Abdurrahman Dilipak
Varşova Paktı’ndan NATO Zirvesine!
Varşova’da NATO liderler zirvesi başladı. Liderlerin gündeminde mülteci krizinden Suriye ve Irak’ta yaşananlara, siber saldırılardan teröre, açlık, salgın hastalıklar, Gürcistan’ın, Bosna Hersek ve Makedonya’nın üyeliklerine, NATO’nun yeniden yapılanmasına kadar görüşülecek birçok konu var.. Yarın tamamlanacak NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne Erdoğan katılıyor.. Burada ayrıca ikili ve çoklu görüşmeler de yapılacak..
Eskiden Varşova deyince akla NATO’nun karşısında örgütlenen Varşova Paktı gelirdi. Soğuk savaş bitti ve her şey değişti.. Varşova Paktı 14 Mayıs 1955 tarihinde Varşova’da, sekiz sosyalist ülkenin imzaladığı “Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Antlaşması” ile kuruldu. Örgüt hem askeri ve hem de siyasi ve ideolojik bir birliği ifade ediyordu.. Taraf ülkeler, SSCB başta olmak üzere Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya’ydı. Anlaşma, daha önceleri SSCB ile Çekoslovakya (1943); Polonya (1945); Bulgaristan, Macaristan ve Romanya (1948) arasında imzalanan ikili anlaşmaların devamı mahiyetindeydi. Pakt, Macaristan, Çekoslovakya ve Afganistan’ın işgalleri gibi önemli siyasal olaylarda askeri olarak fiilen yer aldı.
Bizim NATO olarak tanımladığımız Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü 4 Nisan 1949’da 12 ülke tarafından imzalanan anlaşmayla kuruldu ve zaman içinde 16 ülke daha örgüte katıldı. NATO’nun merkezi, Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunmaktadır. 22 ülke NATO’nun “Barış İçin Ortaklık” adlı girişiminde yer alırken, 15 ülke “kurumlaşmış diyalog” programlarına dâhildir. Tüm NATO üyelerinin toplam askerî harcaması, dünyadaki savunma harcamalarının %70’inden fazladır. Üyelerin savunma harcamalarının GSYİH’lerinin %2’si kadar olması gerekmektedir. Güvenliğin Sivil Boyutu Komitesi, Savunma ve Güvenlik Komitesi, Ekonomi ve Güvenlik Komitesi, Siyasi Komite, Bilim ve Teknoloji Komitesi gibi alt birimleri vardır. NATO kendini “dünya jandarması” olarak görmektedir.. “Barış ve güvenliğin koruyucusu” olma iddiasına rağmen bu görevini yapmamakta/yapamamaktadır. Daha çok bir “haçlı ittifakı” gibi ya da “Kapitalist bir cephe” gibi görülmektedir.. SSCB dağılmadan önce tehlikenin rengi “Kırmızı” iken, daha sonra tehdit algısına dayalı olarak bu renk “Yeşil”e dönüştürüldü.. BM Güvenlik konseyinde daimi üye olarak 5 üyeden 3’ü NATO üyesidir. Bu zirvenin en önemli sembolik yanlarından biri NATO’nun, Varşova Paktı’nın merkezi ülkesinde bir liderler zirvesi yapmasıdır.. Bugün NATO’ya katılan ülkeler arasında eskiden Varşova Paktı içinde yer alan ülkeler de var. Polonya da bunlardan biri. Rusya ile yaşanmakta olan sorunlar çerçevesinde bu zirvenin ayrı bir anlamı ve önemi olsa gerek. Ve tabii NATO Balkanlar’da bayrak gösterirken, aynı zamanda Ukrayna ve Kafkaslar’a da göz kırpmış oluyor.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg “Varşova’daki NATO zirvesi güvenliğimiz açısından önemli bir döneme denk geliyor” diyor. NATO, bu çerçevede Rusya’ya yakın doğu bölgelerdeki askeri varlığını güçlendirme hesabı yapıyor.. NATO bu çerçevede Polonya ve üç Baltık cumhuriyetiLatviya, Litvanya ve Estonya’da çok uluslu 4 tabur konuşlandırılacak.
