmesin.” Kur’an böyle der.
Osmanlı’yı bölmek için tarafları birbirine karşı kışkırtan, dün sağ-sol, Alevi-Sünni, bugün Kürt-Türk, Şii-Sünni-Selefi diye bizi birbirimize kırdırmak isteyen sizler değil misiniz..
Bugün de boş durmuyor sizinkiler. Süryanileri PYD ile bir araya getirip, silahlandırıp bölgede yeni çatışma odakları oluşturmaya kalkanlar kimler. DAEŞ’i kim örgütledi.. Kontrollü bunalım stratejisi dedikleri, soğuk savaş, psikolojik harp, asimetrik savaş taktikleri bunlar.. Bizi bize kırdırmak istiyorsunuz değil mi!
Bu mesele burada bitmeyecek. Yine döneceğim bu konuya.. Herkesin bu kanlı terör ve örtülü savaş konusunda dikkatli olması gerek. Aramızda melek yüzlü şeytanlar dolaşıyor, ağuyu altın tas içre bala karıştırıp sunuyorlar. Dikkatli olalım, cehennemin yolları bazan iyi niyet taşları ile döşelidir. Selâm ve dua ile..