Bu arada Türkiye önemli bir müttefik olmasının yanında çoklu ilişkileri ile yakından izlenen bir ülke. Özellikle Rusya ile kurulan yakın ve sıcak ilişkiler, hatta İncirlik üssünden Rusya’nın Suriye’de DAEŞ’e yönelik operasyonlarda yararlandırma konusunun konuşuluyor olması dikkat çekiyor.. NATO Rusya’nın baskısı altında olan Gürcistan ve Moldova ile dayanışmasını güçlendirilecek ama diyalog yolu kapatılmayacak. Bilindiği gibi Rusya, NATO’nun aldığı askeri önlemlere kendi önlemleri ile cevap veriyor..
Konuşulacak çok konu var zirvede tabii. NATO AB ilişkileri, İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı, Çin ile ilişkiler, Kuzey Kore krizi bunlardan sadece birkaçı. Nükleer silahların sınırlandırılması ayrı bir konu.. Akdeniz ve Karadeniz’deki güç dengesi yine zirvenin ayrı bir gündem maddesi olacaktır. Bulgaristan’ın ev sahipliği yaptığı, 8-17 Temmuz’da Karadeniz’de gerçekleştirilecek Breeze-2016 Tatbikatı bu açıdan önemli. Tatbikata ABD, İtalya, Polonya, Romanya ve Yunanistan katılıyor. Türkiye’nin de katılacağı tatbikata Türkiye’den gemiler, denizaltı ve hücumbotlar katılacak.
Varşova’da Erdoğan’ın Obama ile de görüşmesi bekleniyor. Zirveye 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanı katılıyor.. Öyle anlaşılıyor ki, NATO bundan sonra Karadeniz’de, Rusya ise Akdeniz’de daha çok bayrak gösterecek.. Rusya’nın Karadeniz’deki varlık ve hareketliliğini son yıllarda dört kat artırdığı gözleniyor..
NATO’nun mihver ülkeleri, Türkiye, Romanya ve Bulgaristan’ın öncülüğünde Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerle birlikte inisiyatif almaya teşvik ediyor.. Bu çerçevede NATO ülkelerinin Karadeniz’deki varlık ve hareketliliğinin artması, Montro’nün, Türkiye’nin Kanal projesini de kapsayacak şekilde tartışılır hale gelmesi bekleniyor. Tabii Türkiye’nin sınır güvenliği, NATO ülkelerinin terör örgütlerine himaye ve destek sağlaması da gündeme gelecektir.. Sınır güvenliği ile ilgili olarak füze kalkanı oluşturulması konusunda yaşanan sorunlar, istihbarat paylaşımı, hava polisliği, erken uyarı sistemleri de masada olacak. Bu anlamda Merkel de Türkiye ile yaşanan sorunlar için zirve sırası ve sonrasında sıcak temaslar sağlayacaktır herhalde.
Polonya, Rusya ile ilişkilerinin gerginleşmesi nedeniyle, 2016 Eylül’ünde 35 bin kişilik bir paramiliter bir sivil savunma gücü oluşturacağını açıklamıştı. Hatta Savunma Bakanı Antoni Macierewicz, Gönüllü Savunma Milis Gücü (Farklı bir korucu projesi) ve Tretoryal Savunma Birliklerikomuta kademesinin belirlendiğini açıklamıştı.. Polonya Ukrayna’dakine benzer bir durumun yaşanmasından endişe ediyor. Rusya’nın Mart 2014’te Ukrayna’nın Kırım yarımadasını ilhakı ve Polonya ile Baltık ülkeleri arasındaki Kaliningrad’a nükleer başlık takılabilen İskender M füzeleri yerleştirmesi, Polonya’da ciddi kaygılara yol açmıştı.
Bugün Varşova, Varşova Paktı’nın çok uzağında NATO’ya ev sahipliği yapıyor. Selâm ve dua ile.